Amerikanın ”Utah”mazlığı mı? Gaflet ve dalalet mi?

Osmanlının son dönemleri ve kurtuluş savaşı öncesinde hatta cumhuriyetin ilanına kadar geçen dönemlerde hep ”kumanda”etmekten çok ”manda”olmaya dönük söylemler vardı. Birilerinin himayesine girip yönetilmek ve suya, sabuna dokunmamak fikri yaygındı. Ne yazıktır ki bu tür fikre sahip olanlar bizim toplumumuzda hala mevcuttur. Tabi ki bu düşünceyi pompalayan kişiler, kendi çıkarlarını düşünerek toplumu uçuruma götürmekten kaçınmazlar. Düzenin ana teması budur zaten. Dilediğin kadar obur ol, yutabildiğin kadar yut, TOPLUM ACI ÇEKERMİŞ, CAN KAYIPLARI OLURMUŞ, PÖÖÖHH!
Böyle bir girişi niye yaptım dersiniz?
Aslında geriye dönük 100 yılımızı bir gözden geçirmemiz gerekiyor ama ben sizlere yakın tarihimizden örnekler vermek istiyorum.
Kapitülasyonları kaldırmış bir ülkede yaşayan neslin devamı 2003 yılından bu yana nelerimizi elden çıkardı biliyorsunuz. Artık çoğu kurum ”özelleştirme”adı altında elimizden kayıp gitti.
Bu işin EKONOMİK boyutu…
İktidara taşınan hükümetin daha on yıl öncesinden hazırlığının yapıldığı söylemleri… Siyasi bir ”jön”yaratılıp bunun arkasından kitlelerin sürükletilmesi durumu. Tabii ki hazırlıklar için bir on yıl gerekli olacaktır. Çünkü ”jön”ün deneme yanılma yolu ile SINANMASI anca gerçekleşebilir… Sonrası gayet basit, teslim edilen bir yapı ve sağlanan kolaylıklar. Bu da SİYASİ boyutu.
Ekonomik ve siyasi acıdan bir ülkenin abluka altında olması tam olarak yetmeyebilir. O ülkenin ordusu ve yargısının da bertaraf edilmesi önem arz etmektedir. Orduyu kışlasına sokmanın bir koşulu ”DARBE”söylemleriyle olabilir. Ya da güvenlik konusunda alternatif bir birim ortaya çıkartarak gerçekleştirilebilir. Bunu da polis teşkilatıyla başarabilirsiniz. Yargı konusunda da elinizde ki gücü kullanarak yeni yasalar çıkartmak suretiyle gayet rahat bir şekilde oluşturabilirsiniz. Bütün bunları da ”İLERİ DEMOKRASİ”veya ”DAHA FAZLA ÖZGÜRLÜK”adıyla halkınıza dayatabilirsiniz. Bu arada kısa bir anımsatma. Başkan Bush’ ta aynı söylemlerle Irak’a girip bize komşu olmamış mıydı?12 bin mil öteden gelmiş zoraki komşu. Her nedense bu komşunun UTAH eyalet merkezinden yollandığı belirtilen haber kaynaklarıyla bizde her şey allak bullak oluyor. Birileri derhal tutuklanıyor ya da görevleri askıya alınıyor. Bir hatırlatma daha; 11 Eylül’ü İslami terör diye niteleyen ABD niye yıllardır bir cemaat liderine sahip çıkarak ”yeşil kartıyla”barındırmaya devam etmektedir? Bu yaman bir çelişki değimlidir? Karar sizin.
Şimdilerde yeni ve tehlikeli bir oyun sahnelenmeye çalışılıyor. Komşularıyla sıfır sorun politikasını ilke edinmiş olan Türkiye, Suriye’ye ”sabrımız taşmak üzere ”gibi sözlerle neyi ima etmektedir. Bu en son ifade ile Allah korusun savaş çığırtkanlığı olarak algılanırsa sonu nereye varır? Tabi silah sanayi devlerinin ağzının kulaklarına vardığını düşünmek hiçte zor değil.
            73 milyonun kaderini ilgilendiren konuda atılan adımları iyi okumak gereklidir. Yoksa ABD’nin “ÖZGÜRLÜK” şarkılarının sonucunu biliyoruz. Milyonlarca ölü ve yaralı. Yetim kalmış çocuklar…   

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.