“Uyuşturucuyla mücadele toplumsal görevdir!”

Cumhuriyet Halk Partisi Karacabey İlçe Başkanı Süleyman Tuğ, uyuşturucu ile mücadele konusunda dikkat çeken bir açıklama yaptı. Uyuşturucu ile mücadelenin toplumsal bir görev olduğuna dikkat çeken Tuğ, “Türkiye, özellikle Batı Avrupa ülkelerine kıyasla madde kullanım oranları açısından alt sıralarda bulunmaktadır. Ancak bu durum Türkiye’de uyuşturucu sorununu küçümsemek için bir gerekçe olarak görülmemelidir.” dedi.
Kullanım oranları düşük olsa da Türkiye’de uyuşturucu madde kullanımının son 30 yılda giderek arttığını ve bu artışın da son 10 yılda hızlandığını vurgulayan CHP İlçe Başkanı Süleyman Tuğ, yazılı açıklamasında şunları kaydetti:
“Ayrıca Türkiye dünyada en fazla uyuşturucu yakalanan ülkelerin başında gelmektedir ve bu trafiğin elbette toplumsal bir karşılığı da olmaktadır. Türkiye, üretim bölgeleri ve pazarlara yakınlığı ile yalnızca bir geçiş hattı olmayıp aynı zamanda bir tüketim bölgesidir.
2018 rakamlarına göre, Türkiye’de en sık yakalanan madde türü esrar ürünleridir. Öte yandan Türkiye, Afganistan’dan Avrupa’ya Balkanlar üzerinden taşınan eroin ve diğer afyon türevleri için anahtar bir konumda bulunmaktadır. Güney Amerika’dan çıkarılan kokain ürünleri de Akdeniz’deki limanlar üzerinden Avrupa’ya, Azerbaycan ve Kuzey Irak’a Türkiye merkezli olarak yayılmaktadır. Kara, hava ve deniz gibi geleneksel taşınma yolları dışında, son yıllarda özellikle yeni psikoaktif maddeler için posta yoluyla gönderinin kullandığı da dikkat çekmektedir. Metamfetamin türevleri de İran üzerinden Türkiye’ye girerken, 2010’dan bu yana çok sayıda ani ölüm olgusunun nedeni olan sentetikesrar ürünleri Çin, ABD ve Avrupa üzerinden Türkiye’ye girmektedir.
Türkiye, madde kullanımı yaygınlığı açısından “Katolik Avrupa” ve “Müslüman Ortadoğu” ile benzerlikler göstermektedir. Bu benzerliğin en önemli nedeni ise madde kullanımına dair var olan tarihsel, toplumsal ve kültürel bariyerlerdir. Yer yer koruyucu olabilen bu bariyerler diğer yandan madde kullanımı ile ilişkili sorunların üstünün örtülmesine neden olmaktadır.
Türkiye’de yapılan farklı araştırmaların sonuçlarına göre toplumda en fazla kullanılan uyuşturucu madde esrardır. Esrarı ekstazi, bali, eroin ve kokain izlemektedir. Öte yandan on yıl aralıklarla büyük şehirlerde lise öğrencileri arasında yapılan çalışmalar madde kullanımının artma eğilimi gösterdiğine işaret etmektedir. On yıl önce yaklaşık % 5 olan uçucu madde kullanımının hızla yükseldiği görülmektedir. EMCDDA 2017 Raporu’nda 15-16 yaş aralığında esrar kullanımı % 4, ekstazi % 2, amfetamin % 2 ve diğer madde kullanımı % 1 olarak bildirilmektedir. EMCDDA’nın 2017 yılı raporuna göre ülkemizde maddeye bağlı ölümler; 2009’da 178 iken 2017’de 941’e yükselmiştir.
Uyuşturucu madde kullanımı dönem dönem kamuoyunun gündemine yeniden giriyor. Esrar, eroin, ekstazi, bali gibi maddelerin toplumda, özellikle de gençler arasında kullanımının artıp artmadığı tartışılıyor. Uyuşturucuyla mücadelede sadece polisiye tedbirlerin yeterli olmayacağı; aile, toplum ve eğitim kurumlarının da bu mücadelede aktif görevler alması şarttır. Sağlık Bakanlığı verileri, son 15 yıl içinde madde bağımlılığı ile ilgili tıbbi yardım arayışında bir artış olduğuna, özellikle 20-35 yaş arası genç nüfusta kullanımın dikkat çekici boyutlarda arttığına işaret ediyor. Adalet Bakanlığı tarafından yürütülen denetimli serbestlik uygulaması gibi uygulamalarda ise, dosya sayısı azalmak bir yana sürekli artıyor.
Bu bilgiler ışığında Hükümetin yayımladığı 2018-2023 Uyuşturucuyla Mücadele Ulusal Strateji Belgesi’nin kağıt üzerinde kalmaması, yetkililerin üzerine düşen görevi ödünsüz ve titizlikle yerine getirerek gençlerimizi bu bataklıktan çıkarmak zorunluluğunu hatırlatmayı toplumsal bir görev sayıyoruz.”

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.