“16 Nisan’dan sonra da hayat devam edecek”

Saadet Partisi İlçe Yönetim Kurulu Üyesi Adil Çalık, düzenlediği basın açıklamasında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Çalık, ülke ve millet olarak çok kritik bir dönemden geçildiğini belirterek, “Üretmeyen bir ekonomiye sahibiz. Siyasette bir tıkanmışlık var. İşsiz bir gençliğimiz, moralsiz bir toplumumuz var. Her gün şehit acısı kor gibi yüreğimize düşüyor. Bu yüzden biz bu referandum sürecinde kampanya yapmayarak endişelerimizi toplumumuza anlatmaya çalışıyoruz” dedi.
“İster evet, ister hayır çıksın. Referandumdan sonra birlikte yaşayacağız. Referandum öncesi milleti kutuplaştırmak, evet demeyenler Kandil’le beraberdir demek, hiçbir hükümet erbabına yakışmaz. En büyük hassasiyeti onların göstermesi icap eder” diyen Çalık, “Kendileri gibi düşünmeyenleri hor görürlerse, ötelerse, yarın referandumdan herhangi bir şekilde hayır çıkarsa ne yapacaklar, nereye gidecekler? Veya referandumdan evet çıkarsa, toplumun geriye kalan kısmını hain ilan edip onları cezalandırmaya, dışlamaya, onlardan kurtulmaya mı çalışacaklar? Allah’tan korkmak icap eder” dedi.
Çalık, “Böylesine hassas bir dönemde en tehlikeli şey, kutuplaşmaktır. Birbirimizi ‘terörist”, “hain”, “bölücü” gibi acımasız yaftalarla suçlamaktır. “Evet” demeyenleri Kandil’le eş tutmak, FETÖ’cü olmakla suçlamaktır. Bu ayrıştırıcı, ötekileştirici üslup, bize değil, birlik ve beraberliğimizi bozmak, ülkemizi parçalamak isteyen güçlere hizmet eder” uyarısında bulundu.
Bütün uyarılarına rağmen iktidar yetkililerinin yaptığı açıklamaların, endişelerini azaltmak yerine daha da artırdığını kaydeden Çalık, “Ne demek 15 Temmuz’da şehit olanlar ‘evet’çiydi, karşılarına dikilenler ‘hayır’cıydı! Böyle söz mü olur Allah aşkına. Bu sözler bu aziz millete yapılabilecek en büyük haksızlıktır. En büyük kötülüktür.” dedi. Çalık, şunları söyledi: “15 Temmuz, sağcısıyla solcusuyla, Alevisiyle, Sünnisiyle, genciyle yaşlısıyla topyekûn bir milletin bir kalkışmaya karşı topyekûn tavır sergilemesidir. Bir milletin direnişidir. Ne oldu da Yenikapı ruhu kayboldu?”
“Birisi evet dedi veya hayır dedi diye çıkar onları yuhlar, dışlar, ötekileştirip hain ilan ederseniz, Allah indinde bunun hesabını veremez. Ben hükümeti ve muhalefeti aklıselime davet ediyorum. Bu karşılıklı kamplaşma bize bir fayda sağlamaz.” diyen Çalık, “Çünkü 16 Nisan’dan sonra da hayat devam edecek. Başımıza bir sürü problemler örülecek. Biz bu mücadeleyi birlikte götürmeyecek miyiz?” diye sordu. Çalık, yapılan baskılar karşısında milletin “Vay canına, daha bir oylama yapılmadan, sizden farklı düşünen insanları düşman ilan ederseniz, yarın başımıza ne gelir?” düşüncesinde olduklarını ifade etti.
Saadet Partisi Yönetim Kurulu Üyesi Adil Çalık, hükümetin sertleşmesinin sebebini şöyle açıkladı: “Türkiye’de bir korku imparatorluğu var. Memursanız, işçiyseniz, esnafsanız sakın ha, evetten başka bir kelime ağzınızdan çıkmasın diye, bütün kadrolarını meydanlara döküp zorla evet dedirtirseniz, bu size hayır getirmez. Bu milletin sağduyusu vardır. Yarın bugünkü hükümeti hüsrana uğratırlar. Belki de bugün gösterdikleri telaşın temelinde bu var. Hissediyorlar. Yarın hayır çıkarsa ne olacak halimiz diye.” Çalık, “Bu referandumdan hayır da, evet de çıksa cumhurbaşkanının partili olmasının dışında hiçbir değişiklik olmayacak. Başbakanlık kalkmayacak. 2019’da genel seçimlerden sonra yeni düzen yürürlüğe girecek.” uyarısında bulunan Çalık, “Onun için hükümet mensupları dahil bu kadar hırçınlaşmasınlar.” dedi.
Avrupa’nın Türk bakanlara karşı tavrını şiddetle kınadığını anlatan Çalık, hükümeti buna karşın AB bakanlığını kapatmaya çağırdı. “İsrail’le bu kadar yakınlaşma nereden çıktı birdenbire?” diye soran Çalık, “Katliamları artıran, ezanı bile yasaklayan bir İsrail’e karşı nasıl tavır sergilemezsiniz? Şimdi ne yazık ki Netanyahu ile aynı tarihlerde Rusya’da bulunacaklar! Bu milletin gözünün içine baka baka, bu milleti yanıltmaya kimsenin hakkı yoktur” dedi.
Referandum sürecinde hükümetten, toplumun tamamını kucaklayacak bir yumuşama beklediklerini kaydeden Çalık, işsizlik, terör, ekonomide tıkanmışlık, dış politika fecaat, ahlaki ve manevi dejenerasyonun bu toplumun en temel problemi olduğunu, esas bunların konuşulması gerektiğini, Saadet Partisi’nin bütün çabasının da bu yönde olduğunu kaydetti.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.