ÜRETİM DEVRİMİ MİLLİ HÜKÜMETİNİN ÇÖZÜM PROGRAMI 7

AHMET AYGÜN ATA KÖŞE YAZISI

Son 30 yıldır yükselerek enerji ve su savaşları yaşanıyor. Emperyalist ve kapitalist ülkeler ile çok uluslu şirketler enerji ve su kaynaklarının mutlak egemeni olmak istiyor. Bu bağlamda ülkelere terör ihraç ediyor, dinci ve bölücü terör örgütlerini finanse ediyor. Yanı sıra beyin göçüyle kendi okullarında okuttukları sözde evrensel değerler kuşanmış “kullanılabilir bilim-siyaset-spor-kültür insanları” aracılığıyla hükümetleri oluşturuyorlar… Ki diledikleri yasalar “Büyük Türkiye”, “Çağ Atlamak” gibi süslenerek çıkarılabilsin! Emperyalizmin ve kapitalizmin en büyük düşmanı ise Ulus-Devlet ve Milli Hükümetlerdir. Enerjide bağımlılıktan kurtulmak artık bağımsızlık ve özgürlüğün temellerindendir.

Bu nedenle;

Enerji üretim, iletim ve dağıtımı kamu eliyle yürütülmelidir. Enerji iletim şebekesi ıslah edilerek kayıplar ortadan kaldırılmalıdır. Enerji Verimliliği Yasası çıkartılarak ve diğer önlemlerle tüketim savurganlığına son verilmelidir. Enerjide Ulusal-Doğal kaynaklarımıza öncelik tanınmalı, dışardan alınan fosil yakıta bağımlılık en aza indirilmelidir. Akarsu, güneş, rüzgar, biyoenerji ve yeraltı ısısı gibi temiz ve yenilenebilir kaynaklar değerlendirilmelidir. Bağımsız nükleer enerji üretimi ve teknolojisi, güvenliğe ve çevreye uyumlu olarak geliştirilmelidir. Ülkemizde yabancılara enerji kaynaklarımız ile ilgili söz sahibi olmanın yasaklanması sağlanmalıdır.

Ülkemizin coğrafi yapısının avantajlarından yararlanarak deniz ve demiryolları ile ulaşım ve taşımaya önem verilmelidir. İpekyolunun stratejik noktasındayız. Demiryolları ile Avrupa ve Asya arasında sürekli artan ticaretin temelini oluşturmalı, tüm ülkelerin ortak çıkarına yarayan bu yol ülkemizin ekonomisinin sıçrama noktası yapılmalıdır. Deniz Bakanlığı kurulmalı, güvenlik ve taşımacılıkta sağlayacağı avantajlar Bakanlık aracılığıyla yapılmalıdır. 40’tan fazla yasa,18 tüzük ve 100’den fazla yönetmelik diğer Bakanlıklardan alınarak Denizcilik Bakanlığınca eşgüdümle yönetilmelidir. Cumhuriyetimizin ilk yıllarındaki “Demir ağlar” yeniden örülmelidir. Var olanlar güçlendirilmelidir. Özelleştirilen tüm LİMANLAR MİLLİLEŞTİRİLMELİ, serbest bölgelerin denetimi sağlanmalıdır. Bu bağlamda limanlarda konteyner terminalleri, depolar ve gerekli lojistik yapılar oluşturulmalıdır.

Ulusal ekonomi ve ülke savunması açısından stratejik önem taşıyan doğal kaynaklar ile bor, trona, uranyum ve toryum gibi stratejik önem taşıyan MADENLER KAMU ELİYLE İŞLETİLECEKTİR. Yabancı sermayeye verilmiş olan maden ruhsatları ve ayrıcalıkları gözden geçirilerek, ULUSAL ÇIKARLARA UYGUN OLMAYANLAR KALDIRILACAKTIR. İşletme, arama, çıkarma, işleme için gereken yeni kurumlar oluşturulacak, madenler için ARAMA SEFERBERLİĞİ BAŞLATILACAKTIR.

Türkiye’mizin kıta sahanlığındaki doğal kaynaklar üzerindeki hakları, HER TÜR MÜDAHALEYE KARŞI KORUNACAKTIR. Örneğin; Akdeniz’deki doğalgaz ve Kıbrıs’taki kaya gazları ile ilgili bize karşı birleşen Amerika-İsrail-Rum Kesimi bozguna uğratıldı. İtalya atılan Libya adımıyla bu oluşumdan çekildi. Ancak Ak Partinin ihvancı kafa yapısının verdiği zararı hala anlayamamış kaynaklanan düşüncesi nedeniyle Mısır kazanılamamaktadır.

Kıyılar, ormanlar, milli parklar, bitki türü zenginliği, yabani hayvan varlığı ve kültürel hazinelere özel mülkiyet yoluyla oluşan sömürme düzeni kaldırılacak, ÖZELMÜLKİYET TANINAN TÜM VARLIKLAR GERİ ALINARAK HALKIN KULLANIMINA SUNULMAK ÜZERE MİLLİLEŞTİRİLECEKTİR. Erozyonu önleme, yitip giden ormanlarımızın yeniden kazandırılması için AĞAÇLANDIRMA SEFERBERLİĞİ başlatılacak. Halkın, gençliğin ve Kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerinin etkin katılımıyla bu seferberlik gerçekleştirilecektir.

…………. ……….. BİTTİ …………. …………….

Değerli Karacabeyliler; önce ülkemizin Borçlanma Ekonomisi ile neler yitirdiğini anlatmaya çabaladık. Yitirilen ne varsa Halkımızın dilinden düşenler, katıldığımız Üretim Devrimi çalışmaları, sanayici-çiftçi-işçi-madenci-esnaf-zanaatkarımızın anlattıklarından toparlananlardır. Kuşkusuz eksiklerimiz vardır.

Daha sonra Büyük Türk Ulusunun, üretim güçlerinin katkılarıyla, önerileriyle 6 yazılık çözüm programını paylaştık.

KAÇINILMAZ SONUÇ;

TÜRKİYEMİZİN ÇOK İVEDİ ÜRETİM DEVRİMİNE GEREKSİNİMİ VARDIR. BU AYNI ZAMANDA ÜLKE BÜTÜNLÜĞÜNÜN, ULUS BİRLİĞİNİN DE ETKENİDİR.

GÖRÜLÜYOR Kİ ;

Ak Parti’nin Üretim Devrimini gerçekleştirebilecek ne programı olmuştur, ne olacaktır. 40 yıllık Borçlanma Ekonomisinin tipik ve son temsilcisidir. Bilgi, birikim, insan kaynağı SIFIRDIR. Yanı sıra muhalefetin de ekonomik programları, yayınladıkları seçim bildirgeleri Ak Parti ile aynıdır. 1980 Amerikancı darbesinin Türkiye Cumhuriyetine vurduğu en büyük darbe Borçlanma Ekonomisidir, Borçlanma Ekonomisinin piyonu siyasi Parti ve hükümetlerdir.

ÜRETİM DEVRİMİNE ÖNCÜLÜK EDECEK BÜYÜK TÜRK ULUSUDUR. ONUN NAMUSLU ÜRETİCİ ÇİFTÇİSİ, İŞÇİSİ, ESNAFI, ZANAATKARI, TÜCCARI VE MİLLİ SANAYİCİSİDİR.

Çözümün adı bellidir. Yapılacak ZAMANINDA OLMAYACAĞI görülen seçimde ÜRETİM DEVRİMİNİ yönetecek ÖNCÜ PARTİYİ fark etmeniz, orada birleşmenizdir.

“NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE !”

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.