“GÜMRÜKSÜZ İTHALAT” AÇIKLAMASI KAFA KARIŞTIRDI!

Karacabeyli çiftçiler, Türkiye’ye nefes aldırmayan koronaya meydan okuyor..

*Ürettiği ürünün karşılığını alamadığı için yıllardır zarar eden çiftçi, çaresiz de olsa, “Alım garantisi” sözü üzerine tarlaya indi. Hasat sürecinin yaklaşmasıyla hazırlığını tamamladı ve beklemeye geçti. Çiftçi, tarım politikalarındaki belirsizliğe son verilmesini istedi.

Karacabeyli çiftçiler, Türkiye’ye nefes aldırmayan koronaya meydan okurcasına tarlalarda yoğunlaştı.

On gün sonra bezelye ile soğan hasadı başlayacak. Daha sonra buğday ile arpa hasadı için sahaya inecek olan çiftçinin gözü tarlada, kulakları ise fiyat açıklaması yapacak olan Tarım Bakanlığında.

İlkbahar ürünlerinin hasadına gün sayan çiftçi, bir yandan da yazlık ekime odaklanmış durumda. Domates, mısır, karpuz, kavun, biber gibi yazlık ürünlerin ekimi için tarlaya inen çiftçi Bakanlığın, “Tüm mahsulü alacağız” sözü üzerine kolları sıvadı ve üretime hazır durumda beklemeye geçti.

Ancak, Tarım Bakanlığınca, “Tahılda gümrüksüz ithalat yapabiliriz” açıklaması yapılması tedirginlik yarattı.

Alım garantisi verilmesine karşın fiyat belirsizliği kafaları kurcalıyor. Beklenti var, kaygı büyük. Özellikle buğday ve arpa üreticisi bu konuda sert eleştiriler yapıyor. Hasat yaklaşırken, “Tahılda gümrüksüz ithalat yaparız” denmesinin ne anlama geldiğine dikkat çeken üretici, rant aracı olmaktan korkuyor. Güvensizliğini dile getirirken, “Yine kurban mı olacağız?” soruları yöneltiyor.

Fiyat belirsizliği, maliyetlerin aşırı artışı ve doğa koşulları çiftçiyi kaygılandıran etkenlerin başında yer alıyor.

Tutarlı tarım politikası olmaması, güven veren destekleme yapılmaması, üreticinin haklı olarak eleştiri getirmesine neden oluyor.

Bezelye hasadına hazırlanan Yenisarıbey Köyü Muhtarı Engin Çiftçi, “Karacabey çiftçisi çok bilinçli ekim yapıyor. Ancak, iktidarların çiftçiden uzak tarım politikası nedeniyle üretmekten kaçıyor. Oysa Türkiye’nin ürün çeşitliliğine gereksinimi var. Planlı ekime, üretime ve üreticiyi baş tacı yapacak tarım politikalarına gereksinimi var.

Günü birlik çözümlerle sonuç alınmadığı görülüyor. Çiftçiye verilen küçücük destekler çok abartılıyor. Diş kovuğunu doldurmayan o küçük destekle, tohum alınıyor, ekim yapılıyor, sulama oluyor, gübre atılıyor, ilaçlama sağlanıyor, hasat gerçekleşiyor, donanım maliyeti karşılanıyor, işçinin parası ödeniyor zannediliyor. Hesap meydanda. Nedense zarar ettiğimiz görmezden geliniyor. Trajikomik bir durumla karşı karşıyayız.

Tahılda hasat yaklaşırken, “Gümrüksüz ithalat yaparız” açıklamasını anlamakta zorlanıyoruz. “Pancar üretimini artıracağız” denilirken, Cargill’e finansal destek verilmesini anlayamıyoruz.

Türkiye’nin planlı ekim yapması ve tutarlı bir tarım politikası izlemesi gerekiyor. Üretimde büyük bir devrime ihtiyacımız var” dedi.

Domates ekimi yapan Görkem Yörük ise “Geçen yıla oranla maliyetler çok arttı. Ancak tarladaki domates fiyatı yine 50 kuruş. Covid 19’un dünyada üretim miktarını düşürebileceğini düşünerek ekim yapıyoruz. Beklentimiz Covid19 nedeniyle fiyatların biraz artması. Yaşayıp göreceğiz. Biz üretmekten başka bir yol bilmiyoruz. Ancak gerçek üretici korunmuyor. Bizden 50 kuruşa alınan domates, salçaya dönüştüğünde, marketlerde 800 gramı 9,5 ile 14 TL arasında. Biraz da üretici lehine politika bekliyoruz” şeklinde konuştu.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.