SEÇİMLİ DARBE

AHMET AYGÜN ATA KÖŞE YAZISI

Hiçbir yasal altyapı oluşturmadan “beklenen oldu”, Akp-Mhp ittifakı seçimi patlattı. Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Devlet Bahçeli (!), önceden planlanmış, darbeyi açıkladı. Hem de yasal suç işleyerek bu darbeyi yaptılar. 6 ay içinde çıkaracağız diyerek “yasalaştırdıkları” yeni sisteme ilk darbeyi kendileri vurdu. Neden birden bire bu kararı aldılar? Akp düşüncesi, Türkiye Cumhuriyetinin ekonomisini, iç ve dış güvenliğini ihanete varan derecede kapital-emperyalist bir düzen içinde mahvetti. Abd tarafından 10 yılı aşkın bir süreyle iktidarı ele geçirmek üzere hazırlanan Akp görevini fazlasıyla yaptı. Halka ait ne varsa sömürüye, ranta sattı. Açılım ile yüzlerce Mehmetçiğimizi, Polisimizi, insanımızı ölüme gönderdi. AB’nin “Atatürk ‘ü yok edin” buyruğunu, “Büyükşehir yasasıyla” eyaletleşin buyruğunu yerine getirdi. Tarımı bitirerek gelecek kuşakları açlığa mahkum ederek emperyalizmin bir buyruğunu daha “tak” yapıverdi. Toplum sağlığını NBŞ, GDO ile hiçe saydı. Eğitimde yobazlığı kurumsallaştırdı. Cumhuriyetin tüm kazanımlarını yerle bir ederek, hakaret ederek sattı, sattı, sattı. Ekonomik patlamanın eşiğindeyiz. Tek amaç iktidarda kalmak. İktidar olarak bedel ödememeye çalışmak. Seçim darbesi bunun için. Türkiye’yi bölme planını uygularken Milli Devlet geleneği önünü kesti. Kemalist Devrimin gücü ile Vatan Bütünlüğüne verdiği zararlar durduruldu. “Okkanın altına gittiğini” farkettiğinden savunucusu durumuna getirildi. Ancak iktidarı için yıllarını Akp oluşumuna harcayan Abd’nin hiç hoşuna gitmedi, üzerini çizdi. Diğer yandan bölge ülkeleriyle Abd-Israil çıkarları uğruna kavgalı hale geldi. Emperyalizmin sınırımızda uydu devlet kurma çalışmalarına yardımcı oldu. Bu yüzden bölge ülkelerinin de, Amerikan emperyalizmine karşı koyan ülkelerinde güvenmediği bir parti ve bir iktidar; Akp.
16 Nisan 2017’de yapılan halk oylamasının iki gün sonrası Amerikan ve İngiliz strateji kuruluşlarına Türkiye ‘den ard arda ziyaretler başladı. 24 Nisan 2017’de Türkiye ‘de bir parti kurulacağını bu strateji kuruluşlarından öğrendik. “İyi” bir biçimde kuruldu. Başına Devlet Kayıtlarına “Çiller Özel Örgütü ” olarak geçmiş bir oluşumun içinde yer almış. Çiller hükümetinde İçişleri Bakanlığına “Gülen’in tavsiye mektubu” ile getirilmiş. 2001 yılında Erdoğan-Gül ile “Türkiyelilik” kavramını çözüm olarak sunan “Türk Ulusunu” reddetmiş. Tıpkı Akp-Hdp-Chp gibi teröristbaşının “eşit yurttaşlık ” kavramını parti programına yerleştiren Akşener partinin başına getirildi. Ekonomiye, eğitime bakış açısı ve çözüm önerileri meclisteki diğer partiler gibi. Amerika ve AB çerçevesinde Türkiye ‘yi yönetmek olan bir parti, aynı düzenin temsilcisi Akp’den farkı ne?
2016 Kasımından bu yana Colin Powell’la “Devlet Arşivine” sokulmayan gizli anlaşma imzalayan; muhalefetin görev sırasında “noter” olarak adlandırdığı; “Ermeni Açılımının” baş mimarı; İngiliz Kraliyetine “bağlılık yemini eden” Exetel çıkışlı Abdullah Gül’e gelen giden bitmiyor. Hdp ve Chp bu gelişmelerin tam göbeğinde. Erdoğan ‘a karşı adaylığı uygun bulunuyor. Ancak Exetel çıkışlı Ekmelettin faciası nedeniyle görüşmeler gizli tutuluyor! ABD ve İngiltere bu noktada devreye girdi. Sağ kulağı soldan dolaşarak göstermek istercesine Saadet Partisini kullanmaya çalışıyor. Saadet Partisinin üst üste yaptığı Gül görüşmeleri de bunun kanıtı olarak duruyor.
İkinci tura kalacağına ilişkin göstergelerin arttığı seçimlerin ikinci turuna Gül tek aday olarak hazırlanıyor. Bu oluşumun içinde Chp-İyi Parti -Hdp-Saadet Partisi bulunuyor. Chp ikna olmuş durumda, parti yöneticileri Gül’ün adaylığını olumlu buluyor. Şimdilik kaydıyla Akşener adaylığını açıkladı. Ancak parti kuracağı haberleri Amerikan -İngiliz strateji kuruluşlarınca açıklanan Akşener ‘in, Amerika ve İngiltere’ye dikleneceğini düşünmek hayalperestlik olur.
Chp’de de bazı adaylar konuşuluyor. Bunlardan biri Muharrem İnce. Delegelerce “Parti Başkanlığına” uygun görülmeyen İnce’nin Türkiye ‘yi yönetebilmesi ne kadar mümkün olabilir? Diğer adaylardan biri de, İlhan Kesici. Geçmişinin verdiği olumlu izlenim nedeniyle uygun görülüyor. Anap -Dyp kökenli. Yani ekonomiye bakış açısı diğer adaylardan farksız. Oda liberal ekonomi savunucusu, o da borçlanarak ekonominin yönetileceğini savunan bir siyasi düşüncenin içinde yer almış.
Türk Ulusu; Darbe seçim mimarı Akp -Mhp ittifakı ile Atlantik sisteminin savunucuları arasında “Seçim Yapmaya” zorlanıyor. Oysa Türkiye ‘nin kendi içinde çözümleri var. Türk Ulusu bu ikili sıkıştırmadan kurtulmanın yolunu bulmalı, görmeli, emperyalizmin bu dayatmasını boşa çıkarmayı başarmalıdır. Yoksa…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.