Sandığın Üstündeki Soba

Hikaye bu ya…
Karlı bir kış gününde bir gurup bilim insanı Doğu bölgemize bir inceleme gezisine çıkmışlar. Bindikleri araç kötü hava koşulları nedeniyle yolda kalmış. Gece vakti zor zahmet uzaktan görünen bir ışığa doğru yürümüşler. Yaşlıca bir adamın yaşadığı köy evine sığınmışlar. Çok üşüdükleri için derme çatma bir sobanın yandığı ev onlara saray gibi gelmiş.
Köylü misafirlere hoş geldin dedikten sonra yiyecek bir şeyler ikram etmek için dışarı çıkmış. Bu arada konuklar evin içini dikkatle incelemeye başlamışlar. Hepsinin dikkatini bir sandığın üzerine kurulu olan soba çekmiş. Çok üşümüş oldukları için sobanın verdiği sıcaklığın nedenini sobanın üzerine konan sandıkta bulmuşlar. Her biri sandığın büyük bir yaşam görgüsü sonucu sobanın altına konduğunu ve bunun bilimsel bir temeli olacağını ileri sürmüş.
Birisi termodinamik yasalarından bahsetmiş. Bir diğeri konveksiyon akımından, başka biri ısınan havanın yükseldiğini, ısınan havanın daha çabuk yükselebilmesi için de sobanın sandık üzerine konduğunu söylemiş. Çok daha bilimsel açıklamalar yapanlar da olmuş. Tartışmanın en kızıştığı anda ev sahibi elinde yemek tepsisiyle içeri girmiş. Bir süre tartışmayı izlese de hiçbir şey anlamamış.
Tartışmacılar en sonunda ev sahibine danışmışlar. Sobayı neden sandığın üzerine koyduğunu sormuşlar. Ev sahibinin açıklaması çok basitmiş:
-Boru kısa geldiği için baca deliğine yetişsin diye sobanın altına sandık koydum.
7 Haziran seçimlerinden çıkan tablodan sonra herkes sonuçlar üzerinde çok “bilimsel” açıklamalar yapıyor. Seçim sistemi, yüzde 10 barajı, yapılan ve yapılabilecek hileler, sosyolojik analizler, ekonomik krizin etkileri, yolsuzluklar, terör vs.
En çok hükümetin kimler tarafından nasıl kurulacağı tartışılıyor. Ama en çok da HDP’nin barajı nasıl geçtiği konuşuluyor.
Seçim sandığının altına bir kaldıraç kondu. Kaldıracın koluna önce ABD ve Obama bastı. Basın ve çok bilmiş TV kuşları destek verdi. Yıllardır “oylar bölünmesin” diye yırtınanlar, “Allah rızası için şu HDP’ye birkaç oy” diye seslerini yükselttiler. “Yetmez ama evetçiler” bu kadarcık oy HDP’ye yetmez diye yırtındılar. Sonrası bildiğiniz gibi.
Bu sonuçta AKP’nin despot ve gerici yönetimi, yolsuzluklar, cumhuriyet yıkıcılığı, CHP yönetiminin kuruluş ilkelerinden ödün vermesi ve bilinen tembelliği de etken oldu. Bu sonuca bilimsel bir kılıf aramak da bizlere düştü.
Kıssadan hisse. Her şey her zaman o kadar da karmaşık değildir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.