NAZIM’CA !

AHMET AYGÜN ATA KÖŞE YAZISI

Ülkemizin içinde bulunduğu 35 yıllık durumdan hoşnut olanlara, farkında olamayanlara, oldurturmayanlara, “aman bana ne, hasırım kuru ” diyenlere, ve dahi bir pencereden bakıp gözlerini kapatanlara, Vatan olmadan hiçbir özgürlüğün olmayacağına inanmayanlara; bakın nasıl seslenmiş, Üstad Nazım Hikmet.
* * * * * * * * * * * * * *
BU VATANA NASIL KIYDILAR
İnsan olan vatanını satar mı ?
Suyun içip ekmeğini yediniz.
Dünyada vatandan aziz şey var mı ?
Beyler bu vatana nasıl kıydınız ?
************************************
Onu didik didik didiklediler,
saçlarından tutup sürüklediler,
götürüp kâfire : “Buyur…” dediler.
Beyler bu vatana nasıl kıydınız?
************************************
Eli kolu zincirlerle vurulmuş,
vatan çırılçıplak yere serilmiş.
Oturmuş göğsüne Teksaslı çavuş,
Beyler bu vatana nasıl kıydınız?
************************************
Günü gelir çarh düzüne çevrilir,
günü gelir hesap görülür,
Günü gelir sualiniz sorulur :
Beyler bu vatana nasıl kıydınız?
* * * * * * * * * *
ÜLKEMİZ EMPERYALİST SALDIRILARIN HER TÜRÜNE MARUZKEN, YALNIZCA YAKINIP EMPERYALİZMİN BESLEDİĞİ EMPOZE DÜŞÜNCELERE ÇARE DİYE SARILANLARA, VE HÂLÂ -AMA ONLAR- ya da -AMA O- MAZERETİNE SIĞINANLARA BAKIN NE DEMİŞ; ÜSTAD NAZIM HİKMET.
* * * * * * * * * * *
AKREP GİBİSİN KARDEŞİM
Akrep gibisin kardeşim,
Korkak bir karanlık içindesin akrep gibi.
Serçe gibisin kardeşim,
Serçenin telaşı içindesin.
midye gibisin kardeşim,
midye gibi kapalı, rahat.
ve sönmüş bir yanardağ ağzı gibi korkunçsun, kardeşim.
bir değil,
beş değil,
yüzmilyonlarlasın maalesef.
koyun gibisin kardeşim,
gocuklu celep kaldırınca sopasını
sürüye katılıverirsin hemen
ve âdeta mağrur, koşarsın salhaneye
dünyanın en tuhaf mahlukusun yani,
hani şu derya içre olup
deryayı bilmeyen balıktan da tuhaf.
ve bu dünyada, bu zulüm
senin sayende.
ve açsak, yorgunsak, alkanlar içindeysek eğer
ve hâlâ şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak
kabahat senin, demeğe dilim varmıyor ama,
kabahatin çoğu senin, canım kardeşim!
* * * * * * * * * * * * *
VE BU TOPRAKLARDA, ANADOLU’DA VE DAHİ RUMELİ’NDE BAĞIMSIZLIK VE ÖZGÜRLÜK İÇİNDE BİR VATANA KAVUŞTUYSAK…VE OLMAZLARI OLDURAN, BİR ARAYA GELMEZLERİ BİRLEŞTİREN GERÇEK ÖNDERE SAHİPSEK…VE ” O AZİM VE KARARLILIĞI” GÖSTERMİŞ TÜRK ULUSUNUN SOYUNDANSAK…VE KARDEŞİM, ÖĞRETİLEN KİNİNİZİ KUSTUĞUNUZ…VE KARDEŞİM İLKE VE DEVRİMLERİNİ UNUTTUĞUNUZ…HALA EMPERYALİZMİN SİZE SUNDUĞU ÇÖZÜMLERE SARILIYORSANIZ…BAKIN SİZE NE DİYOR; ÜSTAD NAZIM HİKMET.
Görün…Duyun…Anlayın…Hoşnutta olsanız bu ahval ve şeraitten amma sizinde “kuru hasırınız tehlikede” bilin isterim…Ve eğer farkındayız deyip sapkın çözümlere yöneliyorsanız hâlâ uyanın isterim…O VAR…GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK…
Parolamız; VATAN..İşaretimiz; EMEK…Sözümüz; NAMUS. !
* * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * *
KURTULUŞ SAVAŞI DESTANI
Düşündü birden bire kayalardaki adam
Kaynakları ve yolları düşman elinde kalan bütün nehirleri
Kimbilir ne kadar büyük,
Ne kadar uzundular ?
Bir çocuğun adını bilmiyordu,
Yalnız, Yunandan evvel ve seferberlikten evvel
Geçerdi Gediz’in sularını başı dönerek
Dağlara tek
Tek
Ateşler yanıyordu.
Ve yıldızlar öyle ışıltılı, öyle ferahtılar ki
Şayak kalpaklı adam
Nasıl ve ne zaman geleceğini bilmeden
Güzel, rahat günlere inanıyordu
Ve gülen bıyıklarıyla duruyordu ki mavzerinin yanında,
Birden bire beş adım sağımda onu gördü.
Paşalar onun arkasındaydılar.
O, saati sordu
Paşalar. “üç” dediler.
Sarışın bir kurda benziyordu.
Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı.
Yürüdü çakmak başına kadar
Eğildi, durdu.
Bıraksalar
İnce, uzun bacakları üstünde yaylanarak
Ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak
Kocatepe’den Afyon ovasına atlayacaktı.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.