“Türk Dil Kurumu görevlerini yerine getirebiliyor mu?”

CHP Karacabey İlçe Başkanı Süleyman Tuğ, Türk Dil Kurumu’nun 87. kuruluş yıldönümü dolayısıyla yazılı basın açıklaması yaptı. “Dilimizin yozlaşmasını önlemek adına çalışmalar yaparak, dilimize giren yabancı sözcüklerin karşılığını bulmak, yazılı ve sözlü kaynaklardan yararlanarak kelimelerin Türkçeleştirilmesi, Türk kültürünün geliştirilmesi için Türk dilinde çalışmalar yapmak, Türk dilinin zenginleştirilmesini sağlamak gibi sorumluluk ve görevleri bulunan Türk Dil Kurumu bu görevlerini yerine getirebiliyor mu? Kendi öz benliğimize ve kültürümüze saygısızlık olan yabancı dil hayranlığının önüne geçmek için ne yapılmaktadır/yapılmalıdır?” sorularını soran Tuğ açıklamasında şu ifadelere yer verdi; “Bugün Türk Dil Kurumu’nun 87. kuruluş yıldönümünü kutluyoruz. Türk Dil Kurumu, Türk Dili Tetkik Cemiyeti adıyla 12 Temmuz 1932’de Atatürk’ün talimatıyla kurulmuştur. Cemiyetin kurucuları, hepsi de milletvekili ve dönemin tanınmış edebiyatçıları olan Sâmih Rif’at, Ruşen Eşref, Celâl Sâhir ve Yakup Kadri’dir. Kurumun ilk Başkanı Sâmih Rif’at’tır.
Türk Dil Kurumunun amacı, “Türk dilinin öz güzelliğini ve zenginliğini meydana çıkarmak, onu yeryüzü dilleri arasında değerine yaraşır yüksekliğe eriştirmektir. Bizzat Atatürk’ün öncülük ettiği, Türk dilinin yabancı kökenli sözlerden temizlenmesi amaçlanmıştı.
Atatürk,1Kasım 1936’da Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin V. dönem 2. yasama yılını açış konuşmasında Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumunun geleceği ile ilgili dileklerini şu sözlerle dile getirmişti:
Başlarında değerli Eğitim Bakanımız bulunan, Türk Tarih Kurumu ile Türk Dil Kurumunun her gün yeni gerçek ufuklar açan, ciddî ve aralıksız çalışmalarını övgü ile anmak isterim. Bu iki ulusal kurumun, tarihimizin ve dilimizin, karanlıklar içinde unutulmuş derinliklerini, dünya kültüründe başlangıcı temsil ettiklerini, kabul edilebilir bilimsel belgelerle ortaya koydukça, yalnız Türk ulusunun değil, bütün bilim dünyasının ilgisini ve uyanmasını sağlayan, kutsal bir görev yapmakta olduklarını güvenle söyleyebilirim. Birçok Avrupalı bilim adamının katılması ile toplanan son Dil Kurultayının aydınlık sonuçlarını görmekle çok mutluyum. Bu ulusal kurumların az zaman içinde ulusal akademilere dönüşmesini dilerim. Bunun için, çalışkan tarih, dil ve bilim adamlarımızın, bilim dünyasınca tanınacak orijinal eserlerini görmekle mutlu olmanızı dilerim.
Dilimizin yozlaşmasını önlemek adına çalışmalar yaparak, dilimize giren yabancı sözcüklerin karşılığını bulmak, yazılı ve sözlü kaynaklardan yararlanarak kelimelerin Türkçeleştirilmesi, Türk kültürünün geliştirilmesi için Türk dilinde çalışmalar yapmak, Türk dilinin zenginleştirilmesini sağlamak gibi sorumluluk ve görevleri bulunan Türk Dil Kurumu bu görevlerini yerine getirebiliyor mu? Kendi öz benliğimize ve kültürümüze saygısızlık olan yabancı dil hayranlığının önüne geçmek için ne yapılmaktadır/yapılmalıdır? 2008 yılında yayımlanan TDK Güncel Türkçe Sözlüğünde 111.027 sözcük varken günümüzde yükseköğrenim öğrencileri bile ne yazık ki 300-400 Türkçe sözcük kullanmaktadır.
Türk Dil Kurumu Atatürk’ün verdiği görevi titizlikle yerine getirecek çalışmalar yapmalı, eğitim kurumlarıyla iş birliği içinde Türkçemizi yabancı sözcüklerden arındırmalıdır. Milli Eğitim Bakanlığı da eğitim sistemiyle oynamaktan vaz geçip hem çağdaş ve bilimsel eğitimi önceliğine almalı, hem de güzel Türkçemizi korumak için çalışmalıdır. Unutulmasın ki dilini kaybeden bağımsızlığını da kaybeder.”

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.