Tarımın sorunları masaya yatırıldı

Karacabey çiftçilerinden Engin Çiftçi’nin, daha önce iki kez konuk olarak katıldığı, Ulusal Kanal’da yayınlanan ‘Büyüteç’ programı, geçtiğimiz Cumartesi günü Sultaniye’den canlı yayın gerçekleştirdi.
Karacabey Ziraat Odası Yönetim Kurulu Üyesi Ramazan Düzen, Bursa Ziraat Mühendisleri Odası Şube Başkanı Doç. Erkan Yaslıoğlu, Usmer Tarım Bölümü Başkanı Süleyman Yuddaşer, ilçe çiftçilerinden Engin Çiftçi ve siyasetçi Ahmet Aygün Ata’nın konuşmacı olarak katıldığı programda üreticilerin sorunları dile getirildi.
Programda ilk olarak konuşan Karacabey Ziraat Odası Yönetim Kurulu Üyesi Ramazan Düzen; Oda’nın oluşturduğu raporları açıkladı. Ürettikleri ürünlerin çeşitlilik arz etmesi gerektiğini savunan Düzen, böylelikle rekabet ortamının oluşacağını, üreticinin kazanç elde edebileceğini belirtti. Tarım Bakanı’nın sıkça değişmesiyle raporları yeniden sunmak zorunda kaldıklarını ifade eden Düzen, çözüm için bunun engel oluşturduğunu kaydetti. Düzen, “Ziraat Odası Başkanımız Sayın Erhan Erdem, Tarım Bakanımız Sayın Ahmet Eşref Fakıbaba’dan randevu talep etti. Yeniden Ankara’ya gideceğiz ve borç öteleme, ürün çeşitliliği sağlanması, mısır, çeltik, buğday gibi ürünlerin ekilebilmesi için destek talep edeceğiz.” dedi.
Bursa Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Erkan Yaslıoğlu, kamuda çalışan mühendislerin ÇKS’den dolayı alanlara inemediğini, Bakanlığın ‘mühendisler sahalara inmiyorlar’ açıklamasının yanlış olduğunu, alınan harçların da Bakanlıkça kaldırıldığını söyledi.
“Gıda yoksa tam bağımsızlık olmaz” diyen Yaslıoğlu, yer yokmuş gibi meraları sanayiye açmanın hayvancılığı bitireceğini, insanları üretimden uzaklaştıracağını savundu.
Yaslıoğlu, “Devletin birlik ya da kooperatifler aracılığıyla derhal üreticileri tek çatı altında toplamayı sağlamalıdır.” dedi. Hükümetin büyük İşletmelere yönelmesiyle Aile İşletmeciliği’ni zora soktuğunu açıklayan Yaslıoğlu, “Tüm dünya aile işletmeciliğine yönelirken, bunu devleti zarara sokması ülkemizin aleyhinedir.” diyerek sözlerini noktaladı.
Usmer Tarım Bölümü Başkanı Süleyman Yuddaşer, hükümetin AB tarafından kendisine verilen kitapçık ile tarım ve hayvancılığı yönlendirdiğini, bunun da ‘Milli Tarım’ın işgali olduğunu belirtti. Yuddaşer, “Bu durumdan vazgeçilerek ülke ve halk çıkarları doğrultusunda üretim ekonomisine geçilmesi elzemdir.” dedi. Görünen manzaranın hükümetin bunu kaldıracak yeterlilikte olmadığını savunan Yuddaşer, bunun ancak Milli Hükümet’le başarılabileceğini söyledi. Yuddaşer, “Yabancı suyu ısıttırır ama abdest aldırmaz.” Atasözü ile konuya dikkat çekti.
İlçe çiftçilerinden Engin Çiftçi de, Karacabey üreticisinin sesini yükseltmesini, birlik olarak Türk tarımına sahip çıkması gerektiğini vurguladı. Çiftçi, ürün bazında olması gereken beklentileri sıralarken, “Geçmiş uygulamalarla AKP uygulamaları arasındaki fark çiftçiyi, hayvancıyı üretimden koparmıştır. Tarım arazilerinin kimlerin eline geçtiği bilinmemektedir.” diyerek hükümeti, üretim ekonomisini uygulamaya çağırdı.
İlçe siyasetçilerinden Ahmet Aygün Ata ise, Karacabey’in meralarının son durumunu anlattı. Hürriyet Köyü’nün hukuki sürecinin devam ettiğini ifade eden Ata, “Bu köyümüzle ilgili 2016 ve 2017 yıllarında CHP’li vekillerden Turhan Tayan ile Nurhayat Altaca Kayışoğlu iki soru önergesi verdi, ancak yanıt gelmedi. Bu durum kabul edilemez. Meraların başka amaçlara yönelik kullanılması üretimi baltalamaktır. Danişment’imizin de hukuki süreci sürüyor. İlgili ve yetkili kurumlarca buraya ‘mera’ tanımı kayıtlara geçmiştir. Karacabey Belediyesi’nin İl Tarım Müdürlüğü’ne karşı açtığı “meraya neden mera dediniz?” davası anlaşılması olanak dışıdır.” diyerek sözlerini sonlandırdı.
Son olarak söz alan üreticiler, borçları nedeniyle köşe bucak saklandıklarına dikkat çekti. Üreticiler, “Açıkçası üretimden kaçar duruma geldik. Öyle durumdayız ki, borç ödemek için ‘gelecek yıl şunu ekip sana şu para vereceğiz’ diyoruz. Borçlarımızı öteleme yolu artık bu oldu. Tarıma ve üreticiye destekleme bekliyoruz. Bu tüm iktidarların milli politikası olmalı. Ziraat Bankası, kooperatif ve birliklere borçlarımızın ötelenmesini bekliyoruz. Bunun günü kurtarmaya yönelik olduğunu da biliyoruz ama bu zorunlulukta bırakılıyoruz. Üretmeyen bir ülke aç kalmaya mahkumdur.” diye konuştu.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.