İCAZET

AHMET AYGÜN ATA KÖŞE YAZISI

Türkiye’deki demokrasinin sahte ve dış güçlerin manipülasyonuna açık olduğu, siyasi partilerin başarılı olmalarının partilerin programına değil dışarıdan yaratılan “imaj”a ve toplanan “para”ya bağlı oluşu özellikle 80 darbesinden sonra yadsınamaz bir gerçektir. Reklamasyon, halkı aldatma (iki anahtar vb),sahte imajlar(güzel leydinin topuk sesleri, reis, asena vb),dış destek, yalancılık, sahtekârlık, halkı çocuk gibi avutarak en temel hakların budanması, giderek oy almak için halkın belirli kesimlerinin üretimden koparılıp maaşa bağlanması bu gerçeğin temel özellikleridir.
Son 40 yılda kurulan dönemsel partiler süresi dolduğunda kendisini yaratan, imajlarını parlatan Batı emperyalizmi tarafından halının altına süpürüldü. Programları Batı emperyalizminin birebir izlerini taşıyordu. Abd’ye “müttefiklik” etiketi ile süslenmiş tam bir bağlılık, Ab’ye “üye olacağız” düşleriyle sınırsızca ödün, Milli değerlerin tek bir sözcükle bile anılmadığı “Türkiyelilik” ya da “eşit vatandaşlık” adlı küresel dayatma, Ulusun varlıklarının küresel sermayeye yem edilmesi dönemsel partilerin ortak noktası.
Farkları nedir? Kimisinin “çağ atlayacağız” imajı, kimisinin “Türkiye’nin demir ladysi” özentisi imajı, kimisinin “genç lider” parlatmalı imajı, kimisinin “Yeni Türkiye” söylemli imajı, kimisinin “neo-Sultan ya da asena” cilalı imajı… Ancak fark dediğimiz söylemsel farklılıkların bile ortak noktası, bu adların Batı tarafından konması. Yani gerçekte aynı reklamlarda geçen şu cümle gibi “fark göremiyorum, ya sen?”.
“Biz geldiğimizde” ile başlayan söylemler; “enflasyonu tek hanelere indire..ceğiz”,”işsizliği bitire…ceğiz”,”dünya devi ola…cağız”, “milli ve manevi değerleri yücelte…ceğiz”, “sağlıkta ve eğitimde devrim yapa…cağız”…Ancak parti programlarında çözüm için düşünceleri ile ilgili tek bir dize bulamazsınız. Olduğunu söyledikleri çözümlerin hiçbiri Ulusal çıkarlarla eşleşmiyor. Uygulamalar dayatma ya da empoze edilen emperyalist dünyanın kulağa üflemesi.
40 yıldır süren bu düzenin getirileri; işsizlik, geçim sıkıntısı, arap saçından beter eğitim, ranta teslim edilen sağlık sistemi, adam kayırıcı ihaleler, halka daha ucuza sunulacak hizmetlerin taşeronlaşması, komşularla savaşacak duruma gelme, adaların birer birer elden çıkarılması, Kıbrıs’ın “müzakere masasına” yatırılması, gerici ve yobaz terör ile bölücü terörün Vatan bütünlüğümüze yönelmesi…
Ülkemizin Vatan Bütünlüğü tehlikedeyken emperyalist Batı bize çözüm yolları öneriyor yine! Programlar bundan öncekiler ile bire bir uyuşuyor. Tek fark maddelerinin numaralarında! “İYİ” icazet almak sistemin olmazsa olmazı. Öncelikle “düşünce kuruluşu” adı altındaki Strafor ya da Soros benzeri kuruluşların parlatması gerekiyor…ki, onlarda hemen cilalamaya başlıyor.
“Donkişot yel değirmenine” karşı adlı özü boş “kahraman” yaratılır. Bunun adına da “kamuoyu yoklaması” adlı demokratik! etiket yapıştırılır. Ortak özellikleri “yokmuş” gibi gösterilmemeye çalışılır. Vardır gerçekte…”Türkiyelilik” derler…”Exceter çıkışlıdırlar”…”Abd’ye mutlaka giderler”…”Kurucularının arasında Amerikan ya da İngiliz tedrisatından geçenler baştacıdır”…Eh birde “şeyhi, şıhı, hoca efendisi” varsa… Kaymaklı ekmek kadayıfı…
Milli midir? Türkiye Cumhuriyetinde “TÜRK KİMLİĞİ”ni savunamayan düzen partilerinin hiçbiri Milli değildir. Oysa Türkiye’mizin gereksinimi Milli Meclis, Milli Hükümettir. “İYİ” icazetli alanlar çare değil; sistemin devamını sağlamak içindir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.