Uluderede küçülen düşünceler

Hiç kimsenin Türkiye Cumhuriyeti Devletini şahsi ihmali ile küçük düşürmeye hakkı olamaz. Yapılan saldırı Kaymakamın şahsına değil, Devletin kimliğinedir. Kendi ihmallerini meşru görüp Devletin güvenlik tedbirini hiçe sayan anlayış terörist anlayışın kendisidir.

Bölge ile ilgili eğer bilinen ekonomik zorluklar gereği bir sınır ticareti varsa ve yapılacaksa bununla ilgili mutlaka ilgili birimlerin VATANDAŞIN LEHİNE GEREKLİ TEDBİRLERİ ALMAMASI GEREKLİLİKTİR.

Masum insanların ölmesini kimse vicdanen kabul edemez fakat görevini yapan Askere de “Sen neden görevini yaptın” diye soruşturma açmak, dış güçlerin psikolojik saldırılarına çanak tutmanın kendisini teşkil eder. Sağduyulu ve duyarlı Başbakanımızın hassasiyeti tüm Milletimizin hassasiyeti ile eşdeğerdir, fakat suç işlemiş insanların, eksik ve yanlış, eğer ticaretse yaptıkları, yöntemlerini de meşru sayacak yaklaşımlardan uzak kalmak gerektiği unutulmamalıdır.

Teröre karşı Milli bir duruş, ülkemizin olmazsa olmaz zorunluluğudur. Ülkemizde ırkçılık yaparak Milli bütünlüğe saldıranların masum görülmesi mümkün değildir. Bu Ülkenin sınırlarının ve Bayrağının bedeli ödenmiş olmakla birlikte dış güçlerin müdahalelerinden anlaşılmaktadır ki, Türkiye aslına dönerek Dünyaya adaletle hükmetmiş atalarını inkârdan dönüp,  İngiliz Cumhuriyet modelinden Osmanlı Cumhuriyet modeline geçişle Vatan evlatlarının sahipliği ve yönetimini yakalamışken birilerinin dersini vermelidir. “Bayrağı bayrak yapan Atan’dır, toprağı Vatan yapan düşmandaki aman’dır” S.Özaydın’ın sözüne uygun bir duruş sergileyip sömürülen değil, adaletle hükmeden olarak eski şanına kavuşmalıdır. Küfür tek Millet olup biz tek Millet olmadıkça kendileri tarafına içimizi yontacaklar mıdır dersiniz. Vesselam.

 

 

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.