YETERLİ Mİ, KAPSAYICI MI ?

AHMET AYGÜN ATA KÖŞE YAZISI

Cumhurbaşkanı, koronavirüs nedeniyle ekonomi ve toplumsal sorunlara karşı açıklama yaptı. Açıklama olumlu olsa da kapsayıcı olmadığı açık. Finansal destek salt işverene. Oysaki ekonomiyi canlı tutan halk. Halkın gereksinimleri.

Esnafa ilişkin üstünkörü bir takım kolaylıklar sağlanmış. Aslolan esnafın yaşatılması, bu dikkate alınmamış. Kapatılan ya da müşterisi düşen küçük esnaf. Alınması gereken desteklerden ilki sicil affı olmalıydı. Yanı sıra toplumsal ilişki için önemli bir katman olan esnafın büyük mağazalara karşı korunması gerekirdi. AVM ve büyük mağazalar tekelleşmeye gidiyor. Özel sektöre ait tekelleşme ülkede ekonomik anarşi yaratır. Sonucu toplumsal çatışmadır. Bu nedenle ve (koronavirüs yüzünden) toplu insan kalabalığı sağladığı için AVM’ler kapatılmalıdır. Yine ülke çapına yayılmış mahalle bakkalı düşünceli büyük işletmelerin çalışma saatlerinde kısıtlamaya gidilmelidir.

Karantina gereği işten çıkarmalara, ücretsiz izinlere engel olunmalıdır. Özel kesim kriz dönemleri sonrası toparlanma sürecini yurttaştan daha kısa sürede sağlayabilir. Ancak işten çıkarılan ya da ücretsiz izin verilenlerin kendisini toplaması yıllara yayılmaktadır. İşten çıkarma ya da ücretsiz izin aynı zamanda toplumsal huzursuzluğu da arttırır. Aileler parçalanır. İnsanlık aylardır kendisini sorgulamaya başlamıştır. ‘Can mı” , “mal mı” ? Mal, can üretmez ama can mal üretendir.

Bir ülkenin temeli, yaşayabilme şansı Tarıma bağlıdır. Tarımını dışarı teslim eden her ülke sömürge olmaya mahkumdur. Bu nedenle üreten kesim yani çiftçi, köylü ve hayvancılıkla uğraşandır. Verilecek krediler faizsiz ve uzun vadeli olmalıdır. Yerli tohum öncelikle ve Milli duruma getirilmelidir. Gübrenin üretilebilecek tümü ülke içinden sağlanmalıdır. En büyük girdi akaryakıttır. Çiftçiye akaryakıtta ÖTV kaldırılmalıdır. Sağlık güvencesi sağlanmalıdır. Taban fiyat yüksek tutulmalı, artan üretim dış satımda değerlendirilerek hem ekonomiye can suyu sağlanmalı hem üreten kesim yüceltilmelidir.

Gerçek çözüm ne? İflas etmiş; kapitalizm, liberalizm ve yalancı baharlar! Dünya ve Türkiye nereye gidiyor? Olmaması gereken ne varsa insanlık 50 yıldır yaptı. Salt bir avuç dünya efendisi dedi, diye. Bireyselcilik pompalandı. Üretmeden tüketim pompalandı. Sözde özgür birey, sözde açık toplum, sözde demokrasi! Hepsi sözde!

Eğitim, sağlık gibi giderler arttı. Arttırıldı, desek daha doğrusu. Sözde her şey güzel olacaktı. Olmadı, olamazdı. İnsan toplumsal bir canlıdır. Bireycilik toplumun dinamitidir. İnsanı ve insanlığı yok eder.

Türkiye Cumhuriyeti’nin, önünde tek seçenek var; Kamucu-Halkçı Üretim Ekonomisi. Bu bağlamda sağlık ve eğitim derhal ve behemahal KAMULAŞTIRILMALI. Ülkemizin yeraltı ve yerüstü varlıkları özelleştirilmeden kurtarılmalı. Yeraltı ve yerüstü varlıklar yabancılara satılmamalı. Halkın ortak varlıkları; özelleştirilemez, satılamaz. Yoksa diğer ülkelerin güdümünde Türkçesi sömürgesinde benliğimizi yitirir, asker postalı olmadan işgale uğrarız. Sonra zaten asker postalıda peşinden gelir. Tıpkı Osmanlı İmparatorluğuna olduğu gibi.

Önümüzdeki süreç Türkiye Cumhuriyetini, kamulaştırma yapmaya zorunlu bırakacak. Bu nedenle özel hastane ve okulların birer birer kamulaştırma kararıyla Devlet Okulu ve Hastanesi olmasına kimse şaşırmasın. Yurtsever, Devrimci, Kamucu, Halkçı, Cumhuriyetçi, Milliyetçi olan bizler bunu öngörüyorduk. Uğruna nice bedeller ödedik.

Nereden mi biliyorduk?

MUSTAFAKEMAL ATATÜRK’TEN…

ÖNDERİMİZDEN…

MİLLİ DEMOKRATİK DEVRİME OLAN BAĞLILIĞIMIZDAN…

YAŞASIN TAM BAĞIMSIZ TÜRKİYE CUMHURİYETİ!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.