Aşk Olsun mu?

Aşka mı aşıksın, aşığa mı aşıksın, aşık olmaya mı yoksa aşık olunmaya mı aşıksın?
Seni cezbeden ayrıyken yaşanan yürek çırpıntısı, mide spazmı, heyecan, melankoli, kıskançlık, özlem mi, yoksa birlikte yaşanan anlardan aldığın haz mı?
Aşkını kendi kendine yaşamayı mı tercih ediyorsun, yoksa aşığınla bir olup, birlikte yaşamayı mı?

Ey Sevgili Sevgilim
Bir coşan sel gibiyim engeller aşıyorum
Gecenin sükununda sensiz dolaşıyorum
Ne çıkar aramasan, sormasan, hiç gelmesen
Ben seni iç dünyamda tadarak yaşıyorum

İçindeki büyük aşkı, aşkına münasip ve layık bulduğun bir bedene tutturup onun da sana aşkla bağlanmasını mı istiyorsun, yoksa delice aşık olunup arzulanmayı mı?
Aşk senin içinde mi, yoksa dışında mı?
Bir yandan sonsuz aşkın olmadığından yakınırken, bir yandan da sonsuz bir aşkla bağlanmaktan ya da bağlanılmaktan mı korkuyorsun?
Bir anda aşık olup, aşkı zirvelerde yaşayıp ve yaşatıp ve tüketip, bir zaman sonra balon gibi sönüyor musun?
Yoksa aşkı yudum yudum, uzun uzun, ağır ağır, yıllanmış bir şarap tadında, her ânı hücrelerine nakşederek mi yaşayıp yaşatıyorsun?
Beyninle kalbin birlikte mi atıyor, yoksa kalbin hiç kimseleri dinlemeden başına buyruk bir aşka mı konuyor?
Aşkın alevli halini mi daha çok seviyorsun yoksa dingin halini mi?
Yoksa dinginliğin içinde kor haline gelen, aşina olduğun o ateşi alevlendirmeyi mi?

Herkesin aşkı kendine aşk
Herkes nasıl sevilmek istiyorsa öyle seviyor.
Aşka inanmayanın da, kendine aşık olanın da aşkı olmuyor.
İçinde aşk taşımayan, hiç kimseye aşık olmuyor.
Bazıları sadece aşık olunmak, bazıları da sadece aşık olmak istiyor.
İki tarafın da “talep eden” olduğu bir aşkta taleplerin ardı arkası kesilmiyor.
Alan almaktan bıkmıyor, veren vermekten yılmıyor. İkisi de bu alış verişi aşk zannediyor.
Aşk dediğin bir hayalden ibaret, hayal kime uyuyorsa “aşk” da o oluyor.
Aşk ile hemhâl olanın gözü başka bir aşk görmüyor.
Birbirlerinin gözbebeklerinde kaybolanlar aşkı doya doya yaşıyor.

Türk filmlerinin unutulmaz aktörlerinden Mete İnselel’in kızı Müfide’nin şarkısındaki gibi mi artık sevgililik ve aşk?
Sadece beklenti mi?
Kişi mükemmel aşkı ararken dönüp de kendisine bakmıyor. Kendisiyle hiç yüzleşmiyor.
Müfide yüzleşmiş ve “O ben de değilim ne yazık ki” deyivermiş.

Yok Öyle Bir Sevgili
Geceyi gündüz eden
Güvenen güvendiren
Ama gücendirmeyen
Yok öyle bir sevgili

Gönlünü hoş eyleyen
Koşulsuz, şartsız seven
Özenen, hep hoş gören
Yok öyle bir sevgili

Kaldı ki;
Bu ben de değilim ne yazık ki

Yalnız, sen olduğun için seven seni
“Susmak erdemdir’ diyebilen biri
Bir ömrü, aynı yastıkta eskitecek gibi
Ama yok ki, yok öyle bir sevgili

Ne çok şey istiyoruz
Aslında çok, çok, çok
Ama yok öyle bir sevgili
Yok ki de yok

Öyle bir sevgili var mı yok mu bilmem.
Her isteği yerine getiren ya da hep isteyen birinden sevgili olur mu onu da bilemem…

Aşk Başa Girince Akıl Seyahate Çıkar
Akıl seyahatten dönünce aşk bitiyor. Ya da aşk bitince aklın havalarda seyreden seyahati sona eriyor.
Gariptir ki, erer ermez de akılsızlık hâli tekrar özlenmeye başlıyor.
Yine içinde kelebekler uçsun, yine aklı baştan gitsin, yine ve yeniden yeni bir aşk yaşasın, hayatı yine aşk ile anlamlansın istiyor insan.
Aşkı bu anlara yükleyenler hep bu anların peşinden koşuyor. Koşmaktan yorulanlar bir limana sığınmaya çalışırken, bazıları içten içe çürüseler de, ağaçlar gibi dimdik ayakta ve yalnız kalmaya devam ediyor.
Yalnız kalmışlar değil, yalnız kalmak istemişler ile yalnız kalamayanlar ve yalnız kalmamak için “bir insana razı olanlar” aşkı birbirinden farklı algılayıp, farklı yaşıyorlar…

İnsan yaş aldıkça anlıyor ki, aşk sadece üreme organlarının kışkırtmasıyla yaşanmıyor.
İnsanın içinde aşk varsa ve insan içindeki o aşkı dünyaya aktarabiliyorsa, dünya da onu aşk ile sarıp sarmalıyor.

Sevgililer Günü Beklenti Günü değil, aşk olsun…
Seven bekletmez, haberiniz olsun.
İçinizde her an aşk olsun.
Her gününüz Aşk Günü olsun.

Adı konmuş madem biz de kutlayalım o zaman:
14 Şubat Sevgililer Gününüz Kutlu Olsun

14 Şubat 2021/ C.E.Y.

Sevgililer’e Özel / 14 Şubat 2011
Yüreksiz sevdalar mı, sevdasız yürekler mi? / 14 Şubat 2012
Bir 14 Şubat’a daha ulaştık sürünerek / 14 Şubat 2015
“Sevgiliye hediye beğendirme günü” / 14 Şubat 2016
Mutsuzum / 14 Şubat 2020
Aşk Olsun mu? / 14 Şubat 2021

cananekncylmz@gmail.com'

Canan Ekinci Yılmaz

1 Nisan 1963 Karacabey doğumlu. Karacabey Lisesi mezunu. 5 Ekim 2010 itibariyle yazar.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.