Kadın değil, erkek sığınma evleri;

Diyorum ki “Kadınını yetiştiremeyen toplumlar, geleceğini geçiştirir”
 “Kadınına mülkten kıymetli bir değer vermemişse bir millet eğer
Atın üstünde yarışa çıkmaya mı benzer bu eyer
Biçilir mevsiminde verimli bir tarladan verimli bir tohumun hasadı meğer
Bir milletin başı anaların bilgeliğinde gök kubbeye değer” S. ÖZAYDIN
Kadınımızın gelişen bilgi Dünyasına uyum sağlayamadığını üzülerek gözlemlemekteyim. Kadın toplumun temel taşı olmakla birlikte, kendini geliştiremeyen kadınların eğitimsizlik ve donanımsızlığın getirdiği sorunlardan kaçış yeri aradığını görüyoruz. Bu kaçış evlilik sorumluluğu konusunda sadece aile ve çevre gözlemiyle bilgilenmekte görülen tekrardan ibaret modeller olup, değişen Dünya da çaresizlik sergilenmesine sebep olmaktadır.
Evlilik kurumunun işlevselliği aslında özel donanımlı, konusun da uzman olanların ders ve akabinde diploma verdiği bir süreçle sağlanması gerektiğini düşünüyorum.
Fakat mevcut yapı içerisinde de yapılması gerektiğini düşündüğüm bir olay var. Yaptığım araştırma ve danışmalar ki! Bunlar konuda söz sahibi insanlardır. Sığınma evi yetkililerinden, huzur evi yetkililerine, sosyologlardan, psikologlara kadar ve varılan sonuç şu ki! Eğer sorunlu bir aile yapısı içerisinde evi terk eden kadın korumaya alınırsa, aile hayatı kesinlikle dağılıyor. Öneri ve tespit şu ki! Eğer kadın yerine, sığınma evine erkek alınırsa gerekli destek sağlanıp sorunların çözümü için iyileştirme çalışmaları sorunlu tarafın eksikliğinin giderilmesi sonucunda, ailelerin kurtulacağını düşünüyoruz. Kadın sığınma evlerinin, erkek sığınma evlerine dönüşümünün mevcut sisteme yapıcı fayda sağlayacağını düşünüyor yetkililerin dikkatine sunuyoruz.
 “Yuvayı dişi kuş yapar” sözü geçmişten gelen bir örnek olup bu çerçevede kadının evi terkinin önüne geçilerek, erkek sığınma evleri yapılıp, kadına ekonomik, sosyal, psikolojik destek sağlanarak kadının yuvasında kalmasının yıkımları durdurmasını diliyoruz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.