TARIMIN YİĞİTLERİ… ÇİFTÇİ+KÖYLÜ+HAYVANCILIK YAPAN

AHMET AYGÜN ATA KÖŞE YAZISI

Covid19 sonrası toplumsal dayanışma ön plana çıktı. Emperyal kapitalizm her ne kadar törpülese de Dayanışma ve Paylaşım Türk Ulusunun genlerinde var. Bağımsızlık Savaşımız bu dayanışma ruhu ile başarıldı. Türk Ulusu elindeki tüm ürün, malzeme, giysi ne varsa Ulusal Mücadeleye kattı. Bu dayanışma ve paylaşımın temelini Türk Köylüsü attı. Önce savaşta zaferi, sonra barışta devrimleri getirdi.

Türk Köylüsü ve Çiftçisi; Cumhuriyet ile saltanatın hakaret ettiği kesim olmaktan Efendi katına erişti. Ekti, biçti, öküzünün yerine geçip saban çekti. Türkiye Cumhuriyeti’ni doyurdu. Zaman içinde bir grup emperyal kapitalizmin uşağı olmuş köylü ve çiftçiyi kambur ilan etti. Ardından onun ekip ürettikleriyle yapılan fabrika ve işletmeler sosyal demokratı, muhafazakârı, milliyetçisi, liberali, dincisi, sözde solcusu tarafından emperyalizme peşkeş çekildi. Şeker pancarı ektirmediler, şeker hastalığı doruklara ulaştı. Yerli tohum ektirmediler, ölümcül hastalıklar katlandıkça katlandı. Sosyal Demokratım diyenler SEK’i sattı. Milliyetçiyim diyenler Et Kurumunu. Müslüman etiketli gelenler limanları, şeker fabrikalarını sattı. Neden? Çağ atlamak için! Neden? Yeni Türkiye diye! Neden? AB’ye gireceğiz diye! Neden? Globalizm adlı yeni tür sömürgecilik istedi diye!

Ekonomik paketler havada uçuşuyor. Kime, kime? Sermayeye… O sermayenin ham maddesini kim sağlayacak? Türkiye Cumhuriyeti’ni kim doyuracak? Çiftçi, köylü, hayvancılık yapan. Onlara ne var, pakette? Hiçbir şey! Ha teşvikler var amaaaa diyeceksiniz. Onlar rutin verilen. Taban fiyat açıklanan ürün var mı? Ekim planlaması var mı? Yani çiftçiye, köylüye, hayvancılık yapana beş benzemez. Yani kumar oynamak düşüyor. 80’lerden başlayarak, 90’larda artarak, 2 binlerde artık teslimiyete dönüşerek bir deste kağıtta bir tane 3’lü 51 tane 2’li. Çek Çek Çek. Sonuç? Elde var, Tarıma, çiftçiye, köylüye, hayvancılık yapana İNFAZ!

Çiftçi, köylü, hayvancılık yapan olmazsa…

Döşenen taşların arasına kum mu koyup yiyeceğiz?

Fabrikalardaki makineleri mi yiyeceğiz?

Süt yerine madeni yağ mı içeceğiz?

Peynir yerine gres yağı mı yiyeceğiz?

Elbise yerine fabrikalarda kullanılan boruları mı giyeceğiz?

Diyelim akaryakıt ambargosu var. Elimizdeki büyükbaşları kullanmak zorunda kaldık. Yetişen kime yetecek?

Tarım Bakanımız buyurmuş; “kıtlık olmaz ithal ederiz. Nasıl ödeyeceksin? Ürettiklerini satarak. Üretime balta vurur, durdurursan karşılıksız kim kime ne verir? Ne kadar verir? Sonunda alacaklarını nasıl tahsil eder?

Geçen hafta bir muhalefet partisi başkanı buyurmuş. Ücretli yolları kamulaştıralım! Hadi bilgi yoksunusun. Hadi mektupla göreve getirildin. Hadi kurduğun partiyi Amerikan gazeteleri duyurdu. Bir ülkenin yaşam temeli tarımdır, var mı çözümün? Yok. Bir Ulusun temel gereksinimleri sağlık ve eğitim. Var mı Kamucu-Halkçı programın? Yok. (Ülkeyi bu hale sokan) AB ve ABD ile ilişkilerimiz olumlu olursa, sıkıntı yaşamazmışız! Zaten sizin gibi emperyal kapitalizme gönlünü veren politikalar yüzünden ülke bu durumda. Hem kör, hem sağır, hem sahibinin sesi!

Ulusal Dayanışma ilan edildi. Katılıyorum. Ama o toplananlar Aile ve Sosyal Yardım Bakanlığı’na değil.

ÇİFTÇİYE +KÖYLÜYE +HAYVANCILIK YAPANA… Geri alınmamak üzere dağıtılmalıdır.

Neden mi?

Çünkü; O DAĞITACAKLARINIZI; ÇİFTÇİ +KÖYLÜ +HAYVANCILIK YAPAN ÜRETECEK DE ondan.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.