Meyvecilik eczacılığın önüne geçti!

Bezelye, soğan, buğday ve domates gibi ürünlerden umduğunu bulamayan Karacabey çiftçisi, alternatif arayışa yöneldi:
 
 
*Karacabey’in en eski eczacıları arasında yer alan Enver Erdem’in, doğaya olan tutkusu nedeniyle 12 yıl önce başlattığı meyvecilik örnek oldu ve bu günlerde ekonomik krizde boğulan çiftçiye can simidi gibi görüntü vermeye başladı.
 
Karacabey’de meyve yetiştiriciliğinin her geçen yıl artması, alternatif ürün arayışındaki çiftçinin yüzünü güldürüyor. Özellikle ova köylerinin bereketli topraklarında yetiştirilen bol verimli meyve ağaçları, bezelye, soğan, buğday ve domatesten istediğini alamayan çiftçinin umudu oldu.
Başta elma, erik, armut, ayva ve yumuşak çekirdekli olmak üzere Ovamızda giderek yoğunlaşan meyvecilik her evin rüyasını süslemeye başladı.
43 yıllık eczacı Enver Erdem, bu rüyayı gerçekleştirenlerin başında geliyor.
Eczacı Enver Erdem, tarlada büyümüş bir isim. Toprağı tanıyor. Çiftçiliği biliyor. Doğa aşığı bir isim. Belki de canı çekiyor. Dağı, taşı, ağacı, toprağı, tarlayı aklından çıkaramıyor belki de.
Kolları sıvayan ve eczacılıktan arta kalan zamanlarında bu işe 12 yıl önce başlayan Enver Erdem, meyve yetiştiriciliğinin son yıllarda artmasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Erdem’in Küçükkaraağaç Köyü’ndeki göz kamaştıran bahçesinde gerçekleştirdiğimiz özel sohbetimizde, meyve yetiştiriciliğini masaya yatırdık.
Şu anda meyve bahçesinde 106’ya aşılı yarı bodur ağaçlar olduğunu dile getiren Enver Erdem, ilk olarak Isparta’nın Eğirdir ilçesinden aldığı fidanlarla bu işe başladığını belirtti.
Meyve yetiştiriciliğinin çok farklı olduğuna dikkat çeken Erdem, bu konuda verdiği teknik bilgilerle de tecrübelerini paylaştı.
Karacabey Ovası’nın elma, erik, armut ve ayva yetiştiriciliğine çok uygun olduğunu kaydeden Enver Erdem, şeftali, kiraz ve kayısı gibi erken çiçek açan meyvelerde sıkıntı yaşandığına dikkat çekti. Taban suyu seviyesinin yüksek olduğu yerlerde meyve ekiminin üretimi olumsuz etkilediğini anlatan Erdem, bunların kıraya yakalanma riskleri bulunduğuna vurgu yaptı.
Karacabey’de Küçükkaraağaç, Sazlıca, Sarıbeyler, Beylik, Hamidiye ve Ovaesemen ile Mustafakemalpaşa’ya bağlı Yumurcaklı, Koşuboğazı ve Durumbey gibi köylerde meyve yetiştiriciliğinin giderek arttığını dile getiren Enver Erdem, bu bölgelerde meyve üreticilerin kol gezdiğini ifade etti.
           Özellikle Bursalı meyve üreticileri yöremizde arazi aramakta ve gözlerini Karacabey’e dikti.
Eczacılığın yanında 12 yıldır bu işle uğraşan Enver Erdem’in yetiştirdiği elma ve erik ağaçlarını gören hayranlığını gizleyemiyor. Elma ve eriğin birbirinden leziz çeşitlerini dikerek bahçesini büyük bir cazibe merkezine dönüştüren Erdem’i meyvecilikte Adil Kağıtçıbaşı, Rasim Çağan ve Mustafa Çağan gibi ilçenin önemli çiftçileri izlemeye başladı.
Karacabey’de ilk başlarda bu işi 2-3 kişinin yaptığına değinen Enver Erdem, “Şimdilerde durum çok farklı. Yıllardır zarar eden ve aradığını bir türlü bulamayan çiftçi artık alternatif ürün olarak meyve yetiştiriciliğine yöneldi. Özellikle Adil Kağıtçıbaşı, Rasim Çağan ve Mustafa Çağan gibi isimler tam bodur ağaçlarıyla örnek meyve bahçeleri oluşturdu. İlçemiz ve köylerinde meyvecilik işi yavaş yavaş ilgi görmeye başladı. Daha doğrusu bunu meslek haline getirmekten kaçınan çiftçimiz, bezelye, soğan, buğday ve domates gibi ürünlerden umduğunu bulamayınca alternatif arayışına girdi. Meyvecilik hem kolay, hem de daha karlı. Ayrıca meyvecilik gerçekten çok güzel bir iş. Meyvelerle uğraşmak, doğa ile iç içe olmak çok farklı bir duygu. Burası insanın ömrüne ömür katıyor. Bir de, emeğinizin karşılığını alınca ister istemez mutlu oluyorsunuz” dedi.
            Küçükkaraağaç Köyü’nde damlama sulama sistemiyle yetiştirdiği birbirinden leziz meyvelere gözü gibi bakan Enver Erdem, bahçesinde fuji, gala, red chief ve granny-simith çeşitlerinden elma ile fortune, black diamont ve friar çeşitlerinden erik yetiştiriyor. Erdem bunların dışında sık sık meyve ağaçlarıyla buluşmanın, onlarla konuşmanın kendisi için çok önemli olduğunu sözlerine ekledi.
            Erdem, meyveciliğe yönelenlere son söz olarak, bu işi yapacakların en az iki yıl yapanı yakından izlenmesini, mutlaka toprak etüt çalışması gerçekleştirmesini ve iklim koşullarının ağaca uygunluğu konusunda araştırma yapması gerektiğini önerdi.
 
 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.