Türk ordusunun tek adı vardır; Mustafa Kemal’in Askerleri

AHMET AYGÜN ATA KÖŞE YAZISI

Askerliğimin ustalığını Adıyaman-Gölbaşı’nda yaptım. Rastlantı sonucu bölükte 3 şiir kitabı bulduk. Alt devrem iki asker arkadaşımla dönüşümlü okurken Bölük Komutanımız görmüş. Odasına çağırttı. Masanın üzerinde kitapları gördüm, şaşırdım. Kitapları okuyup okumadığımı sordu; “okudum Komutanım” dedim. Ozanların kim olduğunu sorduğunda, sorunun içeriğini anladım. “Sol görüşlü, Kemalist ozanlar Komutanım” dedim. “Bölükte sağcılar, solcular kim? ” sorusunu yöneltti. “Asker üniforması altında kimse siyasi görüşünü ortaya koymaz, Komutanım” yanıtı verdim. Çıkmamı emretti, odadan çıktım. Bir daha konusu geçmedi.

Adıyaman dağlarında arama-tarama yaparken, mağaralara girerken, askeri operasyon yaparken önümdekinin, arkamdakinin, yanımdakinin siyasi görüşünü düşünmek aklıma bile gelmedi. Kahta’da, Besni’de, Gerger’de, Samsat’ta, Tut çayında, Kömür beldesinde, Nemrut dağında, vadilerde, ovalarda… Tüm Asker arkadaşlarımda benim gibiydi; BİZ MEHMETÇİKTİK…Tek bir tanımımız vardı; GAZİ Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyetinin, Türk Silahlı Kuvvetlerinin birer askeriydik, yani Mustafa Kemal’in Askerleriydik.
Akp Genel Başkanı ayrıştırma söylemlerini ne yazık ki bırakmıyor. “Bizim gençlerimiz daha cevval”…Akp’li gençlerin toplantısında kullandığı bu cümle, canımı çok yaktı. Hiçbir siyasetçiye, özellikle iktidarda olana hiç yakışmayacak; bir cümle. Siyaset; çözüm bulma sanatıdır. Ayrıştırarak Vatan Bütünlüğüne, Ulusal Birliğe zarar verilir, verilmektedir. Yurdumuz 50 yıldır; sağcı-solcu, Alevi-Sünni, Türk-Kürt, İnançlı-İnançsız, Örtülü-Örtüsüz ayrıştırmalarıyla binlerce insanımızı yitirdi. Ağır bedeller ödediğimiz, ödeyeceğimiz ayrıştırmalar Türkiye’mizin değeri değildir, olamaz.
Önceki gün çare olarak gördüğümüz muhalefette, aynı acıyı yüreğime saldı. Şehit olan bir Mehmetçiğimizin kendi partilerinden olduğunu ve bunu sosyal medya aracılığıyla yayılması istendi. Bu ayrıştırmaların TÜRKİYEMİZE en küçük bir yararı olmaz. Aksine sömürgecilerin ellerini ovuşturmalarını sağlar. Savaş sırasında ATAMIZIN belirttiği gibi “iç cepheyi sağlam tutmak koşuldur” sözlerini herkes buyruk saymalı ve yerine getirmekten bir adım dahi geri atmamalıdır.
Bazılarının inanmadıkları, bazılarının egoizm uğruna farkına varamadıkları bir biçimde piyonlarıyla da olsa Amerika ile savaş durumundayız. Çevresi gizli Abd üsleriyle dolu;48 ülkenin askerinin bulunduğu bir yerde, Suriye’de; El-Bab, Fırat Kalkanından sonra Afrin harekatını gerçekleştiriyoruz. Oradaki askerin hiçbiri “biz daha cevvaliz”, “biz daha üç hilalciyiz”, “biz daha Cumhuriyetçiyiz” diye düşünmüyor. Gönderdikleri roketlerin üzerinde ya şehit arkadaşlarının adları ya da “Kemalist Devrime teslim olunuz” yazılı. Şehitlerimizin tabutları şanlı Türk Bayrağı ile sarılı, ağıtların sonucunda hepsinde tek cümle “Vatan Sağolsun”, dualar aynı şeyi diliyor, gözler aynı duyguyla yaş döküyor.
Cephedeki hiçbir asker “şu iktidarda kalsın” yada “bu iktidara gelsin” anlayışında değil, olamaz da. Kabullenmeyen, sömürgecilerin yaydığı biçimde bunun “Vatan Savaşı” olmadığını dillendirenlere küçük bir anımsatma…
Aynı iktidar partisinin “Katil Esad” dediği gibi “Esad halkını katlediyor” diyenlerin şimdi Esad’la aynı cepheye gelmek için “aracı olmayı” 7 yıl sonra ortaya atmasının anlamı nedir? Esad; sormaz mı; “Öso o zaman Amerika için iç savaş çıkartırken terör örgütü değildi de şimdi neden oldu?” Ya da “Amerika’ya piyon olan pkk/pyd/ypg halkımı katlederken heyetiniz onlarla neyi ve niye görüştü?”.
Hepimiz, her küçük farklılığımıza karşın “MEHMETÇİĞİZ”…Tek bir tanımımız vardır; MUSTAFA KEMAL’İN ASKERLERİYİZ.
“İç cepheyi dağıtacak her söz ve eylem” tarihte hesabını verecektir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.