’ÇEK’e destek yurtseverlik görevidir’

Dün sabah Çağdaş Eğitim Kooperatifi (ÇEK) Başkanı Ali Arabacı’nın davetlisi olarak bir grup basın mensubu ile birlikte Güler-Osman Köseoğlu Ortaöğrenim Kız Öğrenci Yurdu’nda misafir edildik.
Çay, simit, peynir, ekmek eşliğinde bir yandan kahvaltımızı ederken, bir yandan da Başkan Ali Arabacı’yı dinledik. Biz kendisine sorular sormaya başlamadan önce Başkan Arabacı ÇEK’in toplum üzerindeki yansıması ile ilgili fikrimizi sordu. Sonra da ÇEK’in 1995 yılında başlayarak bugüne ulaşan yolculuğunu ve bugün geldiği noktayı anlattı.

Ali Arabacı gelinen son noktada biraz kırgındı sanki.
Duyarlılık bekledikleri çevrelerden gereken ilgi ve desteği göremediklerini, çıktıkları yolda yalnız bırakıldıklarını, verilen sözlerin tutulmadığını dile getirirken, ülkenin gidişatı için herkesin kendisine “Nereye gidiyoruz?” diye sorması gerektiğini söyledi.
Akılcı, bilimsel, laik ve özgürlükçü bir eğitim için tamamen gönüllülük esasıyla çalışarak çaba gösterdiklerinin altını özellikle çizdi.
Arabacı, baş koydukları bu yoldaki beklentileri için net konuştu:
“Biz destek istiyoruz. Bu bir yurtseverlik görevidir”
****
Çağdaş Eğitim Kooperatifi ÇEK’in, “Anaokulundan Üniversiteye” hedefiyle çıktığı yolda, ÇEK’in 20. doğum günü olan 25 Temmuz günü “3 Mart Anadolu-Fen Lisesi”nin temelinin atıldığı günün ardından yazdığım “İmece’nin adı ÇEK olmuş” başlıklı yazımın sonunu “Haydi Bursa, imeceye devam…” sözleriyle getirmişim.
Temel atılışının üzerinden geçen beş ayın sonunda bugün gelinen nokta;
“Bağışlarda düşüş yaşandığı için inşaatın hedeflenen bitiş tarihi aksamış…”
(* Çünkü geçen bu beş ay içerisinde Türkiye bir seçim yaşadı ve bu seçimin sonucuna göre ülke yeniden şekillendi. İş dünyasından medyaya, kamudan eğitim kurumlarına kadar her mecrada yeni düzenlemeler, yeni yapılanmalar oldu. Tabii bu arada da verilen sözler unutuldu.)
Sözlerine şöyle devam ediyor Arabacı:
“Bunun yanında şu anda kaba inşaatı bitmiş olan okulun projesi, yapı denetlemesi, elektrik işleri, yalıtım işleri, yani neredeyse 1 milyona liraya yakın işi hep ücretsiz yapıldı. Parasal yardım yapanlar da oldu. Ama bu bizim 2 milyon lira borçlu olmamıza engel olamadı. Okulun bitmesi için daha 6 milyona ihtiyaç var.”
Nilüfer Belediyesi lise inşaatının hafriyatına katkı vermiş. Yine Nilüfer Belediyesi yurdun olduğu arsayı ÇEK’e 25 yıllığına (aylık 3 bin 500 liraya) kiralamış.
(* Yine Nilüfer Belediyesi’nin onayıyla yurdun önüne yapılan okulların azametinden dolayı yurt yoldan görünmez durumda ya neyse…)
ÇEK’in mali durumuna kısaca bakacak olursak;
Kurumun 1700 civarında üyesi ve 150’ye yakın çalışanı var. Çalışanlarına yaklaşık 370 bin lira aylık ödüyorlar. ÇEK’in aktif büyüklüğü 15 milyon, bütçesi de 12 milyon 500 bin TL.
Yurtta barınan, daha doğrusu yurdu evleri olarak gören çocukların başarı düzeyi epey yüksek. Eğitim öğretimin yanında yurtta sosyal yönden de gelişen çocuklar köylerine döndüklerinde ‘akıl danışılan insan’ muamelesi görüyorlar. Her çocuk bir köyü aydınlatıyor. Böylece de maksat hasıl olmuş oluyor.

“Çocuklar tahsilleri bitip yurttan ayrıldıktan sonra da ÇEK tarafından takip ediliyorlar mı ve insanlar ÇEK’e nasıl ulaşıyorlar?” diyorum.
Yurt Müdiresi Sema Üçok cevaplıyor sorumu. Yurttan ayrıldıktan sonra kurum olsun çocuklar olsun birbirlerinden kopmuyorlarmış. ÇEK yurtlarına ulaşmak isteyenler de Milli Eğitim’den bulabiliyorlarmış yurdu. ÇEK kurumu olarak kendileri de okullara haber veriyor, kaymakamlıklara ulaşıyor ve tek tek köyleri dolaşıyorlarmış. Bir yandan da yurtta kalan kızlar ve aileleri de yurtta barınma konusunda çevrelerine örnek oluyormuş.
Yurtta barınma eskisi gibi sadece Bursa ili ile sınırlı değil. Ülkenin çeşitli şehirlerinden gelen öğrenciler de mevcut.
Tabii ki bu yurtlara kabul edilmenin şartları var.
Bunlardan en önemlisi de ailenin gelir durumu ile çocuğun başarı durumu.

ÇEK kurumlarının neler olduğu hakkındaki bilgileri ÇEK Müdür Yardımcısı Ayşen İnci’den alıyoruz.
Görükle’de üniversite öğrencilerinin barındığı 330 kişilik karma yurt, Ertuğrul’da tamamı tam burslu 71 orta öğrenim öğrencisinin barındığı kız yurdu, Beşevler’de 130 kişilik 3-6 yaş grubu anaokulu, Görükle’de kiraya verilen kültür merkezi, Üniversite kavşağında toplam 774 öğrencisi olan ilkokul ve ortaokul, aynı yerde inşaatı devam eden lise ve hedefte olan üniversite.
****
“Bu girişimin gelecek için ne kadar önemli olduğunu ve bunun için hep birlikte mücadele etmemiz gerektiğini vurgulamak istiyorum” diyerek sözü tekrar alıyor Ali Arabacı.
“ÇEK’in emin ellerde olmasına özen gösteriyoruz” diyerek bu konudaki hassasiyetlerini gösteriyor.
“Yönetim Kurulu üyeleri her olumsuzluktan sorumlu. 150 çalışan ve 1200 öğrenciden biz sorumluyuz. Bu sorumluluğumuz karşılığında hiçbir yönetim kurulu üyemizin beş kuruş kazancı yok.” diyerek gidişattan şikâyet eden herkesi vazife başına çağırıyor.
Türkiye’de burjuvazinin ÇEK’in yürüttüğü eğitim-öğretime destek vermesini, çünkü burjuvazinin hedefinin de, özgürlük, bağımsızlık ve hukuk devleti olduğunu söylüyor. Çağdaş Eğitim Kooperatifi’ne bağlı eğitim kurumlarının, toplumu dincileştirmeye yönelik modelin antitezi olduğunu vurgulayan Arabacı, “Biz eğitim kurumlarımızda verdiğimiz eğitimle toplumu ileriye taşımayı hedefleyen bir yapıyız” diyor.
****
Kısacası;
Ülkenin karanlıklarda boğulmaması ve toplumun aydınlık günlerde yaşayabilmesi için temele yatırım yapmak şart. Yapanlara destek olmak şart. Bir de, destek olanlara köstek olmamak şart.
Malum, “Tarlada izi olmayanın, harmanda yüzü olmaz”,
Ve; “Son pişmanlık fayda etmez”...

Çağdaş Eğitim Kooperatifi hakkında daha geniş bilgi edinmek için tıklayınız:

cananekncylmz@gmail.com'

Canan Ekinci Yılmaz

1 Nisan 1963 Karacabey doğumlu. Karacabey Lisesi mezunu. 5 Ekim 2010 itibariyle yazar.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.