TARIMDA ÜRETİM DEVRİMİ 1

Ahmet Aygün Ata Köşe Yazısı

AK Parti’nin Türkiye’yi tek başına yönetemediği ve yönetemeyeceği açıkça belli olmuştur. Muhalefetin ise kumpaslara destek vermiş, Cumhuriyetin yıkılması gerektiğini söyleyenlerin ve Fetö ile Hdp’nin Pkk’yı destekleyen yöneticileri için af ve adalet (!) istemesi dışında, Amerika’yı bölücü eylemlere destek vermesine karşın hala müttefik olarak görmesi ve sığ Ak Parti düşmanlığı ile çare olamayacağı görülmektedir. Çözümün yıllardır tüm kesimleri kapsayan Milli bir hükümet gerçeği kendini haykırmaktadır. Türkiye Cumhuriyetinin sanayisinin temelini tarımın oluşturması coğrafi ve sosyoekonomik bir gerçektir. Köylüyü kambur ilan eden program uygulanmadan önce, Türkiye kendi ürettiğiyle karnını doyuran ve giyinen yedi ülkeden biriydi. Tarımda kendimize yeterliydik. Bugün dışardan tarım ürünü alıyoruz. Tarımda yeniden kendimize yeterli hale gelmek, Üreticilerin Millî Hükümetinin yakın hedef olmalıdır.
AK Parti, küresel merkezlerden dayatılan Yerel Yönetim Yasasıyla aslında belediyeciliği yok etti. Belde belediyelerini kaldırarak, köy muhtarlıklarını kapatarak, köylüyü ve kasabalıyı yerel siyasetin ve hizmetin dışına sürdü. Yerel demokrasiyi ortadan kaldırdı.
Yerel Yönetim Yasasını değiştirilmeli ve Belde belediyeleri ile köy muhtarlıkları yeniden kurulmalıdır.
Tarımda hedef, köylüyü efendi kılmak, her tür bağımlılığa son vermek, Türkiye’yi beslenme, giyim, gübre, tohum ve damızlıkta yeniden kendine yeterli bir ülke haline getirmek, üreticinin hayat düzeyini yükseltmek ve dışsatıma azamî katkı sağlamak olmalıdır. Bu amaçlarla Avrupa Birliği, IMF, Dünya Ticaret Örgütü ve benzeri örgütlerin dayatmaları reddedilmeli ve tarım desteklenmelidir. Çiftçiye, besiciye ve balıkçıya mazot, gübre, tarım ilacı, tarım aleti, sağlıklı tohum ve damızlık gibi tarımsal üretim girdilerinin ucuz sağlanması için gerekenler planlanmalı ve uygulanmalıdır. Örneğin; Vatan Partisi, ucuz mazot için İran Hükümetiyle anlayış birliğine varmıştır. Tüm girdi ve vergi yansımalarıyla çiftçiye ve köylüye 2 ila 2,5 TL mazot sağlanabilecektir.
Üretim yapan her çiftçinin faizsiz veya düşük faizli krediye ulaşması için tarım kredilerine ayrılan kaynaklar yeterli duruma getirilmelidir. Ziraat Bankası, çiftçiye tarımsal kredi sağlamak, tarımı ve tarıma dayalı sanayiyi geliştirmek göreviyle yeniden yapılandırılmalı ve yeterli sermayeye kavuşturulmalıdır.
Üretim kesinlikle özendirilmelidir. Tarıma desteklerin ve kredilerin üretimi artırma amacına uygun kullanılması için gerekli önlemler alınmalı, dönüm başına değil, üretilen ürüne destek sağlanmalıdır. Çiftçiye üretimi özendiren taban fiyat verilmeli, üreticinin alacakları, devlet ve kooperatiflerce zamanında ödenmelidir.
Tarıma destek siyasetleri bir yıl öncesinden ilan edilmelidir. Pamuk, sıvı yağ, tütün, sigara, şeker, hayvan ürünleri gibi Türkiye’de yeteri kadar üretilebilecek tarım ürünlerinin ve besinlerin dışalımı yasaklanmalı, yerli üretim özendirilmelidir. Tarım üreticisinin emeğinin karşılığını alabilmesi ve tüketicinin uygun fiyatlarla besine ulaşması için, kamu eliyle ve kooperatifler aracılığıyla etkin ve iyi işleyen bir pazarlama sistemi içinde örgütlenilmelidir.
Yoksul ve orta halli köylüler, tefeci ve banka borçlarından kurtarılmalı, ipotekler kaldırılmalıdır. Tarım işçilerinin sosyal güvenlik, sendika ve bütün demokratik hakları gerçekleştirilerek; İhtiyarlık, sakatlık veya hastalık nedeniyle toprağını işleyemeyen köylülerin, dul ve yetimlerin geçimleri, bakımları sağlanmalıdır.
Tarımda biyoteknoloji veya benzeri yöntemlerle üretim, sadece sınırlı ve korunmuş alanlarda, devlet denetimindeki Ulusal şirketler eliyle yapılmalıdır. Tarım alanları ve ürünleri, özellikle yabancı sermayenin yol açtığı genetik kirlenmeden korunmalı, AR-GE faaliyetleri tamamen devlet denetiminde ve devlet destekli Ulusal sermayeli şirketler tarafından gerçekleştirilmelidir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.