Bursa Nutku Mustafa Kemal’in Askerlerini Tanımlıyor

Türkiye’nin yeniden Mustafa Kemal’e, Atatürkçü düşünceye, cumhuriyet devrimine ve “Mustafa Kemal’in askerlerine” ihtiyacı var. Bu nedenledir ki yıllarca Atatürk düşmanlığı yapanlar, O’nu ve devrimlerini küçümseyenler, göstermelik de olsa Atatürk’e sarılıyor. Her yıl artan sayıda insanımız milyonlar olup Anıtkabir’e koşuyor. Bütün meydanlar “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz” sloganı ile inliyor. Siyasete en uzak olduğu sanılan futbol düşkünleri stadyumlarda bir ağızdan “İzmir Marşı” söylüyor.
Tam da bu sırada hiç akla gelmemesi gereken yerlerden “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz” sloganına itirazlar geliyor. Gerekçesi de “militarist olma kaygısı”. Oysa Mustafa Kemal Atatürk 1927 yılının 20 Ekim günü tamamladığı Büyük Nutkunun son sözlerinde Türkiye Cumhuriyetini Türk Ordusuna değil, Türk gençliğine emanet ediyor. Mustafa Kemal Paşa Gençliğe Hitabesinde tehlikenin nerelerden geleceğini açıkça işaret ediyor.
Aradan 5,5 yıl geçmeden, Bursa’da uç veren gerici ayaklanma üzerine Türk gençliğine bir kez daha seslenerek, rejimin tehlikeye düşmesi halinde nasıl koruyacağını tanımlıyor. Rejimi bekleyen tehlikelere karşı militarist güçleri değil, gençliği göreve çağırıyor. Üstelik onlardan yardım beklenmemesini hatta onların da kaybedilmiş olma olasılığını aynen şöyle söylüyor:
“Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir. Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, ‘Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır’ demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
“Polis gelecek, asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaktır. Genç, ‘Polis henüz devrim ve cumhuriyetin polisi değildir’ diye düşünecek, ama hiç bir zaman yalvarmayacaktır. Mahkeme onu yargılayacaktır. Yine düşünecek, ‘demek adalet örgütünü de düzeltmek, yönetim biçimine göre düzenlemek gerek’
“Onu hapse atacaklar. Yasal yollarla karşı çıkışlarda bulunmakla birlikte bana, başbakana ve meclise telgraflar yağdırıp, haksız ve suçsuz olduğu için salıverilmesine çalışılmasını, kayrılmasını istemeyecek. Diyecek ki, ‘ben inanç ve kanaatimin gereğini yaptım. Araya girişimde ve eylemimde haklıyım. Eğer buraya haksız olarak gelmişsem, bu haksızlığı ortaya koyan neden ve etkenleri düzeltmek de benim görevimdir.”
Mustafa Kemal Atatürk, “Mustafa Kemal’in Askerlerini” 85 yıl önce, 6 Şubat 1933 günü Bursa’da işte böyle tanımlıyor. Onlardan militarist olmalarını istemiyor. Tam tersine militarist güçlerin de görevini yapmayacağı, yapamayacağı günler gelebileceği noktasında Türk gençliğini uyarıyor.
Türkiye Cumhuriyeti bu kadar ağır saldırılara uğrayıp kuşatılmışken “Mustafa Kemal’in Askeri” olmaktan utananlar, O’nun “yoldaşı” da olamazlar. Mustafa Kemal’in sağlığında değişik gerekçeler bularak O’nun “askeri” olmak istemeyenler “yoldaşı” hiç olamadılar ve büyük önderle yolları ayrıldı. Bugün de “Mustafa Kemal’in Askeri” olmaya burun kıvıranlar, O’nun yoldaşı da olamazlar, yolunda da yürüyemezler.
Bursa Nutku bize yol göstermeye devam edecek.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.