Üreticiyi bitirmek istiyorlar!

CHP Bursa Milletvekilleri, hükümete yüklendi:

Beraberinde İl Başkanı Metin Çelik, İnegöl İlçe Başkanı Turhan Neşe ve bazı yönetim kurulu üyeleri ile birlikte ziyareti gerçekleştiren CHP Milletvekilleri Kaleli ile Demiröz, her zaman üreticinin yanında oldukları mesajını verdi.

Üreticilerin büyük sıkıntı içinde olduğuna dikkat çeken Türkiye Kırmızı Et Üreticileri Birliği ve Süt Üreticileri Birliği Genel Başkan Yardımcısı Şaban Cetizli, “Umut ediyorum ana muhalefet partisi olarak çiftçinin tabanına inersiniz. Çünkü çiftçi ve üretici olarak sıkıntımız büyük. Türkiye'de et ve canlı hayvan ithalatı çok büyük bir sıkıntıdır. Bunları mecliste dile getirmenizi rica ediyoruz. Bu gün bir balya saman 12 liraya çıktı. Köylüde para yok. Bu gün et ithalatı durmaz, hayvancılık biraz daha desteklenmezse, hayvancılığın düzelmesi mümkün değildir.

İthal et büyük marketlerde 22 liraya satılıyor, mahalle kasaplarında yerli et 24 liradan aşağıya inemiyor. İthal et sıkıntı oluyor. Kdv oranı yüzde 1'e indi. Bu uygulama yanlıştı. Toptan Kdv oranını yüzde 1'e indirdiler, ama tüketiciye bu yansımadı. Bu toptancılara ve büyük firmalara yansıdı. Çünkü, perakende Kdv oranı halen yüzde 8'de. İthal etin durdurulup, toptanda KDV'nin yüzde 8'e çıkarılması gerekir, perakende de ise yüzde 1'e düşmesi gerekir. Bu gün Yunanistan'a baktığımız zaman süt desteklemeleri, süt fiyatının bir kat üstündedir.

Bizim haklarımızı, mecliste savunacak bir çalışma yapmanızı bekliyoruz. Şuanda yem fiyatları yükseldi. Normal yemin fiyatı 45 TL, kaliteli yem ise 47-48 TL'dir. Peki süt kaç para 80 kuruş. Köylünün eline geçen ne? 73 kuruş. Eskiden 1 kilo süt veriyorlardı, 2 kilo yem alıyorlardı. Şimdi 2 kilo süt veriyoruz 1 kilo yemi zor alıyoruz. Bakın nereye geldik. Biz 1 kilo ete 2 kilo yem alıyorduk. Şimdi 1,5 kilo ete zor alıyoruz. Bize sahip çıkılmasını istiyoruz. Bize üvey evlat muamelesi yapılmasını istemiyoruz” dedi.

Yem gibi girdi maliyetlerinin düşmesi gerektiğini dile getiren Çetizli, “Aynı zamanda desteklemelerin yükseltilmesi gerekiyor. Yoksa hayvancılık bitecek. Bakın İnekler yavaş yavaş yola çıktı. Mezbahaya gidiyorlar. Sütlerimiz azalırsa ne olacak, sütte ithal edeceğiz o zaman. Bunlar olursa bizim köylümüz ne yapacak? Destekleme diye 300 lira veriyorlar, ama bu paranın 4'te biri İlçe Tarım Müdürlüğünden alınan belgeye gidiyor. Hayvancılık yapan üreticilerimiz hayvan kredisi alamıyor. Nedeni de çiftçimizin tapusu, malı, mülkü yeterli gelmiyor” şeklinde konuştu.

CHP Bursa Milletvekili İlhan Demiröz, hükümetin çiftçiyi bitirmeyi amaçlayan bir tarım politikası için uğraştığını söyledi.

Demiröz, “Karacabey'de 85 tane süt ineği kesildi. Eğer samanla ilgili günü birlik program yaparsanız, bunları çözemezsiniz. Samanla ilgili kimlerin ithalat yapacağı bellidir. Pazarlıklar yapılmış, bugün kararnameyi çıkarıyorlar. Siz hükümet olarak, bunları bilmiyor musunuz? 2011 yılında 150 bin ton karkas et ithal ettik. İthal edilen ülkelerin içerisindeki büyük bir kısmında Deli Dana Hastalığı var. Bugün hükümet 'Ben çiftçiyi destekliyorum' diyor. Nasıl destekliyor. Örneğin 2011 yılında 7 milyar TL destek verdi. Peki, bizden ne aldı. Biz tüm tarımcılar 3,5 milyar litre mazot kullanıyoruz. Peki, 4 lira olan mazotta 2,5 lira Kdv olur mu? 2,5 ile 3,5'u çarpın 9 milyar eder.

Bu hükümet kendi çiftçisini değil, Hollanda, Arjantin ve Avrupa Birliği ülkelerindeki çiftçileri destekliyor. 2002 yılından 2012'ye kadar 21 milyar TL tutarında buğday ithal ettik. Biz bunları üretemez miyiz? Bu hükümetin tarımla ilgili tüm programlarının iflas ettiğini özellikle söylüyorum. Bursa, İnegöl ve Yenişehir'de bu yıl 60 bin ton buğday hasadı yapıldı. Gelip almadılar, sadece aldıkları bin 400 ton buğdaydır. Kim koruyacak bu çiftçinin hakkını?” diye konuştu.

Sapla saman karıştı!

CHP Bursa Milletvekili Sena Kaleli de, “Sapla saman karışmış durumda. Demek ki, hükümetimiz artık sade üreticiyi, besin üreticisi ve süt üreticisi olarak görmüyor. Demek ki, daha büyük üreticileri, daha büyük kapsamlı işler yapanları, daha büyük çok uluslu şirketleri, üretici ve halka hizmet eden şirketler olarak kapsamına almış ve desteklerini onlara veriyor. Yani küçük ölsün, büyük yaşasın anlayışı söz konusudur. Bu anlayış sürdüğü sürece de maalesef hep işsizlik had safhada, bir taraftan size 'Hayvanınızı siz beslemeyin, siz üretmeyin, siz üretime katkı sunmayın' diye söylerken, diğer taraftan da 'İneğini, öküzünü satan kamyon alıp karşımıza çıkmasın' diyorlar. Yani köylüyü bir köşeye sıkıştırmış durumdalar.

Köylü şuanda ne iş yapacağını bilemez durumdadır. Meralar bir taraftan pazarlanırken, hükümet böyle bir üretimin varlığını istemiyor. Yani 'Belli büyük kapsamlı üreticileri destekleyeceğiz, sizler yok olun, oraları, ürettiğiniz köylerinizi terk edin, ben size hiçbir indirim yapmayacağım, hiçbir kolaylık sağlamayacağım, sizler şehirde yok olup gidin. Bende size birer torba erzak veririm. Sizi de bir şekilde idare eder giderim' anlayışı hakim olmuş. Bizler bunları mecliste dile getirsek de, köylünün ne suyunu korumaya almış, ne köylünün doğasını korumaya almış. Oraları mermer ve maden ocaklarına kiraya vermişler. Sularını satmışlar. Biz bununla mücadele ediyoruz” dedi.

Milletvekili şahin'e gönderme

Üstü kapalı bir şekilde AK Parti Bursa Milletvekili Hüseyin Şahin'e de gönderme yapan Kaleli, “Bu bölgenin milletvekili arkadaşımızda, 'bizler etkeniz, onlar edilgen' dediğine göre, bu edilgenliği de bekleyen konumda bir hükümet anlayışı, bizi yönetiyor.

'Biz gerekeni yaparız, istediğimizi büyütürüz, istediğimizi küçültürüz' diyen bir anlayış var. Hayvanın ağzından bir tıkıyorsunuz, hayvanın memesinden yarım alıyorsunuz. Bu yarımında yarısını ya alıyorsunuz ya alamıyorsunuz. Dolayısıyla sizler ezilip gidiyorsunuz. Üretici yok oluyor” ifadelerini kullandı.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.