DİLEKLER, TEMENNİLER VE KAPANIŞ !

AHMET AYGÜN ATA KÖŞE YAZISI

Dernek ve odaların kurultaylarında sondan bir önceki gündem maddesi ” dilekler ve temenniler” dir. 3 D ( !) Başlıklı açıklanan ekonomik program aynı bu gündem maddesi gibi. Sıralanan maddeler yalnızca beklenti ve “cak” ve “cek” takısı almış, cümlelerden oluşuyor.
İçinde üretim yok, üretmek yok, ürettirmek yok, dışsatımın izi yok. Vergi yasasında olan indirim ve muafiyetler gözden geçirilecek..miş. Vergi toplamak üzere kurul oluşturulacak…mış. Kamuya ait kaynaklardan 76 ‘sı harekete geçirilecek…miş. (Eyvah, eyvah gidiyor yine ATAMIN Yadigarları).
Yapılması gereken ilk 3 şey ;
– Üretim,
– Üretim,
– Üretim
Olması gerekirken “dilekler ve temenniler “den oluşan Ak çözüm!
İşte Kamucu, Halkçı çözüm;
– Amerika -İsrail projesinin eteğine tutunmaktan vazgeçin, projeye memurluğunu bırakın. Suriye ile terörü bitirecek işbirliği yapın. 4 buçuk milyon Suriyeli insanın ülkesine dönmesini sağlayın.
– Kibrin simgesi, şaşaa ve debdebenin anıtı sarayın Halka maliyeti aylık 1 Milyon TL’ndan (Eski deyimle 1 Trilyon) fazla. Hz. Ömer’in adaletini anlatmayın, uygulayın.
– Devletimizin 18 lüks uçağa gereksinimi de yok, yöneticilerimizin böyle bir hakkı da yok. İvedi satarak “çiftçiye-hayvancılığa ” kaynak yapın.
– İşçi ve emekçi düşmanı “istihdam projelerini ” derhal kaldırın. Nereye ve kimlere gittiği belirsiz kredileri üretime yönlendirin.
– Tarımı yabancı işgalci tekellerin güdümüne teslim etmeyin. Yerli tohum, yerli ilaç, yerli ekipman ve ucuz yakıt sağlayın. Hem kobiler canlansın, hem iç piyasa canlansın, hem istihdam artsın.
– Ulusal para birimleriyle ticaret yapabileceğimiz ülkeler var. Doları yasaklayın, bankalardaki dövizleri rayiç bedel üzerinden TL’na çevirin.
– Artık betona kredileri kesin, yeni ve temelsiz bir yandaş grubu yaratmak için verdiğiniz bu kredileri gerçek ÜRETİCİ ÇİFTÇİYE-HAYVANCIYA verin.
– Sözde değil özde MİLLİ olun…
. . . . . . . .
Çoğumuz bu fıkrayı biliriz ama çıka çıka boool bol vergi çıkan dilekler ve temennilerden oluşan plan olunca yeniden anımsamak gerekli diye düşünüyorum.
Sultan yerle bir olan devlet bütçesini kurtarmak için bir vergi türü uydurmuş, ferman yayınlamış. Vezire,
– Git tebdili kıyafet ne diyorlar bakalım
demiş. Vezir gitmiş, dolaşmış.
– Sultanım yakınıp sızlanıyorlar
demiş. Sultan bunun üzerine bir vergi türü daha uydurmuş. Veziri yine salmış, halkın içine.
– Sultanım, ellerine ne gelirse vurup kırıyorlar
demiş. Sultan bunun üzerine bir vergi türü daha uydurmuş. Vezir yine tebdili kıyafet halkın nabzını ölçmüş.
– Sultanım, birbirlerini dövüyorlar
demiş,bu kez. Sultan bir vergi türü daha uydurmuş. Vezir yine ispiyona çıkmış. Bu kez vezir geldiğinde hali bir garipmiş. Sultan merakla,
– Nedir bu halin a Vezir ?
demiş. Vezir kafasını kaşıya kaşıya
– Vallahi Sultanım, buna akıl sır erdiremedim. Kiminin elinde zurna, kiminin elinde davul, kiminin elinde tef, kiminin elinde kaval çalıp şarkı söylüyorlar
demiş. Sultan tahtından fırlamış,
– Çabuk bütün vergileri kaldırın, Halk delirdi, bundan sonra halimiz harap
demiş.
. . . . . . . . .
Gündemin “dilekler ve temenniler ” bölümünü de geçtik. Sırada ;
Kapanış var !
Ne dersiniz, zamanı gelip geçmiyor mu ?

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.