Isparta’da 41 aileye 41 koç!

Karacabey TİGEM’de yetiştirilen koçlar teslim edildi:

Isparta Valisi Memduh Oğuz, Jandarma Alay Komutanı Jandarma Albay Ömer Uyan, Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Sıddık İpek, Türkiye Damızlık Koyun-Keçi Yetiştiricileri Birliği Genel Başkanı Prof. Dr. Veysel Ayhan ve yetiştiricilerin katılımıyla Bozanönü'nde düzenlenen törende çekilen kurayla koçlar sahiplerine teslim edildi.

Projenin 54 bin liraya mal olduğunu belirten Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Sıddık İpek; “Sayın Valim ilimizdeki birlik temsilcileriyle birlikte ortaklaşa damızlık koyun yetiştirebilmek amacıyla bakanlığımıza bağlı Bursa Karacabey Tarım İşletmesinde yetiştirilen genetik kapasitesi yüksek bu koçları üreticilerimize dağıtıyoruz” dedi.

Pırıltı ırkı koyun yetiştiricilerine dağıtılan koçların yüksek vasıflı damızlık koyun yetiştiriciliği bakımından çok önemli olduğunu belirten Türkiye Damızlık Koyun-Keçi Yetiştiricileri Birliği Genel Başkanı Prof. Dr. Veysel Ayhan; “Sayın Valim dağıtmış olduğumuz bu koçlar Isparta'da 2 yıldır yürütmekte olduğumuz 'Halk Elinde Islah' projesi bakımından bizim için çok önemli.

Ülkemizde bu yaz döneminde yeterli saman ve arpanın olmaması nedeniyle yem fiyatlarındaki girdi maliyetleri çok arttı. Durum böyle olunca büyükbaş hayvancılıkta sıkıntı meydana geldi ve üretici düşük verimli hayvanını kesime verdi. İşte tam bu noktada yem maliyetleri düşük, yayla ve kırlarda otlatılan küçükbaş hayvancılık daha önemli hale geldi” dedi.

Hayvancılık milli bir mesele

Mütevazı ama temsil ettiği sektör itibariyle çok önemli bir tören düzenlendiklerini belirten Vali Memduh Oğuz; “Hayvancılık milli bir meselemiz, ulusal bir meselemiz. Biz bu alanda Isparta olarak Türkiye hayvancılığında model olduk. 81 ilde şu anda hayvancılıkta Isparta modeli konuşuluyor, gelin bu konuyu bizlere anlatın diyorlar.

Geçmiş dönemlerde hayvancılık konusunda yanlışlıklar yapılmış, ama bu yanlışlıklar düzeltiliyor. Buradaki tören onun bir numunesi ve sonucu, o bakımdan çok memnun oldum.

2010 yılında küçükbaş hayvan sayısı 230 bin iken, 2011 yılında bu rakam 296 bine yükselmiş. Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz. Biz burada laf söylemiyoruz, resmi rakam söylüyoruz. Isparta ilinde bir yılda küçükbaş hayvanda % 25 artış olmuş. Küçükbaşta bir yılda 80 bin, büyükbaşta 15 bin artış olmuş. Bu bir rekordur… Türkiye'de bunu gerçekleştiren başka bir şehir yok, dünyada da bu böyle.

Bütün sektörleri eşit şekilde destekliyoruz

Onun için biz hayvancılığı destekliyoruz, ama biz bunu desteklerken, turizmi de, sanayiyi de, aynı şeklide destekliyoruz ve elbirliğiyle götürüyoruz. Bizim hayvancılığa olan desteğimiz bir polemik konusu olmasın, bizim bütün sektörlere ilgimiz aynıdır.

Hiç birisi bir diğerini engellemeden işbirliği içerisinde koordineli bir şekilde hepsini destekliyoruz. Dolayısıyla yeşilinde yanındayız, ağaçlandırmanın da yanındayız, turizminde yanındayız, ama bütün bunların yanında işte burada çok değerli kardeşlerimi görüyorum, çobanların tam yanındayız. Çünkü siz dağda dolaşıp en güzel gıdayı, Eti ve sütü sofralarımıza getirensiniz.

Çobanlarımızın primlerini devlet yatırsın

Şimdi Türkiye Damızlık Koyun-Keçi Yetiştiricileri Birliği ile beraber önemli bir girişim içerisindeyiz, Çobanlarımızın sosyal sigorta primlerini devlet ödesin. Bunu talep ediyoruz, çünkü bu hayvancılıkta yapılacak olan en önemli devrimlerden biri olacak.

Yaylalarımızda, meralarımızda bu işi yaparken sosyal güvencesi de olursa ve şehirde olan her şey orada da bulunursa göçü de önlemiş oluruz. Köylerimizde nüfus azalmış, insanlar gayet tabi olarak karnını doyduğu yere gidecek.

5 yıldızlı otel benim dönemimde yapıldı

Geldiğimizde turistik 5 yıldızlı otelin temelini ben attım ve Allahın izniyle bir yıl gibi kısa sürede açılışı yapıldı ve misafir kabul etmeye başladı. İnşallah yeni bir 5 yıldızlı otelin de yakın zamanda temelini atacağız. Allahın izniyle milyonlarca turistin akın akın Isparta'ya geldiğini ve dağlardaki otellerde, şehirdeki otellerde kaldığını göreceksiniz.

Et ithal etmek onurumuza dokunuyor

Biz ismini Karakoyunlu, Akkoyunlu, Karakeçili, Akkeçili olarak miras bırakmış bir soydan geliyoruz. Onun için dünyanın başka ülkelerinden et alıp vatandaşlara yedirmek bizim onurumuza dokunur. Neden yani?

Meksika'nın, Kanada'nın falan ülkenin hayvanlarını getireceğiz. Yaylalarımız yok mu? Meralarımız yok mu? Çiftçilerimiz yok mu? Çobanlarımız yok mu? İşte çobanlarımız Eti ve sütü sofraya getirmezse o zaman Arjantin'den almaya kalkarsın, Kanada'dan almaya kalkarsın” diye konuştu.

 

 

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.