Yeni bir İzmir İktisat Kongresi

AYDIN ÖMEROĞLU KÖŞE YAZISI

“Başkanlık Sistemi mi, Halkçı Karma-Ekonomi mi?” isimli kitabımda, yeni bir İzmir İktisat Kongresi arabaşlığı altında konunun güncel önemini vurguladım.1
24 Haziran Başkanlık seçimi öncesi CHP’nin başkan adayı Sayın Muharrem İnce, İzmir mitinginde, başkan seçilmesi halinde, İzmir’de, İktisat Kongresi toplayacağını söyledi.
Anımsanacağı üzere, İzmir İktisat Kongresi, Devrimin askerî zaferinin ardından, Lozan’da barış müzakerelerinin devam ettiği süreçte, 17 Şubat – 4 Mart 1923 tarihleri arasında yapıldı. Yeni Türkiye’nin takip edeceği ekonomi politikası tartışıldı. Devletçi karma-ekonomi modeli üzerinde uzlaşıldı.
“Türk Devriminin Batı Trakya Türklerinin Azınlık Yaşamına Etkisi” isimli kitabımda, Sayın Erdoğan’ın liberal-ekonomi çizgisinde bir Türk Devrimcisi olduğunu, özel sektörün gelişmesine önemli katkılarda bulunduğu görüşümü dile getirdim.2 Fakat Sayın Erdoğan’ın, Atatürk’ün ölümünden sonra devletçi karma-ekonominin emperyalizmin kıskacında hukuku içseleştiremeyen kapitalist ekonomiye dönüşme sürecini devam ettirmiş olduğu da yadsınmaz bir gerçek.
Günümüzde yeni bir İzmir İktisat Kongresi’ne ihtiyaç var mı?
ANAP ve AKP Hükümetlerinin izlediği Orta Doğu politikası, ABD ile Rusya’nın bölgede fiili rekabetine olanak sağladı. Rahmetli Özal ve Sayın Erdoğan Türk Devrimi’nin, “Yurtta barış, dünyada barış” ilkesini rabıtalı bir devlet adamlığı bilinç ve sorumluluğu içinde savunmuş olsaydı, büyük bir olasılıkla, bugün, ne Türkiye ne de bölge içinde bulunulan sıkıntıların uçurumuna yuvarlanmış olmayacaktı.
Olan oldu.
Şimdi asıl mesele, zaaflardan ders çıkarma, Devrimin iç ve dış politikasını yeni koşullara uyarlayarak akılcı ve gerçekçi politikalar geliştirme zamanı. Çünkü iç ve dış koşullar bu sorumluluğu ve görevi Türk milletinin önüne koyuyor.
ABD’nin açıktan açığa yardım ettiği terör örgütlerine karşı yürütülen mücade iki Devlet arasında silahlı bir çatışmaya evrilir mi?
Böyle bir ihtimalin gerçekleşmesi halinde terör örgütlerine karşı yürütülen mücadele vatan savunması savaşına dönüşür.
Bu ihtimal, küresel ekonomide süregelen sert rekabet, iç ve dış sıkıntıların aşılması konusunda milli uzlaşma, halkın refah ve eğitim düzeyinin yükseltilmesi açılarından değerlendirildiğinde, yeni bir İzmir iktisat Kongresi toplanmasına ihtiyaç olduğunu düşünüyorum.
İktisat Kongresi’nin toplanmasına kimler öncülük edebilir?
Türkiye Cumhuriyeti’nin Başkanı olarak en başta Sayın Erdoğan’ın öncülük etmesi gerekir.
Eder mi?
Etmesi gerekmez mi?
Başka kimler öncülük edebilir?
Sayın Muharrem İnce mitingte söylediğinin arkasındaysa, “Millet ittifakı” adaylarına, Meclis dışı siyasi Parti Başkanlarına, işçi ve memur sendikalarına, meslek kuruluşlarına, üniversitelere, haliyle Sayın Erdoğan’a ve Hükümeti’ne çağrıda bulunması gerekir.
Tüm artı ve eksilerine rağmen mevcut ekonomik yapı bir kazanımdır. Ancak, Devletin bekası, milletin refahının güvencesi olmaktan çok uzaktır.
Devletçi karma-ekonomi modelinin, 1930-38 zaman dilimi dışında, liberal anlayıştaki uygulamalarının Devletin bekası ve halkın refahının güvencesi olmadığı açıkça görülmekte.
Bu nedenle, yeni bir İktisat Kongresi’nde, Devletin bakası ve halkın maddi-manevi refahının güvencesi olacak olan halkçı karma-ekonomi modeli tartışılmalı, bu model üzerinde uzlaşılmalı.
Daha önceki yazılarımda açıkladım. Yineleyeyim. Halkçı karma-ekonomi; kamu ve özel sektörlerden oluşur. Özel sektörde patronların üretim araçları üzerinde nasıl mülkiyet hakkı varsa, kamu sektöründe çalışanların da üretim araçları üzerinde mülkiyet hakkı vardır.
Devletçi karma-ekonomi patronların egemenliğine dayanırken, halkçı karma-ekonomi
milletin eğemenliğine dayanmaktadır.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir!” özdeyişi, ancak halkçı karma-ekonomi modelinde ete kemiğe bürünür.
Mevcut ekonomik yapı, tüm artı ve eksilerine rağmen bir kazanımdır.
Marifet, milli uzlaşma bilinç ve sorumluluğu içinde bu yapıyı Devletin bekası ve halkın
maddi-manevi refahının güvencesi olan halkçı karma-ekonomi modeline milletçe dönüştürmektir.

Kaynakça:
1. Başkanlık Sistemi mi, Halkçı Karma-Ekonomi mi?, Şubat 2016, s. 72
2.TÜRK DEVRİMİNİN Batı Trakla Türklerinin Azınlık Yaşamına Etkisi, Ocak 2012, s.285

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.