Yalman Ne Yapmak İstiyor?

Türk ordusu son 12 yılda tarihinin en sancılı günlerini yaşadı.
Türk ordusunun kafasına çuval bu dönmede geçirildi. Darbe söylentileri bu dönemde ortaya sürüldü. Darbe söylentileri bir sivil darbeyi gizlemenin aracı oldu. Bu dönemde e-muhtıra denilen bir kavram ortaya atıldı. Dönemin başbakanı ile dönemin Genelkurmay Başkanı mezara kadar gideceği söylenen gizli görüşmeler yaptı.
Emekli kuvvet komutanı ve ordu komutanı Orduevinden alınarak tutuklandı. Haklarında inanılmaz suçlamalar yapıldı. “Ergenekon”, “Oraj”, “Kafes”, “Amirallere suikast” “Casusluk” gibi acayip suçlamalarla her gün askerler hakkında yayınlar yapıldı. Bir anda her taraftan bombalar silahlar fışkırmaya başladı. Yıllar önce gömüldüğü söylenen silahlar birkaç gün öncesinin gazetelerine sarılı olarak çıktı.
Türk ordusuna darbe yapmak amacıyla gazete çıkarıldı. Bu gazetede camilerin Türk Hava Kuvvetleri tarafından bombalanacağı, kendi uçaklarını düşürecekleri iddia edildi. Genelkurmay Başkanının karargahında konuşmaları dinlendi ve basına servis edildi. “Balyoz” darbe planı yalanı ortaya atıldı. Türk ordusunun gizli belgeleri içine sahte belgeler de sokularak bavullarla Amerikalı ajanlardan teslim alınıp savcılara teslim edildi.
Bir anda yüzlerce general, amiral, ve üst rütbeli subay suçlandı ve tutuklandı. Onurlu subaylar gözlerini kırpmadan intihar etti. Türk Silahlı Kuvvetlerinin Genelkurmay Başkanı “silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmek” suçlaması ile tutuklandı, yargılandı ve mahkum edildi. Bu rezilliği yaparken de silahlı terör örgütünün 2 numaralı yöneticisinin önce gizli sonra açık tanıklığından yararlanıldı.
Genelkurmay Başkanı ve 3 kuvvet komutanı topluca istifa etti. Ordudaki tüm terfi sırası ve sistemi alt üst oldu. Başbakanın deyimi ile donanmayı yüzdürecek subay kalmadı. Kara kuvvetlerine bağlı 1. Orduda yapılan bir plan semineri darbe girişimi olarak değerlendirildi. Ancak her nasılsa donanmanın amiral ve albay kadrosu tümden tutuklandı.
Koalisyon ortağı olan AKP ile cemaat arasında kavga başlayınca birdenbire “Türk ordusuna kumpas” kurulduğunu keşfediverdiler. Cezaevleri sırayla boşalmaya başladı. Oybirliği ile verilmiş Yargıtay kararları Anayasa Mahkemesince oybirliği ile bozuldu.
Bütün bu olayların başladığı sırada Genelkurmay Başkanı olan ve RTE’nin “hocam” diye hitap ettiği Hilmi Özkök ile Kara Kuvvetleri Komutanı olan Aytaç Yalman ilginç bir tutum aldı. Savcıların ayağına gidip kebap yiyerek ifadesini aldığı Hilmi Özkök gazetelere “kasaptaki ete soğan doğramam” gibi acayip demeçler verirken en büyük sorumlu Aytaç Yalman ise yine gazetelere yansıyan “darbeyi ben önledim” ifadelerini kullandı.
Aytaç Yalman bu ifadesini yalanlamak için nedense 4 yıl bekledi. Bu 4 yıl içinde büyük acılar yaşandı. Cezaevinde ölümler, onur intiharları oldu.
Bozulan “Balyoz” davası İstanbul’daki Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesinde yeniden görülmeye başlandı. Bu davada geçen 11 Kasım günü Hilmi Özkök ile Aytaç Yalman tanıklık yaptılar ve Yalman yargıcın sorularına verdiği yanıtta “seminerin balyozla ilgisi olmadığını söylerken, “darbeyi ben önledim” sözlerine de “tamamen düzmece” yanıtını verdi.
Böylece “Balyoz” davası fiilen çöktü.
Aradan 1 ay geçmeden aynı Aytaç Yalman bu kez kamuoyunu yeniden şaşırttı. Yazdığı bir kitap üzerine Hürriyet gazetesinden Çınar Oskay ile bir söyleşi yaptı. Söyleşide kitapta yazılanlara biraz daha açıklık getirilirken İlker Başbuğ ve Çetin Doğan ağır dille eleştirildi.
Hürriyet Gazetesinin 14 ve 15 Aralık tarihli sayılarında geniş şekilde yayınlanan açıklamalara özellikle İlker Başbuğ’un yanıtı sert oldu.
Aytaç yalman 1 ay önce mahkemede “Balyoz” davasını çökerten tanıklık yaparken şimdi ne olmuştu da bu türden açıklamalar yapıyordu. Birileri kendisini uyarmış mıydı?
Türk ordusunun yüzlerce subayı tutuklanıp mahkum olurken susan bu sorumlu şahıs ne yapmak istiyordu?
Kendi altındaki komutanlar bu tür “işler” yaparken kendisi bostan korkuluğu mu idi?
Kara Kuvvetlerin temel direği 1. Orduda yapılacağı iddia edilen bir darbe teşebbüsü ile Deniz Kuvvetlerinin neredeyse tamamı nasıl tutuklanmıştı?
Geçmişim karanlık olayları yavaş yavaş gün yüzüne çıkıyor. Aytaç Yalman’ın ne yapmak istediği de mutlaka ortaya çıkacaktır…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.