Yılmaz Emen Metal Heykeller Müzesi Nerede?

İki ayağının üzerinde durmuş, ellerinin arasına kocaman bir cam bardak almış, yüzüme soran gözlerle bakan “Zuzaylı Kaşık Kafalı” bir heykelcik duruyor karşımda. ‘Kaşıktan ayaklarının altında ters çevrilmiş bir çay tabağı, dizleri hafif bükük, çataldan iki eli ile kocaman çay bardağını kavramış, adeta “İstediğin kadar kalem yükleyebilirsin bana. Bundan böyle kalemlerin bana emanet, sesimi de çıkartmam, masanın köşesinde sessizce dururum böyle, olur mu?” diyor.
Olmaz mı hiç sayın Çatal-Kaşık Kardeş, sen istersin de olmaz mı?
Yoruldum, belim ağrıdı, diz kapaklarım sızladı, kollarım tutuldu demek yok ama!

En iyisi ben senin yanına bir de melek katayım da, yorulunca sana destek olsun…

Böylece çalışma masamın baş köşesine kuruldu Çelik Bilek kadar güçlü metal heykelcik.
Zuzaylı Kafalı bu çelik heykelcik uzaydan gelmedi elbette. Lakin uzaya çok yakın bir yerden, Uludağ’ın eteklerinden geldi. Ovaya iner inmez de masama yerleşti.

Çatal-Kaşık Kardeşler
Metal Heykel Sanatçısı ve Devlet Sanatkârı Yılmaz Emen ile tanışmadan önce eserleri ile tanıştım ben.  

28 Mayıs 2015’te Ev&Stil Fuarı’nda karşıma çıktı çatal, kaşık, bıçak ve çay tabağından yapılma metal heykelcikler.

Daha sonra 20 Ekim 2016’da Irgandı Köprüsü ziyaretimde karşılaştım heykelciklerle. Yılmaz Bey işinin başında çalışıyordu içeride. “Çalışmalar size mi ait?” sorusuyla muhabbet açayım dedim, baktım hiç muhabbet edesi yok. Kapının önüne biyografisini ve iletişim numarasını yazdığı bir kağıt asmış, adeta, “Beni tanımak isteyen buyursun okusun, bağlantı kurmak isteyen de verdiğim numaradan arasın!” demiş.

Geçtiğimiz yıl sosyal medyada buldum kendisini ve o günden sonra çalışmalarını sosyal medyadan takip ettim. Takip etmek bana yetmedi, gideyim bir de muhabbet edeyim kendisiyle diyerek aradım kendisini.
6-10 Kasım tarihleri arasında İstanbul Yenikapı’da, Avrasya Sanat ve Gösteri Merkezi’nde 100. sergisini açacağını, İstanbul dönüşü görüşebileceğimizi söyledi bana. 
Dönüşte de aradı ve 21 Kasım günü görüşmek üzere randevulaştık.

Uludağ’dan mı Bursa’ya bakmalı, yoksa Bursa’dan Uludağ’a mı?
Şimdilerde (kendi deyişiyle) Irgandı’daki ırgatlığı sona eren Yılmaz Emen, Uludağ’ın eteklerinde, Bursa manzaralı kendi evinde sürdürüyor çalışmalarını. Ben de kendisiyle tanışmak ve iki kelam etmek için  oralara tırmandım.

Eve ulaştığımda aşağıda boylu boyunca uzanmış Bursa ile karşılaştım.
Aşağıda görünen cânım Bursa taşlı bir tarla gibiydi. Doğanbey de bu taşlı tarlanın dikenli kaktüsüydü. Her görüşümde bana fena halde batıyor, canımı çok acıtıyordu.
Uludağ’dan Bursa’ya bakmak yerine Bursa’dan Uludağ’a bakmak galiba daha iyiydi. Aşağıdan yukarıya bakınca en azından “Yeşil ve Beyaz” renkler görünüyordu.

Konuşalım Artık
Bursa’yı eskisiyle yenisiyle kıyaslamayı bir kenara bırakıp Yılmaz Emen ile metal ve heykel üzerine sohbete başladık.  
Metal Heykel Sanatçısı ve Devlet Sanatkârı Yılmaz Emen 1 Ocak 1942 Bursa doğumlu. Şu anda 77 yaşında olan Emen, ilkokul birinci sınıfı okuduktan sonra, 1950 yılında okulu bırakarak Kayhan Çarşısı’nda kılıç ve bıçak yapan bir ustanın yanında çıraklık yapmaya başlar. Metale estetik biçimler vererek bir çok eser yaratır. Zanaati olan metali sanat ile buluşturarak değişik form ve boyutta metal heykel çalışmaları yapar. Çalışmaları yerli ve yabancı basında yer bulur, medyada pek çok kez haber olur. 1960 yılında ordunun kılıç ve meçlerini hazırlar. Özel istek üzerine hazırladığı işlemeli kılıç-kalkan ve palalar devlet başkanlarına takdim edilir. 2000 yılında göz tansiyonundan bir gözünü kaybeden Yılmaz Emen çalışmalarına çatal-kaşık-bıçakları eğip bükerek yaptığı heykelcikler ile devam eder.

Gözünü kaybetmeden önce yaptığı, dağdan odun taşıyan Yılmaz Emen’i tasvir eden heykelciği gördüğümde o göz kaybedilmeseydi iyiydi dedim. Ama diğer gözüne “gözü gibi bakması” gerektiğini de söylemeden geçmedim.

(Sohbetin video kaydını YouTube kanalımdan
https://www.youtube.com/user/cananmanan/videos?view_as=subscriber izleyebilirsiniz. )
Fotoğrafta da göreceğiniz üzere, heykellerdeki estetik, kompozisyon, devinim, oranlar ve tüm bunların özündeki aşk, bir de olmazsa olmaz disiplinli çalışma bu eserleri bu kadar fark edilir kılan.
Bir soğuk metalden bu kadar sıcak bir enerji yaratmak Yılmaz Emen’in marifeti.
O yüzden bu kadar plaket, bu kadar teşekkür, bu kadar haber.
Ancak!

Yılmaz Emen Metal Heykeller Müzesi
‘Ancak’tan devam edelim. Yılmaz Emen ile yaptığımız sohbette gördüğüm (videoyu izlediğinizde sizin de göreceğiniz üzere) kadarıyla Emen’in çalışmaları, kendisine verilen teşekkür belgesi ve plaketler o kadar çok ki, onları sergilemeye ayrı bir yer lazım.

Yurt içi ve yurt dışından defalarca haberi yapılmış, çalışmaları yurt içi ve yurt dışından pek çok devlet adamına hediye edilmiş, “Devlet Sanatkârlığı” ile payelendirilmiş, ömrünü metal sanatına adamış bir sanatkâr olan
Yılmaz Emen’in en büyük isteği çalışmalarının bir müze çatısı altında toplanması.

O zaman Bursa’ya gelenlerin “Yılmaz Emen’in çalışmalarını nerede görebiliriz?” sorusuna verilecek bir cevabımız olur.
Yılmaz Emen de çalışmalarının bir yerde toplanıp, Yılmaz Emen Metal Heykeller Müzesi’nde sergilenmesinin onurunu yaşar.
Yeter ki niyet edilsin…
****
Yılmaz Emen’in bana verdiği özgeçmişinde yazdığı haliyle, hediye eserler ve aldığı ödül ile plaketlerin listesini sizlerle paylaşmak isterim.

HEDİYE ESERLER
1968’de Başbakan Süleyman Demirel, Tunus Cumhurbaşkanı Habib Burgiba,
1969’da Fransa Cumhurbaşkanı Charles De Gaulle, Libya Kralı İdris Elsunusi,
1970’de ABD Başkanı Richard Nixon,
1972’de İran Şahı Rıza Pehlevi, Almanya Başbakan Yardımcısı Kurt Partsch
1973’de İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth
1978’de Ürdün Kralı Hüseyin
1983’de Cumhurbaşkanı Kenan Evren,
2008’de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan
11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül

ÖDÜL ve BELGELER
1974-1975 yıllarında Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından verilen “Ülke Turizmine Üstün Hizmet Ödülü”, (Hitit Güneşi ve Beratı) aldı.
1988 yılında Öner Sanat Dergisi’nce “Yılın Sanatçısı” seçildi.
1986 yılında 47, 1988 yılında 49, Devlet Resim ve Heykel Yarışması’nda 2 metal heykeli sergilenmeye değer bulundu.
2000-2003 yılında Bursa Esnaf ve Sanatkarlar Odalar Birliği tarafından Onur Belgesi verildi.
2005 yılında BUSİAD Meslek Ödülü aldı.
2005 yılında T.C. TBMM Başkanlığı Onur Belgesi aldı.
2005 yılında T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Devlet Sanatkârı Belgesi aldı.
2005-2006 yılında T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Tasarım Yarışması Onur Belgesi aldı.
2007 yılında Bursa Hediyelik Eşya Tasarım Yarışması Ödülü,
2011 yılında Bursa Bıçağı Tasarım Yarışması Onur Belgesi,
2012 Bursa Valiliği Onur Belgesi,
Ve;
35 adet ulusal ve uluslararası sergiye katılım belgesi ve plaket aldı. (2019 itibarıyla bu sayı daha da artmıştır.)

1990-1991 Uludağ Üniversitesi İİBF-MF’deki 5 metre boyunda iki metal heykel Yılmaz Emen tarafından yapılmıştır.

cananekncylmz@gmail.com'

Canan Ekinci Yılmaz

1 Nisan 1963 Karacabey doğumlu. Karacabey Lisesi mezunu. 5 Ekim 2010 itibariyle yazar.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.