Yalan üzerine

Yalan üzerine
Ülkemiz son zamanlarda olağanüstü sıkıntılı bir dönemden geçiyor. Vatandaşın demoralize durumu gün geçtikçe tıkızlanmakta.
Gün geçmiyor ki bir aile faciası olmasın. Borçları yüzünden ailesini katleden, komşusuna hönküren psikolojisi bozulmuş insanların sayısında büyük bir artış meydana gelmektedir.
Bugün sizi tedirginliklerinizden bir nebze uzaklaştırmak için yalanlardan ve yalancılardan bahsetmek istiyorum.
Muhterem, bir köy kahvesinde oturmuş, etrafına da avanesini toplamış ve çayını yudumluyor. Dışarıda da, tipinden göz gözü görmüyor. Başlamış anlatmaya.
-İşte arkadaşlar, tam böyle bir hava idi, aldım çifteyi çıktım dalyan göllerine doğru. Ayağımda kasık çizmeleri, sırtımda da av torbası. Bir baktım deniz tarafında kalabalık bir kaz sürüsü, orman tarafından da ördek sürüsü üzerime doğru geliyor. Gölün içindeyim. Tercihimi kazlardan yana mı ördeklerden yana mı kullanacağıma karar veremedim.
Neticede, ben düşünürken kaz ve ördek sürüleri havada birbirine çok yaklaştı. Önce kaz sürüsüne ve ardından da ördek sürüsüne doğru tüfeğimi ateşledim. Dipçiğin geri tepmesi ile, gölün içerisine sırt üstü düşmüşüm. Bir kendime geldim ki, bir yanda vurulmuş ördekler, öbür yanda da kazlar. Ayağa kalkacak oldum, sırtımdaki torbaya dolan balıkların ağırlığından tekrar düştüm. Bunu hiç unutmuyorum.
Kahvenin öbür köşesinde oturan bir diğeri, hemen başlıyor anlatmaya.
Arkadaşlar, bundan bir süre önce Arapçiftliğine biraz karpuz ektim. Karpuzlar başladı kol atmaya. Kollar o kadar uzadı ki, Marmara denizine daldı; oradan da İmralı Adasına çıktı. Adaya çıkan karpuz kolları bir karpuz yaptı ki, motorlarla İstanbul’a taşıdık taşıdık, bitiremedik .
Bir başka köylü tanıdığımızda bize anlatıyordu .
-Daha o zamanlar köyde oturuyordum. Yemeğimi erkence yiyip, kahveye gidip, bir kahve ile sigaramı tüttüreyim diye evden çıktım. Caminin önüne gelince bir de baktım; minarenin bir ucuna bir karga, diğer ucuna da başka bir karga konmuş, öylece duruyor Bende de avcılık kurdu var ya, hemen eve döndüm ve çifteyi kaptığım gibi, caminin önüne. Tüfeği doğrulttum, bir ateşledim, karganın biri küt yere. Diğer namludaki fişeği de ateşledim ve öbür karga da yere düştü.
Sohbeti dinleyen yaşlıca bir adam dayanamayıp sordu.
-Bre Muhsin, ikinci karga, arkadaşının vurulma sesini duyup uçmadı mı?
-Diğer bir yaşlı adam ise;
-Feyzullah , ikinci karga hem sağır hem de körmüş. Olmasa uçar giderdi.
Gülüştük. Karga avcısı köylü ise, yanımızdan uzaklaştı .
Tabi bunlar beyaz yalanlar. Pek kimseyi aldatmaya yönelik olmadığından zararsızdırlar .
Bunları dostlarıma anlattım, tam gülüşecek iken, televizyonda haber programı başladı. Biz de haberlere kulak kesildik .
Ekranda flaş haber yazısı. O da ne? Kişi başına milli gelir 10000 Amerikan Doları olmuş. 2015 yılında da 25000 Amerikan Doları olacakmış.
Arkadaşım dedi ki; anlattıkların beyaz yalandı. Bu nasıl bir yalan?
Dudaklarımdan düşüverdi .
-Kuyruklusu .
Ama bu son yalan, diğerleri gibi değil. Diğerleri, kimseyi aldatmaya yönelik değil.
Fakat bu son yalan, Türk Milletini aldatmaya yönelik. Neyse, herkes cebine giren paranın hesabını yapmaya muktedir olmasa dahi, gelecekte yapmayı öğrenecek.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.