MHP’den terör saldırısına sert tepki

Milliyetçi Hareket Partisi Karacabey İlçe Başkanı Hüseyin Erol, “Şehitlere Saygı, Teröre Lanet Yürüyüşü” ne katılan bayrak-vatan sevdalısı Karacabey halkına teşekkür ettiğini duyurdu.
Karacabey halkının şehitlere, bayrağa olan sevgi, saygı ve bağlığını dosta güç, düşmana korku verecek bir katılım sağlayarak gösterdiğini belirten Başkan Erol son dönemde yaşanan terör olaylarına sert bir şekilde tepki gösterdi.
Erol yaptığı yazılı basın açıklamasında, “Ülkemizde 30 yıldır süre gelen bir rahatsızlık mevcut. İsmi de PKK Terörü. Bu rahatsızlık 2000’li yılların başında bitme noktasına gelmiş olmasına karşın içinde bulunduğumuz zaman zarfında tavan yapmıştır.
Her gün, memleketimin her köşesinden şehit haberleri gelmektedir. Bu giden canlar bizim canlarımızdır. Tek amaçları, vatan bölünmesin, bayrak inmesin, ezanlar dinmesin diye göğsünü siper eden insanlardır bu şehitlerimiz. Sizler nasıl bir duygu içerisindesiniz bilmiyorum ama ben ne yediğim yemekten nede içtiğim sudan zevk alamaz hale geldim. Geceleri uyuyamaz oldum, Allah aşkına yeter.
Bu şerefsiz terör örgütünün siyasi kanadı olduğu her ortamda dile getiren, arkasını bu terör örgütüne yasladığını söyleyen parti mecliste temsil yetkisine sahip. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu misali, bu terör örgütü kürt kökenli vatandaşlarımıza özgürlük için savaştığını söylüyor ama eylemelerine ilk olarak kürt kökenli vatandaşlarımızı öldürerek başlıyor. Nasıl bir akıl tutulması içindeyiz biz, nasıl oldu da bu hale geldik.
Dedim ya 2000’li yılların başında bitme noktasına, dağılma noktasına gelmişken 13 yıllık iktidarın yanlış politikaları sayesinde bugün bu aşamaya geldi.
Çözüm süreci dediler kimse bilmedi ne içerdiğini. Hala da bilmiyor. Hadi bizi geçtik mecliste görevli milletvekilleri ve siyasi partiler bile bilmedi ve hale bilmiyor içinde ne var, neler vaat edildi, neler söylendi kimse bilmiyor.
İnkar edip sonra kabul ettikleri Oslo görüşmeleri yapıldı, Habur rezaletine tanık oldu bu millet, Dolmabahçe mutabakatlarına şahit oldu. Bu ülkenin Cumhuriyet Bayramı’nda davul zurna ile karşılandı teröristler hem de güvenlik güçlerine emir verilerek eskort yapıldı bunlara. Şerefli Türk silahlı Kuvvetleri mensuplarına kurulan Ergenekon kumpasında bu teröristler gizli tanık oldu. Asker kışlalara, polis karakol sınırlarından dışarı çıkmadı, adamlar bu süreçte yol kesti, kimlik sordu şehir merkezinde cirit atar hale geldi.
Bu çözüm süreci ülkeyi çözülmeye götürüyor diye diye dilimizde tüy bitti, gırtlağımız patladı ama merağımızı bir türlü anlatamadık.
Çözüm süreci kapsamında “Öcalan Türkiyenin önünü açıyor”, “Öcalan’ın mesajları bizimde düşüncemiz”, “Öcalan bölgenin reel politiğini daha sağlıklı değerlendiriyor”, “Öcalan dünyanın geleceğini daha iyi okuyor”, “Öcalan’ın olayları okuma kabiliyeti ve tecrübesi var” gibi bir çok açıklama yapan yetkililer; şimdide itiraf eder gibi diyorlar ki , “Bu süreçte dağdan şehre indiler” “çözüm süreci içersinde PKK ‘lılar ülkeye 80 bin silah 60 ton bomba soktular”
Allah aşkına o zaman siz nerdeydiniz.? Neden bu süreci şeffaf yapmadınız? Ülkenin kaderini etkileyecek olan konuyu neden sadece 3-5 kişi bildi? Neden, neden? Günah değil mi ya, bu yanlış olduğunu kabul ettiğiniz çözüm süreci yüzünden şehit olan yiğitlere, geride bıraktıkları eşlere yazık değil mi? Yetim kalan o öksüz çocuklara yazık değil mi? Gözü yaşlı ana babalara yazık değil mi? Bu işin fıtratında bu yok, o zaman askerlik mesleğini seçmeseydi yok, içi yanana hakaret etmek yok…
Şehit haberlerinin ardından, bir sanatçının kedisinin hastalandığı haberinin verilmesi, magazin haberlerinin şehit haberlerinin önüne geçmesi, milletin havai fişek gösterisi içinde düğün yapması yeminle kanıma dokunuyor.
Sayın başbakanın dağlıca olayından 4 saat sonra gülerek maç seyretmesi bana dokunuyor. Eğer olay olduktan 4 saat sonra haberi yoksa çok vahim, eğer varda o ruh haline sahipse o daha da vahim.
Ya Allah aşkına herkes aklını başına alsın, bu vatan her karışı kanla, şehit kanıyla çizilerek kazanıldı. Dünyada başka bir emsali de yok. Bu şehitlerimizin kanları ihmali olan, katkısı olan, herkesin eline bulaştı, boynumuzdaki bir yafta gibi duruyor. Huzuru mahşerde dik durabilmek için, herkesin bu gelip geçici dünyada dik, hatta dim dik durması gerekiyor.” şeklinde konuştu.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.