TEMA 20 yaşında

11 Eylül 2011. Dün TEMA Vakfı 19. yaşını bitirirken 20’ye merhaba dedi.
            Ülkemin güzel insanlarından Hayrettin Karaca ile Nihat Gökyiğit bu güzide kuruluşu Türk halkına ve dünyaya hediye ettiler. Ne mutlu onlara.
            TEMA, 7’den 70’şe 450 bin gönüllüsü ile vatan sathında topraklarımızın çölleşmemesi, ormanlarımızın yok edilmemesi ve doğadaki canlıların varlığını koruyabilmesi için çalışıyor. Sevgili Karaca, Sevgili Gökyiğit hiç üzülmeyin. Yirmi yıl önce başlattığınız seferberlik devam ediyor.
            İlelebet de devam edecek.
            Geçen yıl ki eğitim çalışmalarımızdan birin de  bir bayan dinleyicimiz şöyle bir soru yöneltti: “Benim çocuğumun TEMA Gönüllü kartı var. Bu kartın çocuğuma ne faydası olacak” dedi. O gün değerli annemize dilimizin döndüğü kadar anlattık. Ancak bu soruyu bir daha cevaplayalım ki diğer anneler de bilgilensin.
            TEMA Gönüllüsü olmak farklılıktır. TEMA Gönüllüleri çevreye, insanlara farklı bakarlar. “Veren elin alan elden üstün olduğu” düsturu ile zamanlarını, enerjilerini, paralarını çevre için karşılıksız harcarlar. Ama bu yaşam şartları içinde de kendilerine güvenir. Kişilik kazanırlar. Çalışmalar sırasında çevresindeki insanların ve doğanın temiz, sevinçli olduğunu görünce mutlu olurlar.
            Yurdumuzun güzel insanları, bir ay kadar önce ülkemizin Başbakanı Somali’ye gitti. Hepimiz gazetelerden okuduk. Televizyonlardan izledik. Her gün bu topraklarda binlerce insan açlıktan ve susuzluktan ölüyor. Onlara gıda yardımı götürdüler. Ne güzel, o çocukların kısa bir sürede olsa karınları doyacak ve ölmeyecekler. Ya sonra!…
            İşte bizler TEMA olarak Anadolu’muzun Somali, Etopya, Afganistan, Mısır, Haiti gibi olmaması mücadelesi veriyoruz.
            Verimli topraklarımızın erozyona uğramaması endüstriyel, kimyasal atıklarla kirlenmemesi, ormanlarımızın korunması ve çoğaltılması, sularımızın temiz içilebilir kalması, doğadaki canlıların ekolojik denge içinde devamı için mücadele ediyoruz.
            Değerli okurlar geçmiş yıllarda insanlar petrolü bilmeden, naylon kullanmadan, araçlara pil takmadan yaşadılar. Belki hızlı bir yaşamları yoktu ama açlıktan, susuzluktan kanserden ölmüyorlardı.
            Son 25 yıldır dünyanın belirli bölgelerinde, her gün dört bin çocuk susuzluktan ve açlığa bağlı hastalıklardan ölüyorlar.
            “BU ÜLKE BİZİM! BAŞKA TÜRKİYE YOK!            ÇEVREYİ KORU, TÜRKİYE’NİN YARININI KORU!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.