Devrim Yasaları ve Yabancıların Madalyası

Yurdun ve dünyanın dört köşesinden neredeyse her gün iç karartan haberler alıyoruz. Ancak geçtiğimiz hafta İncirlik üssünde yapılan bir törende bir Türk Albayının ABD madalyasını aktif bir tutumla reddetmesi son yılların içimizi en çok ferahlatan haberi oldu. Amerikancı ve yandaş basın olayı gizleyemedi. Pek çok basın yayın kuruluşu şaşırtıcı şekilde olayı vermek zorunda kaldı. Bu türden haberler almaya ne kadar çok gereksinim duyduğumuzu bir kez daha anladık.
TRT bile haberi şu şekilde duyurdu:
“Suriye’deki DEAŞ operasyonlarına katılan bir Türk subayı, İncirlik üssünde Amerikan ordusunun başarılarından dolayı kendisine vermek istediği madalyayı reddetti. Albay Orkun Özeller, “Bu madalyayı verenler benim düşmanım olan YPG ile işbirliği içindedir. Onurum, bu madalyayı kabul etmiyor” diyerek madalyayı iade etti ve tören alanından ayrıldı.
“Olay, geçtiğimiz günlerde Adana’daki İncirlik Üssü’nde yaşandı. DEAŞ’la Mücadele Koalisyon Karargahında veda ve madalya töreni vardı. Güvenlik Uzmanı Abdullah Ağar, Albay Orkun Özeller’in törende verdiği mesajı, sosyal medya hesabından paylaştı.
“Törende, gösterdiği üstün başarılardan dolayı Albay Orkun Özeller’e Amerikan Komutanlığı tarafından madalya ve berat verilecekti. Madalyayı Amerikalı bir Albay takdim etti.
“Ancak Albay Özeller, törende yaptığı konuşmayla madalyayı reddetti.
“Özeller, törende şunları söyledi;
“Türkiye olarak güzel işler başardığımızı düşünüyorum. Bunların en önemlisi de El-Bab operasyonu sırasında hiç sivil kayıp ve dost ateşi ile vurulma olayının olmamasıdır. Oysa haritaya baktığınızda Suriye ve Irak’ta bu tür zayiatlar yaşanmaktadır. Bu da bizim ne kadar başarılı olduğumuzu gösterir. Sizleri yaralamak ve üzmek istemem. Fakat bu madalyayı kabul etmem mümkün değildir. Çünkü bu madalyayı verenler benim düşmanım olan YPG ile iş birliği içindedir. Onurum, bu madalyayı kabul etmeme müsaade etmemektedir.”
“Albay Özeller’in bu sözleri salonda bomba etkisi yarattı. Amerikan tarafı sessizliğe gömülürken Albay Orkun Özeller tören alanını terk etti.”
Albay Özeller’in konuşması ve davranışı gerçekten de göğsümüzü kabarttı. Sevindik. Biraz da şaşırdık. Oysa ortada o kadar da şaşıracak bir durum yoktu. Ne var ki uzun zamandır unutup rafa kaldırdığımız devrim yasalarından birisi Albay Özeller tarafından uygulanmıştı. Albay Özeller’in devrim yasalarını anımsadığı için mi, yoksa ABD’nin uyguladığı ve ulusal onurumuzu ayaklar altına alan politikaları protesto için mi böyle davrandığının önemi yoktur. Sonuç olarak unutulmuş bir devrim yasası uygulanmıştır.
Anayasamızın 174. Maddesi tarafından koruma altına alınan devrim yasalarından bir tanesi de 26 Kasım 1934 tarihli 2590 sayılı Bazı Lâkap ve Unvanların Kaldırılmasına ilişkin Devrim Yasasıdır. Yasanın en çok bilinen ve şu anda uygulanmayan 1. Maddesi şöyledir:
“Ağa, Hacı, Hafız, Hoca, Molla, Efendi, Bey, Beyefendi, Paşa, Hanım, Hanımefendi ve Hazretleri gibi lakap ve unvanlar kaldırılmıştır. Erkek ve kadın vatandaşlar, kanunun karşısında ve resmi belgelerde yalnız adlarıyla anılırlar.”
Yasanın az bilinen ve neredeyse unutturulan 2. Maddesi ise şöyledir:
“Sivil rütbe, resmi nişanlar ve madalyalar kaldırılmıştır. Bu nişan ve madalyaların kullanılması yasaktır. Harp madalyaları bundan müstesnadır. Türkler yabancı Devlet nişanları da taşıyamazlar.”
Görüldüğü gibi Türklerin yabancı devlet nişanları taşımaları anayasa koruması altındaki Devrim Yasası ile açık şekilde yasaklanmıştır. Ne var ki son yıllarda devletin en tepe noktasındakiler, diz bağı madalyasından, Yahudi Cesaret Madalyasına kadar yabancı madalyaları almak için yarışa girmişler, Genelkurmay Başkanları ABD başkentinde neredeyse yere kadar eğilerek boyunlarına yabancı devlet madalyası taktırmışlardır.
Ülkemizde Çarlık Rusya’sı generalleri gibi gezmek utanılacak bir durum olmaktan çıkmış, “onur” yarışı haline getirilmiştir.
Albay Orkun Özeller’in bu onur verici davranışının devrim yasasını yeniden hayata geçirmenin başlangıcı olmasını dilerken kendisini kutluyoruz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.