“Üretmeyen ekonomi iflas etmeye mahkumdur”

Karacabey Saadet Partisi İlçe Başkanı Zeynel Abidin Koçak, yaptığı basın açıklamasında gündeme yönelik önemli açıklamalarda bulundu. Koçak, ekonomi başta olmak üzere, Ahlat’ta yapılması planlan köşk ve Yemen ile Suriye’de yaşanan olayları değerlendirdi.
Koçak, açıklamasına 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı tebrik ederek, Ağustos ayında kazanılan Malazgirt, Kosova ve Dumlupınar Zaferleri’ni kutladı. Sultan Alparslan’ın Malazgirt Zaferini unvan ve nam için yapmadığının altını çizen Koçak, “Yeryüzünde hak ve adalet hüküm sürsün diye yapmıştı. Anadolu sadece kılıç ile vatan toprağı haline getirilmedi. Şifahaneler, medreseler, imarethaneler gönüllerin fetihleri ile vatan toprağı haline geldi. 30 Ağustos ise bin yıldır kaldığımız bu topraklarda bizi emperyalizmin kölesi yapanlara karşı kazanılan bir zaferdir. Gazi Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarını rahmetle anıyoruz” dedi.
Zaferlerden ele alınacak birçok dersin olduğunu ifade eden Koçak sözlerine, şöyle devam etti: “Bu büyük destanlara baktığımızda iki önemli gerçeği görüyoruz. Birincisi bağımsızlık ikincisi de birlik ve beraberliğimizin tesisidir. Şartlar ne olursa olsun, bu millet esarete boğun eğmez. Bağımsızlığından taviz vermez. Hiç kimsenin şüphesi olmasın bu aziz Milet aynı kararlığı tekrar ortaya koyar. Karşı karşıya kaldığı her durumu kardeşlik ruhu ile atlatmıştır. 77 düvel bir araya gelse bu ülkeden çakıl taşı koparamayacağını biliyor.”
“Büyük zaferler, büyük ufuklar gerektirir” diyen Koçak, “Asıl zafer kılıç ile değil, strateji ve bilgiyle elde edilir. Bu yüzden Sultan Alparslan Malazgirt’i kazandığında, köşk, saray değil. Bir sistem, bir anlayış inşa etti. Anadolu kapıları bu anlayışla bizler açıldı. Sultan Alparslan cesaretliydi, ileri görüşlüydü, mütevazıydı. İstişareye önem verip, tecrübeden yararlanırdı. Âlimlerin fikrine önem verirdi. Adalet üzerine davranırdı. Haksız yere kimse zulüm edilmesine izin vermezdi. Halkın malına el atılmasına asla izin vermezdi. İsraf ve şatafattan uzak dururdu. Çadırlarda kurulan devletler saraylarla idame edilemez” dedi.
Ahlat’a yapılması planlanan Cumhurbaşkanlığı Köşk’üne de değinen Koçak, “Ahlat’ta 10 dönüm içende 1071 metrekare büyüklüğünde bir Cumhurbaşkanı Köşkü yapılacak. Malazgirt zaferini kazanan Sultan Alparslan dahi ‘buraya bir köşk yapalım’ dememiştir. Bundan sonra gelen liderler de böyle bir ihtiyacı lüzum görmemişlerdir. Ülke ekonomisinin zor süreçlerden geçtiği bugünlerde, bu köşkün inşası neyle izah edilebilir konusunda ben acizim. Biz devlet büyüklerinden farklı bir davranış beklediğimiz için şaşırıyoruz. Hakikaten anlamakta zorluk çekiyoruz. Bugün milletimize bulunduğumuz zor ortamdan dolayı tasarrufu öğütleyenler bu israf ve şatafattan vazgeçmedikleri takdirde ülke ekonomisi düze çıkamaz” ifadelerini kullandı.
Ekonomideki sıkıntılara dikkat çeken Koçak, “Her zaman söyledik, üretmeyen ekonomi iflasa mahkûmdur. Deniz bitti, duvarlara tosladık. Ekonomi bugün ki, prensiplerle idame edilemez. Bir konuda bizi sevindiren konularda var. Gerek Cumhurbaşkanı, gerek bakanlar bizim söylediklerimizi neredeyse kelimesine kelimesine tekrar ediyorlar. ‘Sanayileşmeden olmadan olmaz, teknoloji olmadan olmaz, tasarruf olmadan olmaz. Parayı beton gömerek kalkınmaz’ diyorlar. Tasarruf üretime yönelik olmayan her türlü harcamadır. İtibardan bile tasarruf etmek lazım. Ahlat’ın ve Malazgirt’in 1071 metrekarelik köşke değil, 1071 kişinin çalışacağı bir fabrikaya ihtiyacı vardı. Bu müjdeyi verselerdi, ellerini öperdik” dedi
Koçak, ekonomik dalgalanmada ‘ABD’nin parmağı var’ açıklamalarına değinerek, “ABD’nin oyunu var sözüne iştirak ediyorum. ABD, Türkiye’ye çökertmenin peşindedir. Amma ‘ekonomi kriz yok.’ Nasıl yok! Biz elimizde ne var, ne yok hepsini kaybettiğimizde dolar düşse ne işe yarar. Eğer iktidar bu oyunu bozmak istiyorsa, köşk yapmaktan vazgeçip, şeker fabrikalarını yeniden yapmalıdır. En azında Et ve Süt Kurumu’nu yeniden ihya etmelidir. Tarım ve hayvancılığa destek verilmelidir. Bu ülkede köşke, saraya ve betona değil, üretime ihtiyaç vardır” diye uyardı.
Şirketlerin iflas edecek seviyeye geldiğini ifade eden Koçak, açıklamasını, şöyle sürdürdü: “Devasa müesseseler elden çıkıyor. Türkiye Odalar Borsalar Birliği verilerine göre, haziran ayının bir önceki yılın aynı ayına göre, kapanan şirket sayısı yüzde 32 oranında artmış. Şirketler kapanıyor. Açılan şirket yok. Ekonomi alarm vermiyor, yanıyor. Bu arada son zamanlarda yanan fabrikalarda da dikkat çekiyor. Son 6 ayda sadece İstanbul’da 80’inin üzerinde fabrika yanmış. Bir yılında Türkiye’de yanan fabrika sayısı 200’ün üzerinde olduğu ifade ediliyor. Diyorlar ki, işadamları o kadar zor durumda ki, çaresizlikten fabrikaların yaktıklarını söylüyor. Çünkü yaptıklarını satamıyor, sattıklarının yerine yenisini koyamıyor. Tek umudu sigortadan alacağı tazminat parasıdır. Acilen işadamına ve esnafa yeni teşvikler verilmelidir. Yanan sadece Türkiye’nin fabrikalar değildir, Türkiye’nin ekonomisidir.”
Koçak, hükümetin önce israfı kendi bünyesinde durdurması gerektiğine dikkat çekerek, “ Geçtiğimiz hafta Arjantin’de G-20 teknolojiden sorumlu bakanlar toplandı. Türkiye’yi Sanayi Bakanı temsil etti. Özel uçakla gitti. Endonezya Sanayi Bakanı normal uçakla 33 saate Arjantin’e gitti. Dönüşte bizim Sanayi Bakanımız Endonezyalı bakanı uçağına davet ederek, büyük bir jeste imza atmış. Çünkü Endonezyalı Savunma Bakanı normal uçakla ülkesine gidiyor. Bizim bakanımız Endonezyalı bakanın uçak aktarımı yaparak 33 saatte Arjantin’e gittiğini bu yola katlanmasını azaltmak için jest yapmış. Endonezya petrol zengini olan bir ülkedir. Endonezyalı bakan itibardan ‘tasarruf olmaz’ diye bir mantığa sahip değil. Milletimiz her krizden fedakârlık eder iktidardaki arkadaşlarda kendi konforunda ödün versin. Marmaris’te bir saray yapılacakmış. Yakında Uludağ ve Erzurum’dan da bir saray yapılabilir. Ekonomi gösterişle düzelmez” diye eleştirdi.
Yemen’de yaşanan katliama dikkat çeken Koçak, “Yemen’de ‘kim öldü’ denildiğine bakmıyoruz, insanların kalabalık olarak bulunduğu yerler vuruluyor. Pazar yerleri bombalanıyor. Bizim hükümetimizin dünyada itibari zirve yapmış ama müdahale etmiyor. Allah rızası için müdahale edin. İslam İşbirliği Teşkilatı, D-8’in başkanlığı Türkiye’de şuan, bir şeyler yapın. ‘Dünyada itibarımız yükseldi’ demeyin. İdlip’te bir katliam endişesi var. Bütün direnç noktası kuzeye döndü. Buraya askeri müdahale binlerce insanın katline neden olur. Bu katliam durdurulabilir. Astana süreci devam ediyor. Türkiye, İran ve Rusya ile bir araya gelerek, Esad’ı bundan vazgeçirmelidir. Benim dediğim olacak, anlayışı olmuyor” diye değerlendirdi.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.