ÇOCUKLARIMIZIN KARANLIK GELECEĞİ

AHMET AYGÜN ATA KÖŞE YAZISI

Atamız, Millet Meclisi’nin kurulduğu 23 Nisan’ı Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ilân etti. Tarihe gömülen saltanatın yerine gelecek Türkiye Cumhuriyetinin ilk adımıydı, meclis. Bu nedenle onu, dünyanın tek Çocuk Bayramı olarak onlara armağan etti.
Bugün ardına sığınılan dindar kuşak savunanların getirdiği durum Cahiliye çağının yansımalarından izler taşıyor. Türkiye’miz 15 yıllık dönemin 10 yılında 7.000 çocuğa tecavüz edilen bir ülke durumuna getirildi. Çocuklara karşı cinsel suçlarda 2008-2013 arası yüzde 400 artış oldu. Son 3 yılda taciz ve tecavüze uğrayan ve adli makamlara yansıyan çocuk sayısı 70.000. Bu adliyeye yansıyan, ya yansımayan ve baskı ve parayla susturulanlar…2010-2014 arası 60.213 çocuk aile içi şiddete maruz kalmış. 2014’te 15, 2016’da 10 çocuğumuz öldürülmüş. Dindar kuşak adlı tasarının sahibi Akp döneminde ergin yaşa gelmemiş tam 460 bin kız çocuğu anne olmuş. Dilenen ya da sokakta çalışan çocuk sayısı 2013’te 41 bine ulaşmış. 2014 yılı itibariyle sokakta yaşayan çocuk sayısı 641 bine ulaşmış. Cezaevlerinde hâlâ 12-17 yaş arası 2.200 çocuk var. 2015 yılında güvenlik birimlerimize getirilen çocuk sayısı 118.245. Bunların 42.557’si bağımlılık yapan madde kullanmış. 2015’te güvenlik birimlerimize getirilen çocuk sayısı 303.213’e fırlamış ki bunun yüzde 18,9’u 11 yaş altında. 2014 itibarıyla uyuşturucu kullandığı saptanan çocuk sayısı 273.571. Son 3 yılda polis ve Jandarma bölgesi de içinde olmak üzere 27 bin. Evden kaçan çocuk sayısı 2008-2011 arası 142 iken bu sayı 2012’de 2.117’ye, 2013’te 5.573’e ulaşmış. Ve yalnızca çocuklar için var olan hapishane sayısı 15 kapalı cezaevi.
Ya batırılan ekonomi nedeniyle küçük bedenlerini kapitalizmin acımasızlığına teslim eden çocuk sayımız? UNICEF ve UNESCO raporlarınca okul dışı çocuk işçi sayısı yüzde 56. Akp bu olumsuz oranla ülkemizi Pakistan ve Sudan’dan sonra 3.lüğe taşıdı. İlkokul çağında 323 bin, ortaokul çağında 38 bin okul dışında bırakılmış. Çocuk işçilerin yüzde 60’ı tarım kesiminde. 6-18 yaş arası 393 bin çocuk mevsimlik tarım işinde çalışıyor, yarısı okula gitmiyor. 2012-2016 arası 264 çocuğumuz iş cinayetine kurban gitmiş. Çırak olarak çalışanların sayısı 2015’de 401.164 iken bu yıl itibariyle 1 milyon 170 bine çıkmış. Çalıştırılan çocuklar haftada 54.3 saat çalışıyor. Çocukların yüzde 3.4’ü işyerinde yaralanmış ya da sakat kalmış. Yarısından çoğu 400 TL altında çalışıyor, üçte birine işyerinde yemek verilmiyor. Üçte birinin haftalık, yüzde 89’unun yıllık izni yok.
Çocukları bu duruma getirilen bir ülkenin gelişmesinden, gelişeceğinden söz edilemez. Eğitim, öğrenim almaları gereken yaşlarda emperyalist küreselciliğin kölesi durumuna getirilen bir kuşağın bırakın dindar olmasını toplumsal ahlak ve bilinç yönünden gelişeceğinden bile söz edilemez. Dindar kuşak yetiştirildiği söylenen okullarda okuma bilme oranının yüzde 56 olması bir ülkenin geleceğinin tehlikede olduğunun göstergesidir. Bilim ışığında yetiştirilmemiş, toplumsal ahlak ve bilinç verilmemiş çocuklarınızın geleceği karanlıktır. Cumhuriyet değerlerinden uzaklaşıldıkça çocuklarımız ayaklar altında kalıyor. Yurduna, Ulusuna, tarihine düşman kuşaklar emperyalizmin birer hizmetkarı durumuna getiriliyor. Emperyalizm bunu ister, destekler; peki YA BİZLER?
Atamızın dediği gibi, “Küçük Hanımlar, Küçük Beyler; sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı ve ikbal ışığısınız. Ülkeyi asıl ışığa boğacak sizlersiniz. Kendinizin ne kadar önemli, değerli olduğunuzu düşünerek ona göre çalışınız. Sizlerden çok şey bekliyoruz”.
Ülkemizin karanlık güçlerine, emperyalizme ve kapitalizme çocuklarımızı teslim edecek miyiz? İkbal ışıkları karanlığa teslim edilmeyecek denli değerlidir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.