AKP bizi kandırdı, artık oy yok!

Sultaniye’li çiftçiden Başbakan’a mektup:

Karacabey’in Sultaniye Köyü’nde yaşayan İsmail Hakkı Tutar isimli vatandaş, son 10 yılda uygulanan yanlış tarım politikaları nedeniyle çiftçilerin iflas ettiğini belirterek, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a mektup yazdı.

Referandum da dahil olmak üzere AKP’ye üç kez oy verdiğini dile getiren İsmail Hakkı Tutar, “Çok pişmanım. Bundan sonra AK Parti’ye oy vermem. AK Parti’nin uyguladığı yanlış tarım politikaları nedeniyle çiftçiler iflas bayrağını çekti. AK Parti hükümeti çiftçisine sahip çıkmadı. Çiftçinin feryatlarına sırtını döndü. Çiftçi ve hayvancı, hakkın rahmetine kavuştu” açıklamasında bulundu.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a Sultaniye’li çiftçiler ve hayvan yetiştiricileri adına çok samimi bir mektup yazan Tutar, içinde bulunduğu sıkıntılı süreci şu ifadelerle dile getirdi;

“Sayın Başbakanım Recep Tayyip Erdoğan,

            Bursa’nın Karacabey ilçesine bağlı Sultaniye köyündenim. İlkokulu bitirdikten sonra, doğup büyüdüğüm Sultaniye Köyü’nde çiftçiliğe başladım ve başka bir iş tutmadım. Halen yapmaya çalıştığım çiftçilik ve hayvancılıktan sıfırı tükettim. Evimi idare edemez, çocuklarıma ekmek götüremez duruma geldim.

            10 yıl öncesine kadar iyi kötü geçinip gidiyorduk. Kimseye muhtaç olmadan işimizi yapabiliyor, aşımızı sağlayabiliyorduk.

            Ya şimdi, battıkça battık, adeta dilenci olduk.

            Son 10 yılda uygulanan yanlış tarım politikaları nedeniyle iflas ettik.

            Yüzlerce defa bağırdık, ancak sesimizi kimseye duyuramadık.

            Karacabeyli Vekilimiz Önder Matlı da köyümüze hiç uğramadı ki, derdimizi anlatalım.

            Lafı dolandırmak istemiyorum. Adamakıllı battık, bittik. Çay parası ödeyemediğim için kahveye bile çıkamıyorum. Benim durumum 320 haneli köyümdeki tüm çiftçi arkadaşlarım için de geçerli.

            Sultaniye’deki çiftçilerin ve hayvan yetiştiricilerin yüzde 95’i aynı durumda. Hatta 50’ye yakın çiftçi ve hayvancı arkadaşıma borçlarını ödeyemediği için hapis cezası çıktı.

            Çok sürmez, bir, iki yıl içinde borcunu ödeyemeyen çiftçi ve hayvancı arkadaşlarımın sayısı Sultaniye Köyü’nde 700’ü bulur.

            Komşumuz Şahin Köyü’nde yaşayan çiftçilerin ve hayvancıların tamamı iflas etti. Tarlalarını, traktörlerini, bazıları da evlerini sattılar, yine de iflastan kurtulamadılar. Şahin Köy toptan iflas bayrağını çekti.

            Siz ise, “3-5 çocuk yapın” tavsiyesinde bulunuyorsunuz! Biz ise iki çocuğu okutamaz, doyuramaz duruma düştük.

Hayvancılık Macaristan’a kaçtı. Hayvan yetiştiriciliği yapabilmek için Macaristan’a bile gitmeyi düşünüyoruz.

Bilinçli çiftçilik yaptığımız söylenemez. Toprağımızı hiç dinlendirmeden yıllarca aynı mahsulü ektik. Şimdi istediğimiz verimi alamıyoruz. Ancak 14 kuruşa çıkarabildiğimiz mahsulü, 13 kuruşa satmak durumunda kalıyoruz. (Bu rakamlar, Ziraat Odası resmi kayıtlarından alınmıştır) 10 yılda nefes alamaz duruma düştük, sürünüyoruz.

Çiftçi ve hayvancı tefecinin elinde boğazlanıyor. Arazilerimizi ise sıkışıklıktan, İstanbullular, Ankaralılar ve Bursalılar satın alıyor.

Bizim buralardan yol geçecekmiş. Bu yüzden yola yakın araziler kapış, kapış gidiyor. Çok sıkışık durumdaki çiftçi, babadan kalma toprağını içi kan ağlayarak satmak durumunda kalıyor.

İcracılar kapımıza dayandığı için, tarlalarımızı, traktörlerimizi, hatta evlerimizi satmaktan başka çare bulamıyoruz.

Mazot, gübre, ilaç, yem, sulama fiyatları sürekli artarken, aylarca emek vererek ürettiğimiz mahsuller maliyetini karşılamıyor. Çoğu kez mahsullerimizi tarlada bırakmak durumunda kalıyoruz.

Köyümüzde pamuk, domates, pancar, buğday, mısır, ayçiçeği, çeltik, bezelye, karpuz, kavun, pırasa, lahana gibi her türlü kışlık ve yazlık mahsul ekimi yapılıyordu. Şimdi ise hiçbiri yapılmıyor dersek yalan olmaz. Hayvancılık da bitti.

Bu güne kadar AK Parti’ye oy verdim. Referandumda da “Evet” oyu verdim. Bundan sonra AK Parti’ye oy vermeyi düşünmüyorum. Çünkü AK Parti’nin yanlış tarım politikaları bizi iflas ettirdi.

Marmara’nın “Tarım Ambarı” olarak bilinen Karacabey Ovası kurudu. Karacabey Ovası’nda ekim yapan çiftçilerin yüzde 95’i ya iflas etti, ya da can çekişiyor.

Küçük bir örnek vermek gerekirse, domates fiyatları 10 yıldır hep aynı. Bu yıl, bir kilo domatesi fabrikalar rampada 13 kuruşa aldı. Oysa bir kilo domatesin maliyeti 14 kuruştur. Diğer ürünlerde de değişen bir şey yok. 10 yıldır ürettiğimiz mahsullerimizi hemen hemen aynı fiyata satarken, mazot, gübre, ilaç, yem, sulama ücretleri 150 kat arttı.

Dört kilo domatesle, bir bardak çay içemiyoruz.

Gerisini siz düşünün.

Sayın Başbakanım, ben tarlada büyüdüm. Çiftçiliği yaşayanım. Ömrüm toprakla boğuşmayla geçti. Aileme bakabilmek ve çocuklarımı okutabilmek için toprakla hep iyi geçinmeye çalıştım. Kavga nedir bilmem.  Siyasetten de anlamam.

Bildiğim bir şey var ki, çaresizlikten size yazmak durumunda kaldım.

Size 3 kez oy verdim. Şu anda çok pişmanım. Çünkü gelinen noktada çiftçi ve hayvancı (Ben de dahil) sizin zamanınızda hakkın rahmetine kavuşmuştur. Allah sonumuzu hayır etsin.”

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.