Her parti kadar iddialıyız!

Her parti kadar iddialıyız!
*Siyasetin kişisel çıkar beklemeden ülkenin geleceği için projeler üretmek ve gençlere daha iyi bir Türkiye bırakmak için yapılması gerektiğini dile getiren DSP İlçe Başkanı Nuri Uzel, “Ancak böyle olmuyor. Seçimi kazanmak uğruna gerçekleşmesi mümkün olmadığı bilinse de hayali vaatlerde bulunuluyor” dedi. 
*Demokratik Sol Parti İlçe Başkanı Nuri Uzel ile yerel seçimleri konuştuk. Siyasete bakış açısından seçimlere nasıl hazırlandıklarına, başkan adaylarından, Karacabey’in sorunlarına kadar biz sorduk, 2 dönmedir DSP İlçe Başkanı olan Nuri Uzel yanıtladı:
ÇAKIR- Karacabey deki siyasi havayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
UZEL- Hafif esintilerle devam eden siyasi havanın seçimler yaklaştıkça bulutlanmaya ve sert esmeye başladığını görüyorum. Aslında bu ilçemize ve bu döneme has bir olay değil bütün Türkiye de ve her seçim döneminde görmeye ve yaşamaya alıştığımız bir durumdur. Seçimlere 5 ay gibi bir süre olmasına karşın transferlerin başladığına tanık oluyoruz. Şahsi beklentileri olmayan kişilerin, topluma hizmet düşüncesiyle dünya görüşlerini değiştirebileceğine inanmıyorum. İlçemizde veya ülkemizde seçilebilmek için yapılanların sadece hizmet düşüncesiyle olmadığına inanıyorum. Amaç Karacabey’e faydalı olmak ise her parti kırıcı olmadan eleştirilerini yapmalı, kendi projelerini geliştirmeli ve bunun için aday aramalıdır. Amaç ne olursa olsun  “benim partim seçimi kazansın” diye düşünüldüğünde tuhaf durumların ortaya çıktığına tanık oluyoruz.
ÇAKIR- Ne zamandır siyasetin içindesiniz? Siyasi tecrübenize güveniyor musunuz?
UZEL- Türkiye de isimleri bir parti ile anılmasa da her vatandaş siyasetin içinde zaten. Çünkü bir seçimde herhangi bir partiye oy veren kişi sadece oy verdiği için kendini o partili gibi görmeye başlıyor.1999 yılının sonlarında partime yönetim kurulu üyesi olarak katıldım. İlçe saymanı ilçe sekreteri ve iki yıldır da ilçe başkanı olarak siyaset yapmaktayım. Tabi ki tecrübe olarak benden daha eski siyasetçilerin olduğunu biliyorum. Geride bıraktığım süreç benim açımdan iyi bir tecrübe oldu diye düşünüyorum. Yaşanan her günün ayrı bir tecrübe kazandırdığını söyleyebilirim.
ÇAKIR- Sizce siyaset nedir?
UZEL- Bence siyaset kişisel menfaat beklemeden ülkemizin geleceği için projeler üretmek ve çocuklarımıza daha iyi bir Türkiye bırakmak için yapılması gereken hizmet yarışıdır.
ÇAKIR- Karacabey ‘deki yerel seçimlerde DSP patlama yapacak mı?
UZEL- Patlama kendiliğinden olmuyor. Bunun için çok ciddi çalışmak gerekiyor. Vatandaşa kendini iyi anlatabilmek gerekiyor. Gerçekleşmesinin mümkün olmadığı bilinse de vaatlerde bulunmak gerekiyor. Karacabey’deki her parti kadar bizim partimiz de iddialıdır. Seçmenin oyuna şimdiden hiçbir parti ambargo koyamaz. Bunun örneklerini daha önce hep birlikte yaşadık.
ÇAKIR-Belediye Başkan adayınızı ne zaman kamuoyuyla paylaşacaksınız?
UZEL- Bunun için henüz erken olduğunu düşünüyorum. Çalışmalarımız devam ediyor. Bence belediye başkanı kadar meclis üyesi adayları da çok önemli, kimse bunları konuşmuyor. Üretmeyen bir meclise sahip ve yalnız kalan bir belediye başkanı ne yapabilir?
ÇAKIR- Seçim çalışmalarına başladınız mı? DSP ‘nin hedefi nedir?
UZEL- Tabi çalışmalarımız devam ediyor. Henüz kahve ve mahalle ziyaretlerimiz başlamadı. Aday belirleme çalışmalarımız devam ediyor. Partimizin hedefi iyi bir aday ve en az onun kadar iyi meclis üyeleri tespit etmek ve seçimlerde başarılı olmaktır. Belediye ile ilişkisi olan kişileri kesinlikle aday yapmak niyetinde değiliz.
ÇAKIR-Karacabey halkı seçim havasına girdi mi? İzlenimleriniz nelerdir?
UZEL- Konuyu çarşı içinde değerlendirirsek, girdi diyebiliriz. Ama Karacabey çarşıdaki 150-200 esnaftan oluşmuyor Cumhuriyet meydanı dışına da bakmak lazım. Öyle bakarsak henüz böyle bir hava yok. Zaten vatandaşın bunu düşünecek durumu da yok.
ÇAKIR- Belediye Başkanı Ergün Koç’u başarılı buluyor musunuz?
UZEL- Bunun için nereden bakıldığı önemli. Bu çok görece bir kavram. Mesela Cumhuriyet alanında bir arsa alındı, bina yapıldı. İlçemizin merkezinde olan bina şu an atıl durumda. Binanın yarısından fazlası boş. Harabelik yıkıldı, yerine bir bina yapıldı, ortalık temizlendi diye bakarsak başarılı. Burada Belediye, ya da Karacabey ne kadar zarar etti diye bakarsak başarısızlık kendiliğinden çıkar. Bunun örneklerini çoğaltabiliriz. Sonuç olarak artı ve eksileri üst üste koyduğumuzda ben başarılı bulmuyorum.
ÇAKIR- Karacabey ‘in çözüm bekleyen temel sorunları nelerdir?
UZEL- Karacabey ‘in çok ciddi bir şekilde içilebilir suya ihtiyacı vardır. Uzmanların da belirttiği gibi çağımızın en büyük sorunu su olacaktır. Ayrıca ciddi olarak trafik ve otopark sorunu vardır. Atatürk kültür parkının kullanılır hale getirilmesi gerekmektedir. Çöplüğün kesinlikle kaldırılması gerekir. Şehir içindeki çöp toplama işinin yeniden gözden geçirilmesi gerekir.
ÇAKIR- Siyasetten beklentileriniz nelerdir?
UZEL- Benim şahsi olarak şu veya bu şekilde siyasetten hiçbir beklentim yoktur. Karacabey doğumluyum. Atatürk Üniversitesi İşletme Fakültesini bitirdikten sonra 1980 yılında Karacabey’e yerleştim. O günden beri de çarşı içinde oldum. Ben sosyal bir insan olduğumu düşünüyorum. Bugüne kadar birçok derneğe üye oldum, yönetim kurullarında bulundum, dernek kurucusu oldum. Gücüm yettiğince sosyal faaliyetlere emeğimle ya da paramla katkıda bulunmaya çalıştım. Gelen hiçbir yönetici ya da öğrenciyi boş çevirmemeye özen gösterdim. Sorumluluklarımın bilincindeyim. Bu dünyadan herkes gibi bir gün göçüp gideceğimi biliyorum. Babamın bana bıraktığı temiz bir ismi bende çocuklarıma bırakmak istiyorum. Siyasete hiç istemediğim ve hiç uygun olmadığım bir anda zorlamayla girmek zorunda kaldım. Ancak şuan keşke çok daha genç yaşlar da girmiş olsaydım diyorum. Kendini doğru, dürüst, iyi ahlaklı olarak tanımlayan ya da çevresinden bu anlamda tepkiler alan birikimli insanların sokaklarda ve kahve köşelerinde dedikodu üretmelerini doğru bulmuyorum. Bu kişiler enerjilerini ülkemizin ve çocuklarının geleceği için kendilerine uygun gördükleri siyasi partilerde harcamaları gerekir diye düşünüyorum. Ben siyaseti topluma doğru hizmet için yapmaya çalışıyorum. İnsanların hak ettikleri  yerlerde ve makamlarda siyasi görüşlerine bakılmaksızın olmaları gerektiğine inanıyorum. İlçemiz ve ülkem için iktidarda ya da muhalefette iken yapabileceğim ne varsa benden istendiğinde maddi ve manevi, karşılıksız olarak her fedakârlığı  yapmaya hazırım. Artık bal tutanın parmağını yalamasını istemiyorum. Gidip elini yıkaması gerektiğini düşünüyorum. Balı tutan insanların zaten o işi yaptıkları için bir ücretlerinin olduğunu kişi içinde bunun yeterli olması ve ayrıca parmak yalamalarına gerek olmadığını düşünüyorum. Kısaca siyaseti iyi ahlaklı, bilgili, eğitimli, kültürlü ve düzenli yaşamları olan insanların yapması gerektiğine inanıyorum. Kimlikleri işgal ettikleri koltuklardan yada makamlardan oluşan ve siyaseti kendine ve yandaşlarına rant kapısı olarak düşünen insanlardan siyaseti arındırmak gerektiğine inanıyorum.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.