Mekke ne yana düşer usta?

Kütahya’da 1956’da inşaa edilen Kakaç Camisi’nin kıblesinin yanlış olduğu 60 yıl sonra ortaya çıkmış.
60 yıldır kimsenin fark etmediği hata nasıl olduysa fark edilmiş ve İl Müftülüğü’ne bildirilmiş. Ölçülmüş biçilmiş ve kıblede 69 derecelik bir sapma olduğu görülmüş.
Görevliler cami içine şerit çekerek kıbleyi düzeltmiş.
Şimdiki durum şu:
Minber bir yana bakıyor, cemaat başka bir yana…
Cami olduğu yerde döndürülemeyeceğine göre minber daha sonra cemaatin baktığı yöne alınacakmış.
Ufak bir bilgi; caminin kıble yönünde 45 dereceden fazla sapma yoksa, ibadetin geçerliliği açısından da bir sakınca yokmuş.
Ya 69 derece sapmayla kılınan namazlara ne oldu şimdi?
Yok yok merak etmeyin, hepsi durduğu yerde duruyormuş…
Bu hatanın keşfedilmesinden sonra diyanet harekete geçmiş ve 86 bin caminin kıble tespitini yapmak için kolları sıvamış. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kıble çalışmalarına da yer verilen 2016 yılı bütçesi, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda kabul edilmiş.
Kıble işini kıblesine sokmak için Erzurum Karakaya Tepesi’ne elektronik sistemler yerleştirilerek sürekli ufuk gözlemi yapılacakmış. Yurt dışına gönderilecek personele astronomlar; kıble tayini, namaz vakitleri ve hilal gözlemi eğitimi verecekmiş.

Sizin aklınızdan da şunlar geçti mi yazdıklarımı okurken?
* Bu hesaplamalar camiler inşaa edilirken yapılmaz mı?
* Camide namaz kılan insanlar kıblenin ne tarafa baktığını hiç sorgulamaz mı?
* Kâbe’nin yönünü bulmak bu kadar zor mudur? Hele de elinizdeki akıllı telefona bir dokunuş yaparak bulabilecek iken.
* Dünya hem kendi etrafında ve hem de güneşin etrafında dönerken kıble arada sırada başka tarafa mı kaçıyordur acaba?
* Bazen Afrika’dan bazen de Kanada’dan mı çıkıyordur mesela?
* Cemaatle kaçma kovalamaca mı oynuyordur yoksa?

Uçuk soruları bir kenara bırakıp ‘Kıble saati hesaplama’ dersek, orada devreye fizik, matematik ve astronomi giriyor.
Kıble saati; “Kâbe’nin bulunduğu nokta, güneşin günlük deklinasyonundaki yeri ve bulunduğumuz nokta arasında oluşan küresel üçgenin trigonometrik çözümünün zaman cinsinden ifadesidir.” diye tanımlanıyor.
Fakat kıbleyi bulmayı yüzünü güneşe dönme olarak nitelendirirsek kıbleyi bulmak biraz daha kolaylaşıyor.
Kıble tespiti yapılacak gün, takvimdeki kıble saatinde güneşe doğru ayakta durulduğunda kıbleye dönmüş olunuyormuş. Çünkü güneş o an tam da Kâbe istikametinde bulunuyormuş.
****
Namaz gibi somut edilen bir ibadette ‘yön’ önemli elbet, vakit ona keza.
Namazın yönü kimsenin keyfine göre tayin edilemeyeceği gibi vakti de edilemez.
De, ediliyor.
Cumaya geç kalanlar için bir tuşa basılıyor ve dünya durduruluyor, cemaate o muhterem zat bekletiliyor bir güzel. Beklenen kişi gelince dünya tekrar dönmeye başlıyor.
Buyrun amin!
Camilerin inşaası ise kim bilir kimlerin ellerine teslim ediliyor.
Sonra da ara ki kıbleyi bulasın…
****
Caminin kıblesinin şaşması bir yana, memleketin kıblesi şaştı artık aslında.
Atasının aydınlık yolundan ayrılan insanlar ne tarafa secde edeceğini şaşırdı.
Saraya mı, hocaya mı, imama mı, Allah’a mı?
Cami kıblesi kolay, esas mesele milletin kıblesini ayarlamakta…

cananekncylmz@gmail.com'

Canan Ekinci Yılmaz

1 Nisan 1963 Karacabey doğumlu. Karacabey Lisesi mezunu. 5 Ekim 2010 itibariyle yazar.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.