Bu defa çok zor

Yaşamının çok büyük kısmı siyaset sahnesinde geçmiş bir siyaset virtüözü. Yetmiş yedi yaşını devirmiş, yetmişsekizine girmek üzere. Anasından emdiği ak süt kadar tertemiz bir geçmişe sahip bilge adam. Doğrunun peşinde koşmuş,yan yollara sapmayı aklının ucundan dahi geçirmemiştir. Henüz yirmidokuz yaşında genç bir avukat iken, Yüksek Adalet Divanı sıfatı ile DP’lileri yargılayan mahkemenin hukuk dışı uygulamalarını protesto için, cüppesini mahkeme kürsüsünün önüne  bırakıp, salonu terkedecek kadar da cesarete sahip bir hukuk aşığıdır.
            Evet, DP’nin Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk’tan bahsediyorum. İlerlemiş yaşına rağmen, ülkede gerçek demokrasiyi  tesis etmeye çalışıyor. Fakat ne yazık ki, bu defa işi çok zor.  Hatta  biraz da imkansız gibime geliyor.
            Anavatan Partisi, 1983 yılında Amerikan eksenli kurulduğu düşünülen bir partidir. Ülkede siyasi şuurun henüz kendisine malik olmadığı bir ortamda; 1980 öncesindeki eski partilerinden kopup gelmiş ve asıl amaçlarının şahsi çıkar olduğu “dört eğilim kahramanları” ile serpilip büyümüştür. Kenan Evren’in destek konuşmaları ile altı ay sonra da iktidarı yakalamıştır.
            İktidara geldiklerinden itibaren, gerek siyasi ve gerekse ekonomik alanda sınırları zorlamakla zamanlarını doldurmuşlardır.
            -Siyasi partiler  ve seçim kanunlarında yapılan tadilatlar ile, genel başkanlık sultasının oluşması sağlanmıştır.
            -Eyalet sistemi söylemleri ile  Doğu ve Güneydoğu’da olayların büyümesine sebep olunmuştur.
            -Türk toplumu üretimden, tüketime kaydırılmıştır. Köylü nüfusunun azaltılması ile yola çıkılmış ve şehirlerde işsizler ordusunun oluşmasına sebep olunmuştur.
            -Ülke borç batağına sürüklenmiştir. Alınan dış kredilerin çoğunluğu yatırıma değil, makyaj harcamalarına yönlendirilmiştir.
            -“KÖŞE DÖNMECİLİK”  ve  “BENİM MEMURUM İŞİNİ BİLİR” deyimleri ortaya atılarak, toplumda ahlaki erozyon oluşmasına sebep olunmuştur.
            -Uygulanan kapitalist ekonomi  neticesinde, milli gelirin %80’ni nüfusun %20’sine ve geri kalan %20’si de nüfusun %80’nine  dağıtılarak, sosyal adaletsizliğe yol açılmıştır.
            Sonra ne mi oldu?
            Anavatan Partisi dibe vurdu. Kendisine bir süre genel başkan bulamadı. Bir yığın borç, marjinal sayıda taraftar ve yamanılacak bir parti arayışı. İşte, böyle bir ortamda  Demokrat Parti’nin sırtına abanılış.
            Her iki partinin birleşim kongresinin yapıldığı salona bakıyorum ve Bay Cindoruk hesabına endişeleniyorum. Anap’lılar merhum Özal’ın dört eğilim selamını veriyor. Demokrat Parti’liler ise Tansu Çiller’in adının anonsu ile coşuyor. Yani, her iki parti delegelerinin  ve taraftarlarının aklı geçmişe takılı. Birleşime, henüz ruhen çok uzaklar. Doğru Yol Partisi’ni  %27 oy oranı ile alıp, %10 barajının altına düşürmesi ve kadroları kırıma uğratıp, MHP’de taban bulamamış bir sürü polis eskisini  alarak, partiyi tanınmaz hale getirmesi  ne de çabuk unutulmuş.
            Sonra, aklımın almadığı diğer bir husus: Genel İdare Kurulu üye sayısı, elliden yüze çıkarılıyor. İlave elli üyelik Anavatan’dan gelenlere hasrediliyor. Anlayacağınız, hiç kimsede feragat yok. Genel İdare Kurulunda elli Demokrat üye ile elli Anavatan’lı üye yanyana. Yani, iç içe girilmiyor. Bunun bir de il ve ilçe yönetimleri var. Bakalım orada neler olacak?
            Sözün kısası: Bay Cindoruk, ilerlemiş yaşına rağmen zor bir misyonu sırtlanmaya soyunmuştur.Yükü hem ağır ve hem de oynak.Umarım, bu kez siyasi ömrünü tamamlamaz.Ama yine de büyük bir hizmet yapmıştır.12 Eylül’ün mahsülü bir tabelayı, siyaset mezarlığına gömmüştür.
            Hiç olmazsa bundan dolayı kendisine müteşekkirim.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.