Fazıl Say olayı

Fazıl Say olayı
Fazıl Say, uluslararası bir değerimiz. Piyanist olarak çeşitli ülkelerde Türk Milletinin başını bulutlara değdirmiştir.
Aydın bir kişidir.
Ülkesini ve devletini sever.
Laiktir. Hem de sözde değil, özde laiktir.
Ünlü piyanist son yıllarda biraz sıkıntılı. Sıkıntısı şahsınla ilgili olmayıp, genel durumu ile ilgiliydi.
Siyasi iktidarın, sanata ve sanatçıya yaklaşımı kendisini rahatsız etmiş. Besteciliği bir oratoryo, zamanın Kültür Bakanı Erkan Mumcu tarafından elinin tersi ile bir kıyıya itilmiştir.
Anlaşılan daha sonra başka bir takım gelişmeler, Fazıl Say’ı taşma noktasına getirmiş. Nihayet kısa bir süre önce taştı.
“Ülkede sanata saygı duyulmamaktadır. Okullarda çok sayıda müzik öğretmeni açığı bulunmaktadır. İktidar, kasıtlı olarak müzik öğretmeni ataması yapmaktan kaçınmaktadır. Yedi okula bir müzik öğretmeni düşmektedir. Laiklik ve laikler zor durumdadır. Onlar %70, biz ise%30. Bu gidiş devam ederse, alıp kızımı bir başka ülkeye gitmeyi düşünüyorum.”
Sen misin bunları söyleyen?
Bir taraftan AKP Genel Başkan Yardımcısı Mir Mehmet Dengir Fırat, diğer yandan ise Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik; ver yansın ettiler.
Bay Fırat, “Giderse gitme demem ve üzülmem de” diyor. Hani, Kayserili genç hasta yatıyor. Ziyaretine gelen dayısına demiş, “Dayı ben ölüyorum.”
Dayı gayet sakin. “Sen bilirsin yeğenim.”
Milli Eğitim Bakamı Çelik ise Fırat’ın on adım önünde. “Yalan söylüyor, gerçekleri saptırıyor, bilgisiz. Hakkında tazminat davası açacağım” diyor ve kendine göre bazı rakamları sıralıyor. Müzik öğretmeni açığı bulunmadığını ısrarla savunuyor.
Savunuyor ama, Müzik Öğretmenleri Derneği Başkanı ise, okullarda İstiklal Marşı’nı öğretecek öğretmen bulunmasında sıkıntı çekildiğini ifade ediyor.
Neyse biz konumuza dönelim. Bir süre önce, Orhan Pamuk adında bir zat, “Türkler bir buçuk milyon Ermeni’yi soykırıma tabi tuttu, otuz bin Kürt’ü de öldürdü” dedi. Kamuoyunda geniş yankılar uyandı. Yargı, Orhan Pamuk’a dava açmaya hazırlanırken, zamanın Adalet Bakanı dava açılmasının önüne geçti.
Fazıl Say’a ise bizzat Milli Eğitim Bakanı dava açmaya yeltendi. Fakat kamuoyu baskısından çekindiği için vazgeçti.
Orhan Pamuk, Türk Milletini töhmet altına sokacak beyanat veriyor, tıs yok. AKP iktidarına bir sözü yok ki, neden tıs olsun?
Fazıl Say ise politik tercihlerden yola çıkarak iktidarı eleştirdiği için mahkemeye maruz kalıyor. Adeta, dışarıya doğru itekleniyor.
Hayret ki, ne hayret.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.