100 yıllık emperyalist tuzak

Ahmet Aygün Ata Köşe Yazısı

Ülkemizin gerçek gündemi 950 milyar ödenmesi gereken dış borç tutarıyla ekonomi, etnik ve dinci terör ile Vatan bütünlüğüne dış tehdit nedeniyle Fırat Kalkanı operasyonu olmasına karşın Cumhurbaşkanlığı Sistemi adlı bir kurguya teslim edilmesi yurdumuzun üzerindeki kara buluttur. Siyasi partilerce hangi tanımlar kullanılırsa kullanılsın ülkemiz gündemindeki sistem değişikliği emperyalist tuzaklar içermektedir. Partili Cumhurbaşkanına taşra örgütleri kurma olanağı sağlayan madde değişikliği bu emperyalist tuzağın yolunu açmaktadır.
1.Dünya Savaşı sonrası ABD Kongresinin 8 Ocak 1918’de kabul ettiği Wilson İlkeleri Türkiye’miz üzerindeki eyaletlere bölme tasarılarının ilk adımlarından biridir.12.maddedeki “Türk kesimlerine güvenli(!) bir egemenlik sağlanacak, Türk yönetimimdeki öbür uluslara her türlü kuşkudan uzak yaşam güvenliğiyle “ÖZERK GELİŞMELERİ” için tam bir “BAĞIMSIZLIK” sağlanacak maddesi emperyalizmin ilk tuzağıdır.
Osmanlı İmparatorluğuna sunulan sözde kurtuluş reçetelerinden biri de; federatif yapıydı. Tarihsel süreç ümmetçilik, güdüm, Turancılık gibi çözüm adı altında Türk Ulusunu bölmeye ve ayrımcılığa iten herşeyi yerle bir etti. Halk Türk Ulusu kavramında birleşerek Bağımsızlık Savaşı verdi. Birey ya da zümre egemenliğini reddetti. Egemenliğini sağlayarak yetkiyi TBMM’ine verdi.
Anayasanın 123.maddesi “İdare, kuruluş ve görevleriyle bir bütünüdür ve kanunla düzenlenir. İdarenin kuruluş ve görevleri, merkezden yönetim ve yerinden yönetim esaslarına dayanır. Kamu tüzel kişiliği ancak kanun veya kanunun açıkça verdiği yetkiye dayanılarak kurulur” demektedir. Tasarının 16. maddesinde “ancak kanunla veya kanunun açıkça verdiği yetkiye kurulur” cümlesini atıp yerine “kanunla veya Cumhurbaşkanı Kararnamesiyle ile kurulur” cümlesi konuldu. Bu cümle Cumhurbaşkanı kararnamesi ile “eyalet kurma” yetkisini vermektedir.
100 yıllık emperyalist tuzağın eyaletlere bölünme, özerklik gibi bölücü kimliğini yansıtan bu madde ülke bütünlüğümüze açıkça tehdittir. Akp programında yer alan “Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartına uygun olarak anayasal sistemimize “yerel yönetim hakkının dahil edilmesini” sağlayacaktır ibaresi 2002 seçim beyannamesinde yinelenmiş. 2011 seçim beyannamesinde ise yerel yönetimlere “tam yetki verileceği” eklenmiştir.
Emperyalist tuzaklara en doğru yanıtı Türk Ulusu verecektir. Dolaylı ya da dolaysız olarak emperyalist tuzaklara yardımcı olan, hizmet edenlerde tarih önünde hesabını ödemeye hazır olmalıdır. Unutmayalım ki; Yarınlar, bugünden dünün deneyimleriyle biçimlenir.

Ahmet Aygün Ata

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.