Hasan Tahsin tavrı

Her insanı heyecanlandıran, olmak istediği bir kahramanı vardır. Kimi ünlü bir futbolcunun, kimi, bir artistin, kimi, bir aktörün, kimi bir siyasinin, kimi şairin ya da yazarın yerinde olmak ister. Hiç kimse maden ocağının dibinde kömür çıkaran işçi olmak istemez. Kimse sokakları süpüren bir temizlik işçisi de olmak istemez.
Olmak istediğimiz kimse, olumlu ya da olumsuz bir kahraman da olabilir. Sonuç olarak insanı harekete geçiren bir ideal kimlik vardır. Ne var ki çok az insan o tarihi an geldiğinde olmak istediği kişinin attığı adımı atacak cesareti gösterebilir.
Gazeteci Osman Nevres, ya da bilinen adıyla Hasan Tahsin de pek çok kişinin yerinde olmak istediği sembol isimlerden biridir.
Hasan Tahsin 96 yıl önce emperyalizmin Anadolu’yu işgal hareketinin başladığı gün İzmir rıhtımında silahını ilk ateşleyen kahramandır. Pek çok kişinin bildiğinin aksine Hasan Tahsin’in sıktığı kurşun, işgale karşı sıkılmış ilk kurşun değildir. Ancak en önemli, en bilinen ve bayrak olmuş kurşundur.
Hasan Tahsin yaptığı eylemin sonucunun ne olacağını bilerek silahını ateşlemiştir. Ateşlediği silahın Anadolu’daki bağımsızlık ateşini yakacağının bilincindedir. Örgütlüdür. Redd-i İlhak Cemiyeti üyesidir. Redd-i İlhak ya da Müdafa-i Hukuk cemiyetleri yurdun her tarafında vardır. Ancak henüz kendi aralarında örgütlenmiş değildir. Ama Hasan Tahsin bilmektedir ki ateşlediği silahı bu birleşmenin işaret fişeği olacaktır.
Hasan Tahsin’in silahını ateşlediği gün İstanbul’da Mustafa Kemal Paşa da bir gün sonra başlayacağı zorlu yolculuğunun son hazırlıklarını tamamlamaktadır. Birbirinden haberleri yoktur. Ancak bilmektedirler ki yurdun her köşesinde başka Hasan Tahsin’ler vardır. Mustafa Kemaller vardır. Tıpkı Ali Kemaller ya da Damat Feritler olduğu ve olacağı gibi.
Günümüzden bakınca Hasan Tahsin’e özenmek kolaydır. Ancak Hasan Tahsin olmak zordur. Hasan Tahsin ilk kurşunun hazırlığını günler öncesinden yapmış, toplantılar düzenlemiş, bildiriler hazırlamıştır. Ancak 15 Mayıs 1919 sabahı İzmir rıhtımında tek başına kalmış ve buna aldırış etmeden silahını ateşlemiştir.
Mustafa Kemal Paşa da cepheden İstanbul’a döndükten sonra 6 ay boyunca Anadolu’ya geçiş hazırlıkları yapmış, yüzlerce kişiyle görüşmüş ancak ilk ağızda çok az kişi Bandırma vapuruna binme cesareti gösterebilmiştir. O dönemde Osmanlı devletinin üç yüzü aşkın paşasından Bandırma Vapuruna binme cesareti gösteren paşa yok denecek kadar azdır. Daha sonradan Anadolu’ya geçip büyük kahramanlıklar gösterenler aşı tutmadan yola çıkmaya cesaret edememişler ve zaman içinde bu cesaretsizlikleri nedeniyle bazı eleştirilere de uğramışlardır.
Önemli olan etrafında hiç kimse olmadan inandığı ve doğru bildiği yolda ilk adımı atabilmektir. Osman Nevres işte bu yüzden Hasan Tahsin’dir. Mustafa kemal Paşa da işte bu yüzden Atatürk’tür.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.