Neler oldu bize?

İki yıl önce terör büyüyecek, baş edilemeyecek hale geldikten sonra Apo ve PKK ile masaya oturulacak, Ülkemizi bölecekler diye yazsaydım ne olurdu acaba? Herhalde kimse inanmaz, hatta vatana ihanetten yargılanırdım belki de.
2000'li yıllarda, bir tek şehit cenazesinde halkımız sokaklara dökülürdü! Terör lanetlenirdi!         Günümüzde ise şehit sayısı arttıkça halk umursamaz, hatta normal karşılar oldu! Analar ağlamasın sloganıyla Türklüğe ve Atatürk'e yapılan saldırılar, “Neler oldu bize” dedirtmeye başladı.
Hafızalarımızı biraz zorlarsak yıllar önce Oktar Babuna isimli bir doktorun binlerce kan örneğimizi Amerika'ya götürdüğünü hatırlarız. Acaba bu kan örneklerinden bizim DNA'mızı çözüp, Ülkemize soktukları G.D.O'lu tohum ve gıdalarla genlerimizi mi bozdular?
Bu kadar duyarsız, Ülke meselelerine bu kadar ilgisiz bir toplum değildik!
Son günlerde ülkemizde işler tersine döndü, PKK'lı teröristler el üstünde karşılanıyor! Teröristlerin cenazelerinde, PKK paçavralarıyla sokaklar doluyor! Askerler terörist, teröristler kahraman oluyor. Hatta teröristleri güvenlik güçleri koruyor!
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, “Apo, namaz kılıyordu, iyi insandı, onu karanlık geceler bu hale getirdi” diyor! Aynı zevat 40.000 vatandaşımızın hayatına mal olan terör örgütü kurucularından kadın terörist ve diğer terörist kadınlar için duygularını anlatırken yüreğimizi parçalıyor!
Bu günlere nasıl geldik? Başbakanımızın söylediği gibi, “Yavaş, yavaş, alıştıra, alıştıra,” öyle değil mi? Bu günlere aynen öyle geldiğimizi yaşadığım gerçeklerden örnekler sunarak anlatmak istiyorum:
AKP'nin ikinci hükümetinden birkaç ay sonra, bir salça fabrikasında Mardin'li bir kamyon şoförüyle sohbetimiz oldu. Çok kurnaz biriydi, ne yaptıysam terörle ilgili bilgi alamadım. AKP taktiği uygulayarak dini konulara girdim, birkaç Ayet, birkaç Hadis okudum, çözüldü. Duyduklarıma göre bölge halkınızın işi zor, PKK Asker kıyafetiyle, Asker PKK kıyafetiyle köylüyü sınıyormuş. Köylü kimin tarafında olacağı konusunda kararsız kalıyormuş,  çok sıkıntı yaşıyormuş sözüme, balıklama atıldı;
“Artık öyle değil, eniştemiz o işi halletti” dedi. “Nasıl halletti” sözüme; “2002 yılına kadar halkın % 85'i Devletin tarafındaydı. Şimdi %98'i bizim tarafımızda” dedi. Sen hangi taraftasın diye sordum. “Ben PKK'lıyım” cevabı verdi ve devam etti: “Başbakan bizim eniştemiz. Biz AKP ile anlaştık. Birkaç aydır terör durdu, farkında değil misin? Biz AKP'ye niye oy veriyoruz sanıyorsunuz? Önce ana dilde eğitim, ana dilde savunma. Zamanla da azar, azar bütün haklarımızı verecekler. Daha sonra özerk olacağız. Belki inanmayacaksın, 2015 yılına kadar Apo’yu salacaklar, başımıza geçecek. Kendi bayrağımız altında yaşayacağız. Biz AKP'ye onun için oy verdik” diyerek sözünü bitirdi!
O son söylediğin olmaz da, ana dilde eğitim ve savunma sizin ne işinize yarayacak sözüme, “Onlar bizim özerkliğe giden yolumuzu açacak” dedi!
İnanıyorum ki bu söyleşiye AKP'liler düzmece diyecekler. Ancak bu konuyu 2010 yılında İlçe yönetim kurulu üyeleri Hasan Turna'nın da bulunduğu Agromar'da fide sırası beklerken anlatmıştım. Gelişmelere baktığımızda, Kürt vatandaşımızın sözlerine hak vermemek mümkün mü?
Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir yasası da denilen petrol yasasını, gecenin dört buçuğunda çıkarmadılar mı? Ana dilde eğitim, ana dilde savunma, ne istiyorlarsa bizleri uyuta, uyuta, yavaş, yavaş vermediler mi?
Yakında Apo'yu ev hapsine alırlarsa ve daha sonra salarlarsa şaşırmayalım! Geriye bir tek özerklik kalıyor! Başkanlık sistemiyle onu da getirecekler. ABD, İsrail ve Başbakanımızın eş başkanıyım dediği Büyük Orta Doğu Projesi de gerçekleşecek vesselam.
Nevruz bahanesiyle ortaya konanlar, iddialarımı doğrulamaya yetmiyor mu?
Ne dersiniz?

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.