ÜRETİM DEVRİMİ İÇİN MİLLİ HÜKÜMET! (ESNAF ) 5

AHMET AYGÜN ATA KÖŞE YAZISI

Toplumsal gönencin üç temel aracından biri esnaftır. Salt alım satım olgusu ile değil toplumsal ilişkilerin kurulması, yaşatılması esnaflığın var olmasını, korunmasını sağlamayı gerektirir.
Türk Halkı için esnaflar alışveriş yapılan yerlerden çok öte bir anlamdadır. Sokak aralarında onların varlığı otomatikleştirilen insan ilişkilerinin insanca yaşama değerlerini geri getirir. Teknoloji insan içindir, insan teknoloji için değil. Teknoloji kolaylık sağlamak içindir, insanları mekanik duruma getirmek için değil.
Emperyal kapitalizm; aynı zamanda sosyo-ekonomik açıdan bir saç ayağı olan esnafı ve esnaflığı da ortadan kaldırarak tekelleşme yaratmıştır. Daha çok, daha bol, daha çeşit, daha, daha, daha… İyi ve kaliteli ürün dışlanmıştır. Neler yapılmalıdır; yitirilmesine çanak tuttuğumuz esnaf ve esnaflık için?
Neredeyse ev başına bir tane denk gelecek biçimde mantarca üreyen marketlerin çalışma saatlerine ve çalışma günlerine ölçütler getirilmelidir. Ulusal ve dinsel bayramlarda, resmi tatil günlerinde marketlerin çalışma ruhsatı olmamalıdır. Yaz ve kış saati uygulamalarıyla kentlerin canlılığı sağlanmalı, insan ilişkilerinin körelmesine engel olunmalıdır.
Kent içi trafik yoğunluğu nedeniyle marketler kent dışına taşınmalıdır.
Ekmek ve sigara satmaları önlenmelidir.
Yan yana market açılmasının önüne geçilmelidir.
Marketlerin satacağı ürünlere kısıtlama getirilmelidir. Marketler adeta görsel olarak modernize edilmiş çerçi dükkanı gibidir. Mevsimsel olarak ürün bulundurması yasaklanmalıdır.
Ayrı markete, ayrı gramaj uygulanmasına son verilmeli, yurttaşın aldatılmasının önüne geçilmelidir.
Meyve ve sebzede Katma Değer Vergisi eşleşmesi yapılmalıdır.
Özel markalı ürünlere ölçüt konulmalı. Bu yolla kalitesiz, uygunsuz, sağlıksız olan bu ürünlerin koz olarak kullanılmasının önüne geçilmelidir.
Halk sağlığı ve yaşamı için en önemli öğe olan gıda güvenliği olmazsa olmaz biçimde uygulanmalıdır.
Esnafların örgütlenmesini sağlayacak koşullar yaratılmalı ve özendirici olanaklar tanınmalıdır.
Çırak-kalfa-usta geleneğine öncülük edilmeli, deneyim ve birikim gelecek kuşaklara aktarılmalıdır.
Marketlerin ya da tekelleşmiş mağazaların “çılgın-mübarek -hayırlı-iyi” alışveriş günlerinin önüne geçilmelidir. Çılgın, mübarek, hayırlı, iyi tanımlamalarla sunulan alışveriş günlerindeki “ani indirimlerin içeriği araştırılmalıdır.
Geçtiğimiz günlerde bir mağazanın 3 bin Türk Lirası olan bir ayakkabıyı 1,5 bin Türk Lirası’na indirmesi dikkatimi çekti. Yalnızca 100 çift kalmış!
Alışveriş süresi 1 saat! Bu mağazalar hayır hasenat kurumu olmadığına göre “BİR SAATTE” nasıl olurda “YÜZ ELLİ BİN TÜRK LİRASI ” bir değeri yok sayabilmektedir?
Yurttaşın kazançlı olduğunu düşünmek gibi bir sığlıkla “150 bin Türk Lirası ” gibi bir tutarı açıklayacak akıl ve mantık sahibi var mıdır?
El yapımı ürünlerin kalite ve sağlamlığının bilindiği bir ortamda esnafın ve esnaflığın katledilmesinin açıklaması olamayacağı için,
O HALDE;
ÜRETİM İÇİN MİLLİ HÜKÜMET !

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.