ÜRETİM DEVRİMİ İÇİN MİLLİ HÜKÜMET (TARIM) 9

AHMET AYGÜN ATA KÖŞE YAZISI

İRAN’IN ANTİEMPERYALİST, ANTİSİYONİST KAHRAMAN KOMUTANI KASIM SÜLEYMANİ KATLEDİLDİ. ABD,İSRAİL VE DESTEKÇİLERİ LANETLİYORUM. KASIM SÜLEYMANİ ‘NİN AZİZ NAAŞI ÖNÜNDE RAHMET VE SAYGIYLA DURUYORUM. İRAN HALKININ BAŞI SAĞOLSUN.
Çiftçimiz ve köylümüz; ekilecek ürün konusunda da bir başına bırakılmış durumda. Saldım çayıra, Mevlam kayıra. Bakanlık, odalar, birlikler ve tüccar dörtlüsünün sorumluluktan kaçan anlayışı üretimi kumar ötesi bir yöne çevirmiş. Bakanlık, odalar, birlikler ve tüccar şunu ek, bunu ek diyor. Ama pazarlama, piyasa, değer ve zararlar konusunda sorumluluk almıyor. Olmadı mı? “Allah istemedi ” ya da “ben dediydim amaaaa” ya da “yağmur sel oldu, oldu götürdü”…. Emek, yatırım yapılmış kimin umurunda? Kulp bulmak kolay.
Gerek devlette gerekse özel kesimde çalışan Ziraat Mühendisleri üretimin ön cephesinde değil. Özel kesimde olanlar pazarlamaya bakıyor, devlette olanlara ise getir imzalayayım durumundadır, üretimin göbeğinde yer almak yassah!
Yaklaşık 50 yıllık bir kooperatifçilik birikimi var. Bu birikim üretim sonrası pazarlamada da üretim öncesinde yönlendirme de değerlendirilmiyor. Yasa 50 yıllık, günümüz koşullarına uygun duruma getirilecek ne varsa incelenip adım atılmıyor. Neden? Bir bölüm bunu istemiyor. Emperyal kapitalizm insanları, sömürerek kandırarak emeği iç etmenin peşinde. Bir bölümü inancını yitirmiş, olduğu kadar olmadığı kader teslimiyeti içinde. Kimsenin aklına örgütlenmenin vazgeçilemez olduğu gelmiyor. İktidarların çoğu 40 yıldır Dünya Ticaret Örgütünün güdümünde. Ülkenin gıda güvenliği ile ilgileri yok. Gerçi gıda güvenliği ne demek onuda bilmiyorlar, ya neyse. Atalarımız bunu şöyle anlatmış; “ele güne muhtaç olmamak “.
Çiftçi ve köylümüzün sosyal güvenliği ne durumda? 30-40 yıl bedenen, beynen, madden herşeyini üretime adamış insanlarımız en düşük emekli aylığı alan kesim. Bir bölümü de bundan çok uzakta. Daha kırkına varmadan, sağlık sorunları yaşamaya başlayan çiftçi ve köylümüz oflaya puflaya devam ediyor, etmek zorunda. Başka yol bilmiyor. Dünyanın en namuslu üreticisi dediğimiz Türk Köylü ve Çiftçisi dünyanın aynı zamanda en büyük kumarbazı. 10 yılda bir kazanıyor, dokuz yıl onunla yaşam tüketiyor.
Gıda güvenliğinde salt dış alımla vurmuyorlar, tarımımıza. Gübresiyle, ilacıyla, ekipmanıyla, yakıtıyla da vuruyorlar. Ve sözde imanlı-Halkçı-Devrimci-Sosyal Demokrat geçinen siyasi particikler ve düşünceler (düşüncesizlikler desek daha iyi) buna karşın 3 maymunu oynuyor. Yapılan birbirine TÜ KAKA demekten ibaret. Tü kaka diyor ama tarımımızı yerle bir eden emperyal kapitalizmin efendileri ile birlikteler. Kısaca Hasan kör!
Buradan çıkış yolu Üretim Devrimi. Kiminle?
Dünyanın ilk ve tek Bağımsızlık Savaşını örgütleyen Türk Köylüsü ve Çiftçisiyle!
Dünyanın ilk ve tek Devrimini yapan Türk Köylüsü ve Çiftçisiyle!
Bunu yapacaklar….
Önder bekliyorlar…
Önder hazır…
(ÜRETİM DEVRİMİ NEDİR ? NASIL OLACAK ? ONUNCU YAZIMIZDAN İTİBAREN BAŞLIYORUZ.)

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.