İçindeymişik, Yeşilmişik, Geziymişik

Bir değişimin, bir kırılmanın, bir kuşak sıçramasının, yani farklı bir anlayışın sesiydi Gezi.
Bu sesi korkutucu bulanlar sese kulak vermek yerine o sese bambaşka anlamlar yüklediler. O anlamları yalanlarla bezediler üstelik. Bu sesin masumiyetini alıp terör örgütlerine mâl ettiler.
Yalanları bir bir çıktı ortaya zamanla. Onlarsa hiç yalan söylememiş gibi konuşmaya devam edip, hiç yalan söylememiş kadar “masum” bir halde çıktılar karşımıza.
Kabataş yalanını döne döne söylerken, “Camilere ayakkabılarıyla girdiler, camide içki içtiler” derken hiç utanmadılar, hiç sıkılmadılar. İnsanları birbirine düşman edip, memleketin aydınlık yüzü olan eğitimli gençleri birer terörist yaptılar.
Bu arada araya gerçek teröristleri de sıkıştırarak Gezi’nin masumiyetini baltaladılar…
Onlar neyi nasıl anladı?
İnsan işkilliyse bir yerinden, her şeyi o işkilli olduğu yerden anlar elbet. O yüzden onlar da Gezi’yi tam da oradan anladılar.
Yanlış anlamalar bitti mi?
Ne acı ki bitmedi. Yanlışlar, Yanlışlıklar Silsilesi olarak katlanarak devam ediyor. Taşlar sürekli yer değiştiriyor.
Kara Delik önüne geleni içine çekiyor ve bir lokmada yutuyor…
****
Gezi olayları boyunca neler yazmadım ki…
İşte o günlerden birkaç yazı:
Yazının başlığı Yeni Türkü’nün “Yeşilmişik” parçasından gelir.
“Geziymişik” sözü ise Özge Ersu’dan…
cananekncylmz@gmail.com'

Canan Ekinci Yılmaz

1 Nisan 1963 Karacabey doğumlu. Karacabey Lisesi mezunu. 5 Ekim 2010 itibariyle yazar.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.