“Türkiye yeniden Atatürk Dönemi’ne girmiştir”

Vatan Partisi Karacabey İlçe Başkanı Hüseyin Kurur, Türkiye’nin yeniden Atatürk Dönemi’ne girdiğine dikkat çekerek, “Atatürk’ün yükselişi, herkesi kucaklamaktadır. Milletin bütün güçleri, Atatürk’te birleşmektedir.” dedi.
Türkiye’nin her şeye rağmen güçlü bir ülke olduğuna vurgu yapan Kurur, açıklamasında şunları dile getirdi: “Ülkemiz, 2014 baharında yeni bir döneme girmiştir. Bu dönemin kapısını ‘Silivri Duvarı’nı yıkan Vatan Partisi ve önderlik ettiği halk kitleleri açtı. Bugün 29 Ekim ve 10 Kasım yürüyüşlerinde en önde Vatan Partisi, Türkiye Gençlik Birliği (TGB), Türkiye Liseliler Birliği (TLB) ve Cumhuriyet Kadınlar Derneği (CKB) var.
Yeni dönemde, Türkiye’nin iki yüzyıllık stratejik süreci açısından bakarsak yeniden milli demokratik devrim rayına oturma dönemidir. Şöyle de tanımlayabilirsiniz; Atatürk Devrimi rotasına yöneliş dönemindeyiz. Bu saptamada hurafelerden özgür olan ordulara dayanıyor. Bu dönemin başlıca olguları şunlardır. Silivri duvarının yıkılması, Vatan Partisi’nin ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ABD, FETÖ esaretinden kurtulması…
2014 yılında başlayan FETÖ temizliği, 15-16 Temmuz 2016 gecesi ABD güdümlü darbe girişiminin ezilmesi ve ABD Gladyosu’nun devlet içinden tasfiyesiyle devam etti. Bu süreçte ordudan 30 bin, polisten 14 bin, yargıdan 4 bin FETÖ ve PKK bağlantılı unsurun atılarak, devlet içinden toplam 105 bin kişinin memuriyetine de son verildi.
24 Temmuz 2015 tarihinde başlayan askeri harekatlarla bölücü terörün ve IŞİD’in bastırılması yolunda başarılar sağlandı. Türk ordusunun 24 Ağustos 2016 günü Fırat Kalkanı Harekatı, arkasından 20 Ocak 2018 günü de Afrin Zeytin Dalı Harekatı’yla ABD-İsrail koridoruna girildi. PKK’ya ve özellikle IŞİD’e ağır darbeler indirildi. ABD ve İsrail’in Irak’ın kuzeyinde sözde Kürdistan, gerçekte ise ‘İkinci İsrail’ planını Batı Asya ülkelerinin ittifakıyla bozguna uğratıldı. Türkiye, ABD emperyalizmine karşı mücadele cephesinde gerçek dostlarıyla buluştu. Rusya, İran, Irak, Çin ve hatta Suriye ile işbirliği sürecine girildi.
Astana İttifakı, Şenghay İşbirliği Örgütü ile ortaklık yolunda atılan adımlar da önemlidir. ABD’nin ekonomik baskılarına ve İran’a ambargoya direniş gösterildi. Bu olgulara toplu olarak baktığımız zaman Türkiye’nin ABD denetimine karşı isyan ve Avrasya’ya yönelik döneme girdiğini görürüz. Bu kamp değiştirme stratejisidir, inişli çıkışlıdır, sancılıdır. Bu süreçten ülkemizin geri dönüş olasılığı yoktur, bunu ABD görmektedir. Ülkemiz bir devrim dönemine girmiştir, devrimin güçleri tarih sahnesindedir.
Mehmetçik ve emekçiler başta olmak üzere, işçi ve çiftçiden, sanayici ve tüccara kadar Türk milleti bu sürecin itici gücüdür. Bu döneme Atatürk Zamanı adını da verebiliriz. Sıradan insanın gözüyle baktığımız zaman dönemin başlıca alameti Atatürk’ün her yerden yükselişidir. Kimi Atatürkçüler, büyük devrimci öndere yönelen saldırıları görüyorlar ama Atatürk’ün yükselişini görmüyorlar. Çünkü devrim mevzisinde değiller, karamsarlığın karanlığındalar.
Atatürk’ün yükselişi, herkesi kucaklamaktadır. Milletin bütün güçleri, Atatürk’te birleşmektedir. Bu birleşmede samimiyet sınavı yapanlarımız da var. Bunlar Atatürk’ün hatıralarını koruma mevzisinde hararetli çabalar içinde olan ama Atatürk’ün güncel mücadele mevzisinde bulunmayan kimi aydınlarımızdır. Karamsarlıkları hatıralara gömülmelerinden geliyor.
Oysa en son 29 Ekim ve 10 Kasım günlerine bakınız. Atatürk ayaktadır. Türk milleti ayaktadır, Atatürk eylemleri on milyonları kucaklamaktadır. Gerçek Atatürkçüler coşkuyla yürüyor. Sevinç gözyaşları dökülüyor. Atatürk’ün yükselişi, Türkiye’nin büyük karara, köklü çözüme ilerlediğine işaret ediyor.”

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.