Şaban’ın hapis cezaları 3 yıl, 1 ay oldu

            2008/98 sayılı dosyadan gelen 2 yıl, 6 aydı.

            Nasıl oldu da 3 yıl, 1 aya çıktı?

            Bizde yeni öğrendik. Hangi taşı kaldırsan, Şaban Önen çıkıyor altından.

            Siz O’nun, “Görevimizi kötüye kullanmadık. Belediye’yi zarara uğratan bir karar söz konusu değildir. Kamu hakları zarara uğratılmamıştır” dediğine bakmayın. Yalan söylüyor. Tümü aldatmaca, tümü halkı kandırmaya yönelik cayırtı.

            Bu kararları Asliye Ceza Mahkemesi verdi. Gökten inmedi. Gerekçe de, “Görevi kötüye kullanmak” dendi.

            Dürüstlük adına atarken mangalda kül bırakmayan söylemlere ne oldu?

            Encümen üyesi olmuşsunuz. Kamu adına görev yapıyorsunuz. Belediye Hal Kantarını ihalesiz kiraya verebilir misiniz? Veremezsiniz! Belediye, kimsenin babasının çiftliği değildir.

Hal Kantarını 10 bine tutmak isteyen varsa, siz burasını ihale yapmadan bin liraya bağışlarsanız, adına ne denir? Kamu malının peşkeşlenmesine imza atmanın karşılığı 1 yıl, 3 ay.

Yeniköy’deki su sayaçlarına bakım yapılmadan “Bakım yapıldı” diye abonelerden para toplanırsa ne olur?

Dürüstlük mü? Soygunculuk mu? Bunu, “Görevimizi kötüye kullanmadık” masallarıyla geçiştirebilir misiniz?

Son sözü yargı söyledi: 1 yıl, 3 ay.

Etti 2 yıl, 6 ay.

Şaban Önen cıyaklıyor: “Mahkeme kararlarını çarpıtıyorlar. Yalan yazıyorlar, iftira atıyorlar. Hapse girecekmişiz gibi gösteriyorlar”

El insaf. Mahkeme ne söylediyse noktasına dokunmadan aktardık. Ne bir eksik ne bir fazla yazıldı.

Mahkeme kararlarını eleştireceğinize daha iyisini yazsaydınız ya.

Sahi, sekiz yıl geçti, Belediye’deki yolsuzluklarla ilgili bir tek haber yapabildiniz mi? Yapamazlar. Hapis cezalarını da yazmadılar.

Yazamazlar. Kimse boşuna beklemesin. Açıkça söylüyorlar, “Biz ticarete bakarız!”

Gelelim 2009/589 sayılı dosyaya: Şaban Önen “Karacabey’in yüksek menfaatlerini düşünürken,” çok yorulmuş ve dalgınlığına gelmiş olacak ki, Belediye’nin koruması altındaki park alanlarının amacı dışında kullanılmasına imza atmış. Asliye Ceza Mahkemesi Karar No. 2012/169. Tarih: 07.02.2012. Sonuç: 5 ay hapis cezası. Ancak aynı suçu daha önce işlemediği için 1 yıl denetimli erteleme.

            Görülüyor ki, Şaban Önen’in üç ayrı suçtan aldığı hapis cezalarının toplamı 3 yıl, 1 ay.

Paçalar tutuştu, yandı keten helvası.

Cezaların, hapiste ya da dışarıda infaz edilmiş olması önemli değildir. Temyiz hakkının kullanılmış olması da. Somutlaşmış cezaların niteliği önemlidir. Kaldı ki, kimsenin hapse girmesini de istiyor değiliz.

Önemli olan, kamu adına görev yaparken sorumluluğun bilincinde olunmasıdır. Peşkeşe ya da soygunculuğa çanak tutulmamasıdır.

Gazetecilik rezaleti

Okumuşsunuzdur, Yörem’de “Bursalı-Şentürk davasında cezalar belli oldu” başlığı atılarak 06.04.2012 günü sözde haber yapıldı.

Tam anlamıyla gazetecilik rezaleti! Öncelikle Belediye’deki yolsuzluklarla ilgili çıkan hapis cezalarını haber yapamayanların kaleme aldıklarını birlikte bir kez daha okuyalım:

“İlçede yayımlanan yerel gazetelerdeki tartışmalar mahkemede son buldu. İbrahim Bursalı’nın gazete aracılığıyla kendisi hakkında ileri sürdüğü iddiaları hakaret niteliğinde bulan ve bu iddialara gazete yoluyla cevap veren Öğretmen Mehmet Şentürk’ün açıklamaları adalet önünde değerlendirildi.

Bursalı’ya olumlu kanaat yok, Şentürk’e kanaat ve denetim var.

Açılan dava sonunda İbrahim Bursalı hakkında 7 bin lira adli para cezası uygulanmasına ve sanığın geçmişteki hali ile suç işleme hususundaki eğilimi dikkate alınarak, yeniden suç işlemeyeceği hususunda olumlu kanaate varılmadığı ve bu nedenle CMK’nın 231. maddesinin uygulanmasına yer olmadığı öğrenildi.

Öğretmen Mehmet Şentürk’ün ise sabıkasız kişiliği, kişilik özellikleri ve yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılmış olması nedeniyle, hakkındaki cezanın denetimli serbestlik tedbiri uygulanmadan 5 yıl süreyle denetim süresine tabi tutulmasına karar verildiği belirtildi.

Her iki tarafın da yerel mahkemenin verdiği kararı temyiz edecekleri ileri sürüldü.”

Gazetecilik mesleği bu denli değersizleştirilmemeli.

Yalan dolu. Gülünç mü gülünç.

“Böyle de haber olur mu” demeyin! Yörem’den tarafsız haber beklemeyin.

Beni yazmışlar da, “Spor Müdürü olacaksın” diye itekledikleri Mehmet Şentürk’ü sözde korumuşlar.

Mehmet Şentürk’ün aynı dosya üzerinden 1 ay 28 gün hapis cezası almasını, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını ve temyiz hakkının bulunmamasını, ancak Bursa Ağır Ceza Mahkemesi’ne itiraz edilebileceğini yazamamışlar. Ya okuduğunu anlayamamışlar, ya da elleri varmamış, belki de vicdanları kararmış.

Haber birazcık dürüstçe yapılsaydı ne değişirdi?

Ya da yalan-yanlış haber neyi değiştirdi?

Bilinmesini isterim ki, eğitim kalitesinin artması ya da toplumsal değerlerin korunması adına yazdığım yazılardan utanmıyorum. Olası cezalardan da.

Peki, Belediye’de kamu adına sorumluluk üstlenirken “Görevi kötüye kullanmaktan” yüklenilen hapis cezalarını gizlemeye çalışanlar ne yapacaklar? Hiçbir şey olmamış gibi yaşayabilecekler mi?

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.