1 Mayıs’a damgasını vuran üç Bursalı!

1 Mayıs’ta kimlere teşekkür etmeliyiz?

Öncelikle Amerikan işçi sınıfına…

Onun çok değerli evlatlarına…

***

Yıl 1886…

Baharın ilk ışıklarının doğaya can verdiği 1 Mayıs günü…

ABD’nin Chicago kentinde işçiler, iş gününün 8 saate düşürülmesi için genel greve gittiler. Polisin ateşi sonucu çok sayıda işçi öldü, direnişin önderlerinden Albert Parsons, August Spies, Adolph Fıscher ve George Engel idam edildi.

Eğer işçiler, emekçiler bugün 8 saatlik iş gününe sahipse, o mücadele sonucu bu noktaya gelindi.

Kapitalizmin en vahşi döneminde yapılan bu eylem, bir anlamda patronları dize getirdi.

O işçi önderlerinden biri olan Albert Persons’un çocuklarına yazdığı mektubu paylaşmak istiyorum:

“Yavrularım, Elveda!..

Bu kelimeleri yazarken adlarınızın üstüne gözyaşlarım damlıyor…

Bir daha hiç karşılaşmayacağız. Ah, sevgili çocuklarım, nasıl içten, derinden seviyor sizi babacığınız. Bir gün zaten gidecektim… Ama şimdi daha mutluyum. Babanızla gurur duyabilirsiniz. Bir gün diyeceksiniz ki bizim babamız haklıydı ve gitti.

Sevdiklerimiz için yaşamakla gösteririz sevgimizi ve gerektiğinde sevdiklerimiz için ölmekle de gösterebiliriz sevgimizi… Ben tüm bir insanlık için var olduğumun bilincindeydim.Size de böyle bir misyon emanet ediyorum yavrularım. Kendiniz için değil tüm insanlık için var olun. Mücadeleniz hep haksızlığa uğrayanlar için olsun. Böylece insanlık size minnattar kalacaktır.

Gurur duyabilirsiniz çocuklarım… Babanız haklı bir dava için gidiyor. Hiçbir zaman hayat böyle geldi böyle gidiyor demeyin. Erdemli ve cesaretli olun.

Korkmayın hiçbir zaman! Erdeminiz size cesaret verecektir. İyilikleriniz hiç unutulmayacaktır. Dünya var oldukça geride bıraktığınız şerefli yaşam başkaları tarafından anılacaktır. Anılmayacağını bilseniz bile siz iyilik, doğruluk ve adaletten ayrılmayın.

Sevgili evlatlarım, hayattan hiçbir zaman nefret etmeyin. Tanrı bize insanca yaşayalım diye bu dünyayı verdi. Sorumlusunuz yavrularım! Haksızlıkların karşısında durun, sessiz kalmayın.

Benim hayatımı ve doğal olmayan haksız ölümümü başkalarından öğreneceksiniz. Babanız, özgürlük ve mutluluk uğruna gönüllü olarak canını vermiş bir kurbandır.

Size miras olarak şerefli bir ad ve tamamlanacak bir görev bırakıyorum… İnsanları sevin, haksızlık yapmayın, yapana da ses çıkarın!!

Babanız şerefli bir insan. Onun adına örnek olun. Onu koruyun, bu yolda yürüyün. Kendinize karşı doğru olun, o vakit başkalarına karşı sahte olamazsınız. Yaratıcı, uyanık ve neşeli olun…

Çocuklarım, değerli varlıklarım; bu mektubu yalnız sizin için değil, daha doğmamış çocukları için ölen birçok kişinin ölüm yıldönümlerinde de okumanızı istiyorum.

Yavrularım, elveda…”

***

1 Mayıs’ı birlik dayanışma ve mücadele günü ilan eden Marks ve Engels’in başında bulunduğu 1. Enternasyonal’e de teşekkür etmek gerekiyor.

Türkiye’ye gelince işçilere sendikal haklarını tanıyan, CHP’nin eski Genel Başkanı Bülent Ecevit, ayrı bir teşekkürü hak ediyor.

Ve elbette DİSK’e, öldürülen Kemal Türkler’e; 1976 yılında ilk kez kutlanmaya başladığı için…

1 Mayıs, 2009 yılında yasal hale geldi.

Adalet ve Kalkınma Partisi’nde bu işi ilk dile getiren, yasa teklifi veren Başbakan eski Yardımcısı, Avukat Ertuğrul Yalçınbayır’ı unutmayalım.

Ve finalde kısa dönem Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yapan Faruk Çelik’e teşekkür etmek gerekiyor.

İşin ilginç yanı bu konuda katkı veren bir diğer isim MHP Genel Sekteri, Bursa Milletvkili İsmet Büyükataman oldu. TBMM kürsüsünde konuşan Büyükataman, MHP’nin de bayrama desteğini dile getirince, 1 Mayıs’ın önünde engel kalmadı.

Türkiye’de 1 Mayıs’ın yasal olarak kutlanmasını üç Bursalı sağladı dersek, abartmış olmayız!

BİR İŞ ADAMINDAN 1 MAYIS ÖNERİLERİ!

CHP Nilüfer İlçe Yönetim Kurulu Üyesi Armağan Gümüş, kendisi de bir iş adamı olduğu halde 1 Mayıs’la ilgili çok dikkat çekici önerilerde bulundu:

“1- Bütün işverenler çalışanları kanunun emrettiği gibi işe girmeden 1 gün önce SGK’ya bildirmeli (Halen daha kayıt dışı çalışma var ve bu önlenmeli, devletin vergisi çalışanın emekliliği gasp edilmez).

2- Maaşlar alınan bedelden gösterilmeli, gayri resmi elden para verilmemeli (Burada devlet vergi kaybına uğruyor, çalışan emekli olunca az para alıyor, bu durum emekli olan erkek ölünce aylığı bağlanacak dul eşini de veya kızını da etkiliyor).

3- Kanuni haftalık çalışma saati 45 saat, buna uyulmalı; özellikle orta ölçekli işletmelerde buna uyulmuyor.

4- İşverenler mutlaka haftalık 45 saat çalışma üstünü kanunun emrettiği gibi mesai ücretlendirmesinden çalışanın hesabına yatırmalı.

5- Firmalar resmi veya milli bayramlarda çalıştırılmamalı eğer çalıştırılacaksa kanuni ödemeleri yapılmalı.

6-Devlet üstteki 5 maddenin sıkı denetimini yapmalı ve uygulamaya konmasını sağlamalı.

Bunlar yapılırsa eğer, emeğin hakkı ödenirse, çalışan hakkını alır ise hakça paylaşım olur veya 1 Mayıs İşçi Bayramı hakkını almış mutlu emekçilerle amacına uygun kutlanır. Bu dediğim olumsuzlukların giderileceği emekçilerimizin güzel günler yaşayacağı nice mutlu 1 Mayıs’lara diyorum.”

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.