HÜSEYİN EROL ve ERKEN SEÇİM HASTALIĞINDAKİ DEVLET BAHÇELİ

Kendisine yakıştıramadığımız beklenmedik çıkışlarıyla dikkatleri üzerine çekmeye çalışan MHP Karacabey İlçe Başkanı Hüseyin Erol’dan söz etmek istiyorum bu gün.
Asker kökenli sözde siyasetçi Hüseyin Erol’dan. Hani şu kendi adayları olmadığı için Genel Başkanları Devlet Bahçeli’nin meydanlarda adamım diye dolaşarak kimin cumhurbaşkanı olmaması masalını anlatmaya çalışan partinin ilçe başkanından.
Düşünebiliyor musunuz? Seçim var, 50 yıllık partinin cumhurbaşkanı adayı yok! Ülkücüler, sanki insansız hava aracında dolaşıyor. İnanın, tencere yuvarlanıyor kapağını buluyor.
Olmaz demeyin çünkü dünyada eşi, benzeri görülmeyen ilginç gelişmeler MHP’de yaşanıyor.
Devlet Bahçeli, AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yıllarca ağza alınmayacak küfürler saydırdı. “Hırsızlıkların hesabını yedi göbek ceddinden sormazsam namerdim” dedi.
Aynı Bahçeli, milyonlarca seçmeni yok sayarak partisini, sürekli sövdüğü ve sürekli hesap soracağını söylediği AKP’nin yedek lastiği yaptı. Anlayacağınız, dağ fare doğurdu.
Özünü yitiren MHP genellikle AKP’nin kırılma noktalarında siyasi yan kesiciliğe soyundu.
Bu arada büyük bir hayal kırıklığı yaşayan MHP tabanı öz eleştiriye başladı. 2002’de ıskaladığını gördüğü filmi geri sararak, DSP-ANAP-MHP ortaklığını bozan Bahçeli’nin durduk yerde çıkardığı “Oyunbozanlığın” altını çizdi.
MHP tabanı rahatsız olmaya başladı ancak, Bahçeli’nin yardımı ile 03 Kasım 2002 günü yapılan erken seçimle, Türkiye AKP iktidarıyla tanışmış oldu.
Bahçeli, 2007’de Abdullah Gül’ü Cumhurbaşkanı yaparak 2002’deki çıkışına yeni bir ivme kazandırdı.
07 Haziran 2015’deki seçimlerden sonra sallanmaya başlayan AKP’yi yine MHP kurtardı.
AKP tek başına iktidar olamayınca Bahçeli devreye girdi, seçimlerin resmi sonuçlarını beklemeden, “Hiçbir hükümet formülü içinde yer almayacağım” açıklaması yaptı. AKP’siz kurulabilecek koalisyon hükümetinin önünü kesti. Türkiye’yi yine erken seçime sürükledi.
MHP tabanı uyanmaya başlarken, Bahçeli’nin 2016’daki çıkışıyla parlamenter sistemin sonu hazırlandı.
Neresinden konuştuğu anlaşılmayan Devlet Bahçeli, son kritik çıkışını 16 Nisan 2018 günü, “26 Ağustos’ta bir kez daha sandığa erken gidelim” çağrısıyla yaptı.
Yokuş aşağı yuvarlanmakta olan AKP’yi bir kez daha kurtarabilir miyim düşüncesi içinde, danışıklı-dönüşüklü yapılan erken seçim çağrısına Erdoğan balıklama atladı. İçi tuzak dolu seçim tarihini de 24 Haziran 2018 olarak belirledi.
Uzmanlar, Cumhuriyet tarihinin en büyük ekonomik krizi ile karşı karşıya olduğumuzu belirtirken, kamuoyu araştırma sonuçları, çöküş içindeki AKP’yi, Recep Tayyip Erdoğan’ın da kurtaramayacağını söylüyor.
Erdoğan, erken seçimle sözde bir taşla iki kuş vurmayı hedefledi. Giderek büyüyen enflasyon canavarının altında kalmamakla birlikte, Meral Akşener’i de seçime sokmama gibi matematikler yaptı.
Evdeki hesap, CHP’nin 15’ler çıkışıyla çarşıda bozuldu.
“Erken seçim vatana ihanettir” sözcüklerini dilinden düşürmeyen Erdoğan bir kez daha tek başına iktidar umuduyla düğmeye basmış oldu.
Bahçeli, Erdoğan’la birlikte kendisini de kurtarabilme yan kesiciliği içine girerken, yıllardır arayıştaki MHP tabanının yüzde 90’ı Akşener’in İyi Parti’sine yöneldi.
Türkiye’nin her yöresinde ülkücüler MHP’den istifa ederek, İyi’leşmek istediği yöne gidiyor. Hiç kimse hiddetlenmiyor, çünkü önlenemez gerçekler ortada.
İstifalar dur, durak bilmiyor. İyi’leşmek isteyen ülkücülerin Karacabey’de de çok yoğun biçimde MHP’den ayrıldıkları yerel gazeteler aracılığı ile duyuruldu.
Karacabey’de yağmur gibi gelen istifalardan sonra MHP’nin sandık görevlisi bulmakta zorlandığı açıklandı.
Bunları haber yapan Meltem Gazetesi’nin Yazı İşleri Müdürü Yasemin Uysal ise ne yazık ki, saygısızlığı marifet sayan MHP İlçe Başkanı Hüseyin Erol’un tehdit ve hakaretlerine uğradı.
Bir değil, iki değil, Erol bu kabadayılığı sık sık yapıyor. Partisinden kaçışı önleyemeyen ve sandık görevlisi bulamadığı için çılgına dönen Erol, öfkesini gazetecilerden çıkarmaya çalışıyor.
Erol, öncelikle demokrat olmalı, demokrasiyi içine sindirmelidir. Masalara vurarak güç gösterisi acizliğine düşmemelidir. Araştırma yapmadan, tek satırı bile yanlış olmayan haberler için ağzından salyalar akıtarak bir bayana bağırmamalıdır. Demokratik yolları denemelidir. Yanlış varsa tekzip etmeli ya da düzeltme istemeyi unutmamalıdır.
Telefonu kaptığı gibi kulakları patlatırcasına bağırarak, “Kim verdi bu haberi? Bu haberi kim kaleme aldı? Yalan, yanlış haber yapıyorsunuz. MHP’ye seçim üstü bok atıyorsunuz. Ben size gazeteciliği öğreteceğim” sözcüklerini kullanmadan biraz düşünmelidir.
Önce utanmasını öğrenmeli sonra sağlıklı düşünmeye başladığında İyi’leşen ülkücüleri izlemelidir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.