Anlayana!

Yörem Gazetesi Matbaası'nın o zamanki adı neydi?

Renk Ofset!

Renk Ofset'e ne oldu? Adı neden değişti? Yasaklandığı için. Neden yasaklandı? Şimdi Yörem Gazetesi nerede basılıyor? Adı değişen aynı matbaada.

Şaban Önen, naylon fatura basıldığı tarihlerde ne iş yapıyordu?

Aynı matbaada çalışıyordu.

17 yıldır burada çalıştığını ve 01.01.2010 tarihinde ise yasaklar nedeniyle adı Yörem Gazetesi Renk Ofset Matbaası'ndan, Yörem Gazetesi Yörem Ofset Matbaası'na dönüşen işyerinin işletmeciliğini üstlendiğini, “Kamuoyuna saygıyla duyuran” Şaban Önen, 26 Ocak 2010 günü “İftiracı gazetecilik utanç yaratıyor” başlığını attığı yazısında bakın neler döktürüyor:

“Ustamız, sadece naylon fatura değil, hatalı fatura basmaktan dolayı birkaç yıl mağdur edildiyse de, kısa bir aradan sonra kendi adına yine Maliye'den anlaşmalı matbaa olarak onay alır. Ustamız, ilçede alnının akıyla hizmet vermiş, bir daha her esnaf gibi pek iyi bilmediği önemli konularda neyin nasıl düzgün yapılacağını öğrenmiş ve BİZLERİN DE İÇİNDE OLDUĞU uzun yıllar boyunca aynı hataya tekrar düşmemiştir. Naylon fatura basmayı vatana ve millete ihanet kabul etmiştir.”

Aynen böyle yazıyor Şaban Önen.

Peki başka neler basılıyor aynı matbaada?

Şaban Önen'in de içinde bulunduğu tarihlerde, naylon fatura ile aynı kapıya çıkan, 20.04.1999 tarihli “Naylon Gider Pusulası!”

Şaban Önen'in destekçisi ne diyor?

“Maliye Bakanlığı'nın geçerli evraklarından Gider Pusulası'nı 'Naylon Fatura' diye yutturmaya çalışanlara herkes ağzını bırakır, başka yeriyle güler.”

Başka yerinden gülmeye alışmışların ifadesiyle, “Naylon Gider Pusulası sahtekârlık değilmiş. Fatura muhasebecideymiş. Ortada yanlış yokmuş. 10-15 yıl geçtiği için zaman aşımına uğramış.” Devam ediyor…

“……….. kafaları bulandırmayı bıraksın ve açıklasın ki kamuoyu da bilsin!”

Anlayana bir kez daha açıklıyorum: Yörem Gazetesi Matbaasında, 120-1-30-89-128-3952 tarih ve sayılı Mahkeme Kararı ile “Naylon Fatura” basıldığı belgelendi.

20.04.1999 tarihli “Naylon Gider Pusulası” ile sahte düzenleme yapıldı.

"Şerefsiz gazeteci" denilince, şerefli gazeteciliğin gereğini yerine getirip, "Naylon Gider Pusulası"nın belgesini yayınladıktan sonra sıkıntı başladı. Yörem'de koparılan cayırtı bundandır.

Zihniyet vergi kaçırmaksa, ne değişiyor?

Birinci sınıf defter tutma zorunluluğu taşıyan vergi mükelleflerinin fatura kesmesi zorunludur.

Öyleyse “Gider Pusulası” düzenlenmesinin adı sahtekârlık değil de nedir? Naylon Gider Pusulası düzenlemeyle kaçakçılık yapılmış olmuyor mu? Zaman aşımına uğradığı için şimdiler de “Vergi kaybı doğmamıştır” demek kolay oluyor değil mi?

Burada, “Zihniyet” önemlidir. Burada, bu “Zihniyet”in üzerinde oturup, dürüstlük adına atarken mangalda kül bırakmamak düşündürücüdür.

Yukarıda yazdıklarım yalansa, gazeteyi kapatabilirim. Ya siz, aynı dürüstlüğü gösterebilir misiniz? İftira atmaktan vazgeçebilir misiniz?

Ne gezer!…

Neyin itibarından, neyin esnaflığından, neyin dürüstlüğünden söz ediliyor?

Yalanla, yanlışla laf ebeliği yapmayla bir yere varılmaz.

Kamuoyunu saygıyla kim yanıltıyor?

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.