Cep telefonum olmadan asla..!

Akşam akşam televizyonda bir haber:
26 yaşındaki Emre Gürevin, nişanlısı Şükran Aybal ve arkadaşı Yusuf Bilgin ile Adana’nın Gençlik Köprüsü üzerinden geçerken cep telefonunu Seyhan Nehri’ne düşürüyor. Yeni aldığı ve henüz taksitlerini dahi ödemediği cep telefonunun suya düşüşünün şokuyla birlikte kendisi de suya atlıyor. Dalıyor çıkıyor, telefonu arıyor ama nerde.
Gitti mi gider.
Telefonun kaybına o kadar canı yanmış olmalı ki telefonunu bulmadan sudan çıkmak istemiyor, sonunda da takatsiz kalıp boğulma raddesine geliyor.
Onu kurtarmak için arkasından suya atlayan arkadaşı Yusuf Bilgin de başarısız oluyor ve bu kez ikisi birlikte çırpınmaya başlıyor. Gürevin’in nişanlısının çığlıklarına köprüden geçmekte olan Ömer Faruk Karaağaç yardıma koşuyor. O da suya atlıyor. Fakat nafile. Kıyıdan uzaklaşmış gençleri değil kurtarmak, kendisi de boğulmaya yaklaşıyor. Son olarak da Mehmet Erdem isimli bir vatandaş kıyıdan nehre giriyor ve boğulmak üzere olan üç kişiyi kurtarmaya çalışıyor.
Tabii ki o da aynı sonla karşılaşıyor.
Sonunda kahramanlık değil de akıl üstün geliyor ve özel güvenlik ekiplerinin halat atmasıyla 4 kişi halatlara tutunarak su üzerinde kalıyor.
Bu arada nehirde ‘tekne lokanta’ işleten Serkan Çokan imdat sesleri üzerine kayığıyla boğulma tehlikesi geçiren gençlerin yanına gidiyor ve gençleri karaya ulaştırıyor. Kazazedeler fazla su yuttukları için kendilerine sağlık ekipleri tarafından müdahale ediliyor.
Şaka gibi değil mi?
Anlıyoruz ki;
Köprü üstlerinden geçerken cep telefonu elde olmayacak.
Cep telefonu insanın kendi canından daha önde.
Acil bir durumda yardım etmek için olaya bodoslama dalmak yardımseverlik ya da kahramanlık değil.
Yüzme bilmek boğulan birini kurtarmaya yetmiyor.
Hele de 3 kişiye hiç yetmiyor.
En hızlısından düşünüp organize olmak ve paniğe kapılmamak doğru hareket etmeyi kolaylaştırıyor.
İlk yardım bilgileri her an her şekilde gerekebiliyor.
Cep telefonu iyi bir şeydir, güzel bir şeydir, lâkin canın kadar seviyorsan gözün gibi koruyacaksın.
Kısmetten çıktıysa da yenisini alacaksın….

Hadi bakalım, bununla geçmiş olsun…

cananekncylmz@gmail.com'

Canan Ekinci Yılmaz

1 Nisan 1963 Karacabey doğumlu. Karacabey Lisesi mezunu. 5 Ekim 2010 itibariyle yazar.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.